Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2003 00:00
SON bir-kaç gün içinde ekonomi sayfalarında yeralan
haberler, yerel seçimler için, AKP iktidarının 'popülizm düğmesi'ne bastığını gösteriyor.Başbakan Tayyip Erdoğan yılbaşında SSK ve Bağ-kur emeklilerine yüksek oranlı zam için talimat vermiş. Devlet Bakanı Ali Babacan da bu talimatı kabul ediyor ve 'ya yeni kaynak yaratacağız ya da ödenekler arası aktarma ile bu zammı karşılayacağız' diyor. Demek ki, hazırlıklar doğru...İkince habere göre Başbakan Parti toplantısında 'çay-simit' edebiyatı yaparak, asgari ücretin net 350 milyon liraya çıkarılmasını istemiş. Bu yüzde 55'lik zam anlamına geliyor. Herhalde Ali Babacan da yakında çıkar, 'Asgari ücretin devlete olan yükünü rahatlıkla karşılayabiliriz' der.Demeçlere bakıldığında, olayın sadece 'ödenekler arası aktarma' ya da 'yeni bir kaynak' işi olarak görüldüğü fark ediliyor. Babacan asıl etkilerini biliyordur ama, politika böyle demek ki...EMEKLİ ZAMLARIRecep Tayyip Erdoğan daha Başbakan olmadan emekliye yüksek zamlar yapmış, buna kendi atadığı bürokratlar bile karşı çıkmış, sonunda bir formülle toplam yükü biraz azaltmışlardı.Şimdi daha kritik noktadayız; emekliye verilecek zammın mutlaka artık konuşulmaya başlanan 'talep artışı' ile birlikte düşünülmesi şart. Asgari ücretliye verilecek yüzde 55'lik zammın faturası kamuya çıkmaz ki, zaten kur düşükken rekabet gücünü, özel sektörü baltalar.SİCİL AFFIPopülist kararlar bununla da sınırlı değil... Bir süredir konuşulan 'sicil affı' için de hazırlık yapılıyor ve büyük ihtimalle
seçim öncesi çıkarılacak. Sicil affıyla birlikte bir çok esnafın, KOBİ'nin, tüketici kredisi kullanıp ödemeyen vatandaşların sicili temizlenmiş olacak. Bankaların kendi aralarında tuttukları 'kara kaplı defter'de yazılı isimler, sözde silinecek. Halbuki özel bankalar kara defter yazan kişilere, sicil affı getirilse bile,
kredi açmayacaklarını, daha önce Hükümet yetkililerine söylediler. Buradan yola çıkarak, 'O zaman sicil affının af edilenlere bir yarar getirmeyeceği' sanılabilir. Ama dikkat; kamu bankalarını unutuyorsunuz.İçlerinde AKP yakınlarının bulunduğu çok sayıda kişi ve şirket kamu bankalarına talepte bulunup, yeni kredi almak istiyorlar. Ama kamu bankaları yöneticileri kara kaplı defter de bulundukları için, bunlara kredi açamayacaklarını söylüyorlar. Yani özel sektör sicil affı gelse de o kişiye kredi açmayacak ama kamu bankalarının, 'yasal olarak' bu kişilere kredi açmasının önündeki engeller temizlenecek. Kamu bankası yöneticilerinin sorumluluğu kaldırılacak.Bence AKP iktidarının popülist kararları bununla da bitmeyecek. Seçim öncesinde daha çok şeyler göreceğiz. Örneğin bütçeye konan doğrudan gelir desteği ödemeleri, daha önce yılın ikinci yarısında ödenirken, 2004'de büyük ihtimal seçim öncesi, yani ilk aylarda ödenecek. YIĞILMA OLACAKBu gidişle bütçede yeralan harcama kalemlerinin büyük kısmı seçim öncesine yığılacak.Çünkü AKP'nin niyeti yerel seçimlerden çok büyük oy farkıyla çıkmak. Bunun için siyasi olarak da kuran kursları gibi kararları gündeme getirip, 'devlet istemiyor, çatışma çıkmaması için geri çekiyoruz' diyor ve bence, bu yolla 'oyumuzu daha artırıp, uygulamaya sokarız' mesajı veriyor.Peki, IMF, bütçede yer almayan, enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkileyeceği kesin olan bu kararlara onay verecek mi? Yoksa, yüzde 12'lik enflasyon hedefine karşılık ücretlere yapılacak yüzde 55'lik zamma, yani 'geriye endeksleme'ye, yine göz mu yumacak?ABD ETKİSİ Herhalde bu konuda ABD yönetiminin etkisini önümüzdeki günlerde de göreceğiz.Merkez Bankası Kasım ayında Bakanlar Kurulu'na yaptığı sunumda, enflasyondaki düşünün devam etmesi için gerekenleri sıralarken; gelirler ve maliye politikalarındaki disiplinin tavizsiz sürdürülmesini, bekleyişlere dikkat edilerek mali piyasalarda dalgalanmalara yol açacak gelişmelere izin verilmemesi, tüketimde görülen canlanmanın kontrollü bir biçimde devam etmesi ve enflasyon üzerinde baskı yaratmamasını da saymış, bunlara 'şart' demişti.FAİZ ARTARSABağımsız Merkez Bankası, böyle kararları görüp, 'faiz artırırsa' kim ne diyebilir?Hükümet 'oldum' demeye başladı, hala çok kritik noktada olduğumuzu, umarız unutmaz...
button