Güncelleme Tarihi:
Bazı bankaların kredi hacimlerinin çok yükselmesine ilişkin olarak Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından telaffuz edilen “polisiye tedbirler” İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’nin tepkisini çekti.
Aynı zamanda Bankalar Birliği Başkanı da olan Özince, “Polisiye derken, herhalde geriye sanırım basındaki gibi gelip götürmek kaldı. Basındaki yöntemler uygulanacaksa, yok, teslim. Munzam karşılıklar artmaya devam etsin. Hatta tamamını verelim” dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde NTV/CNBC-e ortak yayınına katılarak Merkez Bankası’nın aldığı son kararları değerlendirirken, “Ortalamayı yükselten 3-4 banka tespit ettik, bunun geçici olduğunu düşünüyoruz. Bunu polisiye tedbirlerle yapmayı tercih etmiyoruz. Baktık hiç uyulmuyor, o bankalar o zaman kendilerine özel tedbir beklesinler” demişti.
Polislik bir şey varsa
İş Bankası’nın Erbil şubesinin açılışı sırasında sorulamızı yanıtlayan Özince, “polisiye tedbirler” konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Polisiye derken herhalde geriye sanırım basındaki gibi gelip götürmek kaldı. Polisiye derken basındaki yöntemler uygulanacaksa; yok teslim. Munzam karşılıklar artmaya devam etsin. Hatta tamamını verelim. Bu hakikaten şaka gibi. Polisiye ne tedbir uygulayabilirsiniz ki bir bankaya? Hukuk devletinde değil miyiz? Ne biçim ifadeler bunlar? Görevini yanlış yapan bankacıya çok rahatlıkla otorite ‘ben bunu uygun görmüyorum’ diyebiliyor. Ama halka açık bir anonim şirketi bu şekilde ele alamazsınız. Türkiye, yönetişimin güvenilir olduğu ülke olmaktan çıkar.”
Bütün sınıfa falaka
Merkez Bankası’nın kredileri kontrol altına almak için zorunlu karşılık oranlarını artırmasının ‘doğru nedenleri’ olabileceğini, ancak ‘doğru tedavi yöntemleri’ olmadığını savunan Özince, “Bazı bankaya kızılır, bütün bankaya laf edilir. Mahalle hocası mantığıyla bütün sınıfı falakaya yatırmaya gerek yok.”
Milyonlarca kişiye değil kurumlara ‘Kredi bitti’ deriz
ERSİN Özince, alınan kararların sektörde farklı yansımaları olacağına da dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Korkarım şu olacak; biz milyonlarca müşteriye ‘pardon kredi bitti, limite dayandık’ diyemeyeceğimize göre az sayıdaki kurumsal müşteriden, büyük ihtimalle daha çok büyük müşterilerden çekileceğiz. Veyahut bazı imkanı olan bankalarımız, eğer yurt dışında bir bankanın iştirakiyse oraya gönderecekler. Daha olmadı yurtdışındaki bankalarla birtakım yapılandırmalara girip krediyi buradan verip orada gösterecekler. Daha da olmadı birtakım kredilerini yurt dışındaki bankalara satacaklar.”
Banka sermayesi yurtdışına kaçar
MERKEZ Bankası’nın aldığı son tedbirlerin istenmeyen sonuçları olabileceğine de dikkat çeken Ersin Özince, bu konuda şunları söyledi:
“Alınan kararlar kârlılığı çok kötü etkileyecek. Bankacılık sektörünün çok zamansız ve çok gereksiz bir şekilde kârlılığının tırpanlandığını düşünüyorum.
Türkiye’den dışarıya banka sermayesi kayar. Veya Türkiye’ye gelecek olan banka sermayesi başka ülkelere gider.
Bankacılık sektörünün üzerine fazla geliniyor, hiç hak etmediği şekilde üzerine geliniyor. Biz özel teşvik alan sektör değiliz.
Serbest piyasa ekonomisinde hiçbir şey yapılamıyor da yapıla yapıla sadece bankalara mı yapılıyor.Hadi munzam karşılığı artırdınız, peki bunun faizini vermemek niye? Faizi sıfır yapmak niye?”
Niye sıfır?
Bunları söylediğimizde ülke örneği veriliyor. O ülkelerde bankalara devlet garanti veriyor. Biz bankacılık sektörüne devletin garantisini reddetmiş sektörüz.
Gerekirse lüks tüketime ağır vergi koysunlar
Sadece bankacılık sektörüne yönelik önlemlerin yeterli olmadığını vurgulayan Ersin Özince, şu değerlendirmeleri yaptı:
Türkiye’deki tüketici kredilerini AB’nin hangi ülkesiyle kıyaslarsan kıyasla son sırada yer alıyor.
Tüketicinin ve reel kesimin finansmanı nasıl büyüyecek? Dış ticaret açığı bu kadar önemliyse, bunu sadece bankacılığı durdurarak mı önleyeceksiniz?
Merkez Bankası diğer önlemler. Bir Allah’ın kulu çıksa da diğer önlemler neymiş açık açık söylese bunları.
Nasıl benzinin fiyatını 4 lira yapıyorsak, başkaca tüketimlere de aynı şekilde caydırıcı davranmalıyız. Lüks tüketime gerekirse daha ağır vergiler uygulayalım.
Türkiye’de yüzde 40 kâr eden işadamı var
DIŞ ticaret açığıyla mutlaka mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Ersin Özince, “Ama bu sadece ithalatı azaltmaya çalışmakla olamaz, ihracatı artırma işini kim yapacak” dedi. Özince, şunları söyledi: “Bu politikalar etkin olur mu olmaz mı bilmiyorum, ama canımızı çok yaktığı kesin. BDDK, en güçlü bankalarımızda dahi elde edilen kârı sermayeye ekletiyor. Bankacılığın çok kârlı olduğu söyleniyor. En fazla şikayeti olan bir sivil toplum yöneticisine ‘sizin kâr beklentiniz ne’ dediğimde ‘yüzde 40’ diyebilecek kadar kârlı işadamları var.”
Depreme bu kadar açık ülkede konut kredisi engellenir mi
ALINAN önlemlerle artış hızı yavaşlatılmaya çalışılan kredilerin nerelere gittiği konusunda İş Bankası örneğiyle yanıt veren Ersin Özince, şunları söyledi:
Bugün düz mantık, ‘kredi artışı dış ticaret açığını etkiliyor’ derken, o kredinin cinsini açıklamaya ihtiyaç duymadan doğru orantı kurmak benim anlayabildiğim bir konu değil.
Bugün kurumsal kredilerimizin çok büyük bölümü başta enerji olmak üzere proje finansmanına özgüleniyor. Bunun dış ticaret açığı yarattığını düşünmek hayal. KOBİ kesiminin yarısını en az imalatçı KOBİ’ler, büyük bölümünü ihracatçı teşkil ediyor.
Bireylerin de kullandıkları kredilerin hadi yüzde 80’i, ki değil, konut kredisi: Bu dış ticaret açığı yaratır mı yaratmaz mı? Konut kredisinin en önemli kapattığı açık, güvenli konut açığı. Buyurun engelleyin.
Depreme bu kadar açık bir ülkede insanların iyi standartlarda kırk yılda bir ödeyebilecekleri faiz oranıyla elde edecekleri konut finansmanını erteleyin. Bunun hiçbir mantığını anlamıyorum.
Irak’ta 4-5 şubeye ulaşırız
ERSİN Özince, Irak pazarına girmekte bugüne kadar çekindikleri tek konunun ‘güvenlik’ olduğunu aktarırken, “Bunun da artık adım adım geçildiğini düşünüyoruz. Irak’ta ciddi büyüyeceğiz” dedi. Kısa zamanda 4-5 şubeye ulaşma hedefi bulunduğunu açıklayan Özince, “Erbil, Bağdat, Basra ve Süleymaniye olabilir. Buna Zaho ve Dohuk da eklendi” diye konuştu. Irak’ta lisans müracaatlarının olduğunu da hatırlatan Özince, imkan bulmaları halinde buradaki yapılanmayı bir Irak bankasına dönüştürmeyi planladıklarını belirtti.