Güncelleme Tarihi:
'TÜRKİYE Finans Forumu’nun son oturumu ‘Sermaye Piyasaları’ oldu. Hürriyet Yazarı Uğur Gürses’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkan Vekili Berra Doğaner, TEPAV İcra Direktörü Güven Sak ile Türkiye Kurumsal Yatırımcılar Derneği ve Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler katıldı. Sermaye piyasası aktörleri sistemin halen daha büyüme potansiyeli olduğunu ve önümüzdeki 5 yılda da bu büyümenin gözleneceğini vurgularken, Borsa İstanbul’a yeni gelecek milyarlık şirketlerin müjdesi de oturumda verildi.
SEKTÖRÜ TEKNOLOJİ KALKINDIRACAK
TEPAV İcra Direktörü Güven Sak ise şöyle konuştu: “Odaklanmamızda problem var, tartışma konumuzun temelinde ve piyasanın alt yapısında problem var. Ekonominin bugünkü ihtiyaçları ile sermaye piyasasının yapabilecekleri üzerine düşünmeliyiz. Şehirleşme oranlarındaki değişikliğe bakmamız gerekiyor. 50 yıl önce yüzde 30’lardaydı şehirleşme oranı yüzde 75’e çıktı. Kırdan kente insanları getirdi ve verimlilik artışı sağladı. Bunun sonuna geldik. Tüm sektörlerde verimlilik artışı verecek bir yol bulmamız lazım. Yeni teknolojiler ortalığı sarmaya başladı. Yeterince tartışamadık bu teknolojiler tüm sektörleri aynı anda değiştirebilecek teknolojiler. Hakiki yatırım bankacılığı hizmetlerini ihmal ettik. Sermaye piyasalarına yeterince yatırım yapılmadığı için” diye konuştu.
YATIRIMCI SAYISI AZ DEĞİL
SERMAYE Piyasaları Birliği Başkan Vekili Berra Doğaner, kendilerini en çok eleştirdikleri yerin borsa olduğunu belirterek “Borsada işlem gören şirket sayımız az, piyasa değeri az, hem ülkenin büyüklüklerini düşününce hem milli gelirle karşılaştırınca en zayıf noktamız en geliştirilmesi gereken noktamız bu. Piyasa değeri halka açık kısım 320 milyar TL, hepsini topladığımızda şirket sayısı 410 tane. Türkiye’deki şirket adedinin büyüklüğünü düşününce kendimizi dövmemiz gereken rakam. Piyasa değerlerini milli gelire oranladığımız veride 58 ülke arasında 51’inci sıradayız” dedi. Yatırımcı sayısında da bir ezber olduğunu ve hep az denildiğini kaydeden Doğaner şöyle konuştu: “Aslında çok da az değil. Bizim az dediğimiz hisse senedi piyasasındaki bireysel yatırımcı 1 milyon 37 bin kişinin hesabı var. Özel sektör borçlanmada 84 bin kişi, yatırım fonlarında 2.4 milyon kişi, 6.8 milyon kişini bireysel emeklilik fonu var. Yatırım fonları da bir sermaye piyasası 14 milyon 296 bin tane açık hesap var sistemde. 10 milyon yatırımcının sermaye piyasasına dokunduğunu görüyoruz mükerrerleri elersek” açıklamasını yaptı.
GELECEK 5 YILDA ÖNÜMÜZ AÇIK
TÜRKİYE Kurumsal Yatırımcılar Derneği ve Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler, Türkiye’de sermaye piyasasına ihtiyaç olduğu kadar, sermaye piyasasının da kurumsal yatırımcıya ihtiyacı olduğunu belirterek “Kurumsal yatırımcılar 155 milyar liralık varlığa da yön veriyor az değil. Ama milli gelirin sadece yüzde 6’sı. Bizimle rakip olabilecek ülkelerde yüzde 20-40 rasyolarını görüyoruz. 500-600 milyarlara ulaşması gerekiyor. Böylece piyasalardaki volatilitenin bile azaldığını gözleyeceğiz” diye konuştu. Keler, dönüşümün iki yerden geleceğini bunun ilkinin bireysel emeklilik fonları ve ikincisinin ise bu fonların başka sermaye piyasası araçlarına yatırım yapması olacağını vurgulayarak “Varlıkların belli bir hacme ulaştıktan sonra yatırımcıların ilgi alanı da artıyor. Bu dönüşüm birkaç yıla meyvesini verecek. Bu adımların tartışılması gerekiyor” dedi. Otomatik BES sisteminin de çok önemli bir adım olduğunu ancak çok tartışıldı mı emin olmadığını belirten Keler, “Aynı uygulamada İngiltere’de de var ve üç yıl sonrasının planı yapılıyor. Oyuncular ona göre çalışıyor. Bizde ise düzenleme aralıkta yayınlandı, akabinde şirketler girdi. Biz biraz Türk kültüründe belki var deneyerek öğreniyoruz. Ve tekrar bazı revizeler yapılıyor. Bireysel emeklilik yönetiminde de böyle” dedi.
MİLYARLIK HALKA ARZLAR GELİYOR
BORSA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, 1.5 yıl önce ilk göreve geldiğinde TOBB’un bir etkinliğinde de sermaye piyasalarının sorunlarının ve geleceğinin tartışıldığını belirterek “En temel problem güven açığı idi. Yatırımcının yeterince güveni olmadığı gibi sektördekiler de bunu paylaşıyor. Bir şekilde bir genel ortamı gelişen veya derinleşen bir sermaye piyasasından bahsetmek için ülkenin genel atmosferinin uygun olması lazım. Geçen yıl çok iyi de çalışsak böyle bir gündem yoktu Türkiye’de. Regülasyon tarafındaki eksiklikleri giderdik, ürünlere yönelik neler yapabiliriz çalıştık. Güven artırıcı önlemler diyoruz ya en fazla güven artırıcı ürünlere ihtiyaç var. Bu ürünlerin de mevcut sistemle uyumlu olması lazım. Bizim bazen güzel ürünlerimiz var ama mevcut sistemle o kadar uyumsuz duruyor ki. BES bizim çok güzel ürünümüz ama hiçbir tarafa uyumu yok sisteme entegre olamıyor. Ne yasal emeklilik sistemiyle entegrasyonu var, bu tarafa geliyoruz BES’in birbiriyle de entegrasyonu yok. Nasıl bir ürün ki binek otomobilim var kamyon tekeri gibi duruyor. Hasılat üzerinden yüzde 25 devletin verdiği sektörün uçması lazım. Ona rağmen hala tık tık tırmalayıp duruyoruz. Bunu da iş dünyasıyla görüşmelerimden biliyoruz.” Karadağ, ihtiyaçlar doğrultusunda revizeler yaptıklarını ve ocak-şubat aylarında Borsa İstanbul’a milyarın üzerinde halka arzlar göreceğimizi açıkladı. Karadağ, sıkıntılı taraflarımız bulunduğunu ama Türk ekonomisinin ihtiyaçlarına bakınca bankacılık kesimiyle büyüyen sağlıklı fonlanan bir tablo olduğunu belirtti. Karadağ, “Ama sınırları zorlayan mali tablolar var ve menkul kıymet kullanma ihtiyacının maksimum düzeyde hissedildiği dönemdeyiz. Biz bu dönemi fırsat olarak değerlendirirsek sadece halka arzlarla değil başka alanlarda da gelişeceğiz. Bunun zaten somut örnekleri de 2018’in başından itibaren her ay birkaç yeni halka arz ve yeni ürünle gelecek” diye konuştu.