Güncelleme Tarihi:
Et Üreticileri Birliği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan, ramazan dolayısıyla yerli ete talebin artacağını ve talebi karşılayacak et de olmadığı için fiyatlarda artış yaşanacağını belirterek, “Ay başından bu yana et fiyatlarının yüzde 15 arttığını, Ramazana kadar da yüzde 15 daha artacağını” iddia etti.
Yücesan, yaptığı açıklamada, yerli besiciyi korumak amacıyla Mayıs ayında yüzde 60'a çıkarılan et ithalatındaki gümrük vergisinin, 2 Temmuz'dan itibaren yüzde 75'e yükseltildiğini anımsatarak, devletin üreticiye kilogram başına verdiği 1 lira teşviki de kaldırdığını anlattı.
AĞUSTOS 15'TE YÜKSELMEYE BAŞLAR
Buna bağlı olarak et fiyatlarının ay başından bu yana yüzde 15 artış gösterdiğini belirten Yücesan, fonun yüzde 75'e yükselmesiyle yurt dışından alınan etlerin fiyatlarının da Ağustos ayının 15'i itibariyle yükselmeye başlayacağını bildirdi.
Yaşanan olayların iç piyasadaki fiyatı yükselteceğini ifade eden Yücesan, “Ramazan ayı ve sonrası fiyatlar, geçen yılki ithalat öncesi duruma geri döner” dedi.
ÖNLEMLERDE GEÇ KALINDI
Yücesan, fiyatların bu kadar yükselmemesi için tedbir alınmasında gecikildiğini ifade ederek, “Geçen yıl Nisan ve Mayıs ayında başlayan ithalatla iç piyasaya yüzde 30 fonla et alınmayacaktı. Yüzde 30 gibi çok düşük bir rakamla içeriye et alındı. İç piyasada üretimdeki maliyetler 12 lirayken, yerli üretici eti 9-10 liraya eti satmak zorunda kaldı ve zarar etti. Zarar edince de bu dönemde bizim alacağımız hayvanı üretmemiş oldu, üretim durdu. Yüzde 30-40'lık fon, bugün kendisini içeride üretim eksikliği olarak gösteriyor” diye konuştu.
ELEŞTİRİLER ARTIYOR
Artan et fiyatları yemek sektörü başta olmak üzere reel sektörden de şikayetleri de beraberinde getiriyor.
İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sadık Çelik, artan et fiyatlarının, zaten “zor ve sıkıntıda olan” sektörü sıkıntıya soktuğunu belirterek, “Arzumuz, yerli üretimin elbette ki desteklenip geliştirilmesi ve üretimin, iç tüketimi karşılayabilecek seviyeye bir an evvel ulaşmasıdır” görüşünü bildirdi.
Çelik, yaptığı yazılı açıklamada, 1990 öncesi ihmal edilen tarım ve hayvancılık alanının, 1990'lı yıllarda et ithalatına yol açtığını belirtti. Açığın kapatılması için bu dönemde kesik et ithalatı yapıldığını ve yanlış yapılan kesik et ithalatının, Türkiye'de hayvancılığa zarar verdiğini ifade eden Çelik, bunun, 2010'daki et krizini hazırlayan ve et ithalatının yeniden yapılma nedenleri arasında bulunduğunu kaydetti.
2010 öncesi mera yasağı, süt tozu ithalatı, süt taban fiyatının düşük olması ve artan yem fiyatlarının, Türkiye'de hayvancılığını ve üreticileri, tüketimi karşılayacak kadar üretim yapamaz noktaya getirdiğini savunan Çelik, “60. Hükümet de 2010'da 35-40 liralara yaklaşan et fiyatlarındaki artışı durdurmak için canlı ve karkas et ithalatına mecbur kalmıştır. Bu amaçla gümrük vergilerini zorunlu olarak sıfırlamıştır. Bu da artan fiyatların normal seviyelere inmesini sağlamıştır. Ancak 2011 Temmuz ayına geldiğimizde hükümet haklı olarak yerli üretimi desteklemek için gümrük vergilerini yüzde 75 mertebesine kademeli olarak çıkarmıştır. Bu ise, fiyatların tekrar yükselmesine yol açmıştır, çünkü üretim hala arzulanan noktaya gelememiştir” ifadesini kullandı.
SIKINTIMIZ ARTTI
Çelik, yemek sanayicileri olarak, etteki fiyat istikrarının devam edeceğini düşünerek 1-2-3 yıllık sözleşme imzaladıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Artan et fiyatları zaten zor ve sıkıntıda olan sektörümüzü daha da sıkıntıya sokmuştur. İYSAD olarak arzumuz, yerli üretimin elbette ki desteklenip geliştirilmesi ve üretimin, iç tüketimi karşılayabilecek seviyeye bir an evvel ulaşmasıdır. Fiyatların dengeye kavuşması ve arzın talebi karşılayabilmesi için gümrük vergilerinin tekrar aşağıya çekilmesi, özellikle damızlık hayvan ithalatına önem verilerek bu geçiş döneminde hayvan sayısının artırılması, diğer yandan da Doğu ve Güneydoğu'daki mera yasaklarının kaldırılması, süt taban fiyatlarının artırılması, süt tozu ithalatının yasaklanması, yem fiyatlarındaki artışın engellenmesi, mazot ve diğer girdilerin üretici lehine geriye çekilmesi gibi tedbirlerin acilen alınarak çok zor olan hayvan yetiştiriciliğinin sürdürülebilir olması için çeşitli teşviklerle desteklenmesi ve piyasanın gerçek anlamda dengeye kavuşmasıyla birlikte ithalatın durdurulması gerekmektedir.”