Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, TOBB’un 71. Genel Kurulu’nda bir araya geldiği işadamlarına, muhalefetin seçim vaatlerini eleştirdi. Asgari ücret ve emekli maaşlarının artırılması yönündeki vaatler için iş dünyasından destek isteyen Davutoğlu, iş dünyasından “bu tür vaatlerde bulunmaması” için muhalefete çağrıda bulunmasını istedi. Kendilerinin yapısal dönüşüm programları hazırladığını belirterek, muhalefetin de bu programlar karşısında kendilerinin ne yapacağını anlatması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, işadamlarına şöyle seslendi:
“Biz buradan ilan ediyoruz, 7 Haziran seçimleri sonrasında çok geniş kapsamlı bir istişare ile ve toplumsal mutabakatla yeni ve insan onuruna dayalı bir anayasayı kaleme alacağız. Türkiye’nin ilk sivil anayasası 7 Haziran’dan sonraki ilk gündem maddemizdir. Bu yeni anayasanın en önemli özelliklerinden biri de girişim özgürlüğü ve güçler ayrılığı prensibine dayalı, demokratik yeni bir siyasal sistemin önünü açacak olmasıdır. Hiçbir siyasal sisteme ön yargıyla bakmamak lazım. Parlamenter sistem de başkanlık sistemi de demokratik özgürlükler içinde yaşanabilir ve demokratik özgürlükleri yaşatabilir sistemlerdir. İş dünyamızın kaygılarını giderecek şekilde, bütün kesimlerle istişare ederek, yargı da dahil bütün bürokrasinin hesap verebilir olduğu bir dönemin önünü açacağız.
TUZAĞA DÜŞÜLMESİN
İktidarda olanlar seçim öncesinde seçim ekonomisi tuzağına düşebilirler. Muhalefette olanlar da seçim öncesinde halkı etkileyebilecek popülist vaatlerde bulunarak seçim sonrası için son derece riskli adımlar atabilirler. Bu açıdan herkesin çok dikkatli olması lazım. 1991 seçimlerine giderken verilen popülist birtakım vaatler, Türkiye’yi 1994 ekonomik krizine yöneltti.
Asgari ücret konusu var. Bu tartışmada eksik olan husus ne biliyor musunuz? Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı ‘bin 500 TL’ dedi, başka bir parti ‘2 bin 500’ dedi, bir üçüncü parti ‘5 bin TL’ dedi. Bir kere şunu bilmeliyiz; asgari ücret, fermanla, genelgeyle, kanunla verilen bir şey değil. Asgari ücret, 5 işçi temsilcisi, 5 işveren temsilcisi, 5 kamu temsilcisinden oluşan komite tarafından kararlaştırılıyor. Burada önemli olan, işverenimizle işçimizin optimum bir asgari ücrette anlaşması. Olmazsa sonunda ne olur biliyor musunuz? Eğer işverenlerimizin üzerindeki yükler artarsa, iş yerleri kapanır. 100 işçi çalıştıran bir KOBİ’nin kaldıramayacağı bir yükü üzerine yüklerseniz, rekabet gücünüz kalmaz ve kayıtdışı istihdam artar.
Bu tür irrasyonel politikaların iş dünyası üzerindeki etkilerini konuşun, anlatın. Böyle irrasyonel politikalarla tezgahların nasıl kapanacağını anlatın ki Türkiye’de herkes söz verirken bir kere değil, 5 kere değil, 40 kere düşünsün. İş dünyamızdan beklentimiz, bütün siyasi partilere dönük irrasyonel akıl dışı politikalar teklif etmemeleri yönünde de çağrıda bulunmalarıdır. Kısa dönemde seçime dönük yapılacak her vaat, bir müddet sonra onları yapanları vurur.”
GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLENECEK
BAŞBAKAN Davutoğlu 11 Mayıs’ta Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği’ni güncelleme mutabakat zaptının imzalanacağını da duyurdu. Davutoğlu “Türkiye, AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması karar mekanizmalarına doğrudan müdahil olacak bundan sonra. Trans Atlantik Yatırım Projesinde yürütülen müzakereleri de Avrupa Birliği’yle birlikte nasıl yürüteceğimizi de müzakere edeceğiz. Bu son dönemde attığımız en önemli adımlardan birisidir” diye konuştu.
SALONDAKİLER ‘BASIN ÖZGÜRDÜR’ DİYEMEDİ
TOBB’un 71. Olağan Genel Kurulu’nun bu yılki konsepti 100. yılı nedeniyle Çanakkale Zaferi iken bir diğer özelliği seçim öncesi Başbakan Davutoğlu ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu bir araya getirmesiydi. Davutoğlu konuştuktan sonra mitingi olduğunu belirterek Kılıçdaroğlu’nu dinlemeden salondan ayrıldı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında en dikkat çeken bölüm, basın özgürlüğüne ilişkin salonda yaptığı oylama oldu. Konuşmasında demokrasi ve basın özgürlüğüne dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bu salonda basının özgür olduğuna inanan varsa parmak kaldırsın” çağrısı yaptı. Ancak Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da oturduğu protokol bölümünde kimse parmak kaldırmazken diğer konuklar arasında ise birkaç el kalktığı görüldü. Bu tablo karşısında ise Kılıçdaroğlu, “Bakın buraya bile bazı gazeteciler alınmadı. Medyası özgür olmayan bir ülkede gerçek demokrasi olmaz” diyerek basın özgürlüğüne vurgu yaptı. Davutoğlu’nun konuşması sırasında salon tümüyle dolu olurken üyelerin alkışları nispeten sönük kaldı. Geçmiş yıllarda muhalefet liderleri genellikle boş salona konuşurken bu yıl tablo farklı oldu. Kılıçdaroğlu’na delegeler büyük ilgi gösterirken, konuşmanın birçok bölümü de coşkulu alkışlandı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural salon büyük ölçüde boşalmış olsa da yoğun alkış aldı.
BİLDİRGEMİZİ GÖNDEREYİM
MAKUL ŞÜPHE TEHDİDİ
“Size Türk tipi evrensel standartları anlatayım. Makul şüpheyle malvarlığınıza el koyabilirler, hapse alabilirler. Türkiye’nin en iyi avukatını bulup ‘beni kurtar haksızlığa uğradım’ diyeceksiniz. Makul şüpheye dayanarak dosyanıza gizlilik kararı koyabilirler. Avukat dosyanıza bakamaz. Allah aşkına bana söyler misiniz böyle bir uygulama dünyanın hangi demokrasisinde var? ‘Bu olmaz, işadamları için bu uygulanmaz’ demeyin. Sizin aklınıza gelir miydi Genelkurmay Başkanlarının tutuklanıp hapse atılacağı? Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir baskı ortamını kurmak istiyorlar. Türk tipi başkanlık oluşturulmak isteniyor. Herşey bir kişiye bağlı olacak.
İktidara geldiğimizde yüzde 10 seçim barajı kalkacak. Yasa dışı medya havuzu kurulmasına izin vermeyeceğiz. ‘Aman sesimi çıkarmayayım yarın bir müfettiş ordusu gelir.’ Böyle bir yerde gerçek demokrasi olmaz. O yüzden bize ‘hibrit demokrasi’ diyorlar. Biz buna layık değiliz. Ben size yeni bir demokrasi tanımı yapacağım. Demokrasi, devletin kurumlarına sıcak siyasetin müdahale edemediği alanların genişletilmesidir.
‘Yargıyı bu hale kim getirdi’ diyorlar. ‘CHP’ diyecekler, ama CHP iktidarda değil. Siz HSYK seçimlerinde bile yargıçlara siyasal kimlikler verdiniz, şimdi dönüp ‘Yargı neden bu halde’ diyorsunuz. Ben 13 yıldır bu soruyu soruyorum. Sabahları gazeteleri ürkerek mi alıyorsunuz, ne olacak bu ülkenin hali diye düşünüyor musunuz. Bunun adı demokrasi eksikliğidir. Bizim insanımız niye birinci sınıf demokrasiye layık olmasın. CHP iktidarında yeni fasıl için bekleyemeyceğiz, birinci sınıf iktidar için ne gerekiyorsa yapacağız.
ORTA TEKNOLOJİ TUZAĞI
Sadece orta gelir tuzağına değil, orta teknoloji tuzağına da yakalandık. Orta teknolojiyle yola devam ederseniz, orta gelir tuzağını aşamazsınız. Gelişmekte olan ülkelerin son yıllardaki büyümesi Asya’da 5.3, Alt Afrika’da yüzde 4’ten fazla. Türkiye’de ise yüzde 3.1. Demek ki iyi yönetilemiyoruz. Hollanda kadar ihracatımız bile yok tarımda. Peki toprağı, güneşi, çiftçisi olan bir ülkede eksik olan ne? Eksik olan vicdanlı siyaset. Türkiye’de en önemli sorun siyasetin kirlenmiş olması. Bu nedenle ilk 4 ayda çıkaracağımız yasa siyasi ahlak yasası olacak. Projelerin tümünü puzzle gibi düşündük. Yeni bir başlangıç yapmamız lazım.”
Gel açık oturum yapıp tartışalım
KILIÇDAROĞLU, Davutoğlu’nun tüm sorularını yanıtlamaya hazır olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bizim projelerimizin kaynağıyla ilgili bir sorun varsa, bir açık oturumda buluşalım. Onlar da sorsun, biz de soralım. Vergi ve para konusunda Türkiye’deki 10 uzmandan biriyim, bunda mütevazi olamayacağım. Her kuruşun hesabını yaptık Asgari ücret gündeme geldi. Bakın asgari ücret 1500 TL olacak. Ama biz asgari ücretin üzerindeki gelir vergisini kaldıracağız.”