Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, ekonominin hala çok kırılgan olduğuna dikkati çekerek, “Kendimizi güvende olduğumuza dair kandırmamalıyız” dedi.
Lagarde, küresel ekonominin düzelmeye devam ettiğini, ancak özellikle Avrupa kıtasında ekonomik durumun hala oldukça kırılgan olduğunu vurguladı.
ABD ve bazı Avrupa ülkeleri gibi sanayileşmiş ülkelerde hükümet harcamalarının hızla azaltılmasının durumu daha da kötüye götüreceği uyarısında bulunan Lagarde, küresel ekonomideki son gelişmelerin iki hafta sonra yapılacak bahar toplantılarında detaylı bir biçimde ele alınacağını ifade etti.
Lagarde, uluslararası topluma krizde olan ekonomileri desteklemek için IMF'ye daha fazla güç ve kaynak vermesi çağrısında bulunarak, “Kendimizi güvende olduğumuza dair kandırmamalıyız. Ekonomi, hala çok kırılgan durumda. Avrupa'daki finansal durum, büyük bir yük altında. Borç, hala çok yüksek. Petrol fiyatlarındaki artış ise bir diğer önemli konu” dedi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, euro bölgesinde bu yıl ekonomik görünümün aşağı yönlü risklere açık olduğunu söyledi.
ECB Frankfurt'ta yapılan faiz toplantısında beklentilere uygun olarak gösterge faiz oranını yüzde 1'de bıraktı. Toplantının ardından açıklama yapan Draghi, euro bölgesi ülkelerinde borç ve işsizlik seviyesinin yüksek kalmaya devam edeceğine işaret ederek, bölgede ekonomik toparlanmanın aşamalı olarak süreceğini vurguladı.
ECB Başkanı Draghi, euro bölgesinde enflasyonun 2012 yılı boyunca yüzde 2'nin üzerinde kalmasının muhtemel olduğuna da dikkati çekti. Emtia fiyatlarındaki artışın enflasyonist risklerin başını çektiği uyarısında bulunan Draghi, enflasyonun ikincil riskleriyle mücadele edebilecek araçları bulunduğu kaydetti.
Son birkaç ayda standart ve standart dışı para politikası önlemleri uyguladıklarını, bu önlemler bileşiminin finansal koşulların ve para politikasının uygulanmasının istikrarına katkı sağladığına dikkati çeken Draghi, “Standart dışı para politikası doğal olarak geçici. Orta vadede fiyat istikrarında yukarı yönlü risklerin çözümü için gerekli tüm araçlara sahibiz” dedi.
ECB Başkanı Draghi, ne enflasyon seviyesi ne ekonomik durum ne de yüksek işsizlik oranının kriz karşıtı önlemleri sonlandırmaya izin vermediğini ifade etti.
Öte yandan Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), Avrupa'nın yıl sonunda resesyondan çıkmasının beklendiğini bildirdi.
S&P yayımladığı raporda, Avrupa'da ılımlı durgunluğun yılın üçüncü çeyreğine kadar süreceğini ancak yıl sonuna doğru ya da 2013 yılı başında resesyondan çıkmasının öngörüldüğünü belirtti.
S&P'nin Avrupa Başekonomisti Jean-Michel Six, bölgenin çekirdek ülkelerinin büyümeye geri dönüşte öncülük edeceğini ifade ederek, Almanya ve euro bölgesinin diğer çekirdek kuzey ülkelerinin gayri safi yurtiçi hasılalarında (GSYH) bu yıl cansız büyüme beklendiğine, İspanya, İtalya ve Portekiz gibi güney ülkelerinin ise gerçek bir resesyonla karşı karşıya kalabileceğine dikkati çekti.
EURO BÖLGESİ BORÇ SORUNU
Japonya Maliye Bakanı Jun Azumi, Avrupa'daki durumun son dönemde yatıştığını, ancak İspanya'ya yönelik endişeleri bulunduğunu söyledi.
Azumi, euro bölgesinde süregelen borç krizine karşı son dönemde kaydedilen gelişmelerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Avrupa'da durum sakinleşti. Avrupa Merkez Bankası'nca geçen yılın sonundan bu yana alınan tedbirler çok etkiliydi. Ayrıca euro bölgesi maliye bakanlarının güvenlik duvarının miktarını 800 milyar euroya yükseltme kararı da önemli” dedi.
Ancak euro bölgesindeki borç sorununun henüz sona ermediğine işaret eden Azumi, İspanyol devlet tahvillerine karşı endişeler bulunduğuna vurgu yaptı.
İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos da piyasaların, Avrupa'nın ekonomik büyümesine ilişkin tedirginliği nedeniyle İspanya ve Avro Bölgesi'nin diğer ülkelerinin tahvil faizlerinin arttığını söyledi.
Luis de Guindos, Avrupa ekonomisinin zayıf büyüme rakamlarının resesyonun düşünülenin aksine daha derin olabileceğini gösterdiğini ve bu durumun piyasalarda, Avrupa ülkelerinin bütçe açıklarını kapatmasının daha zor olacağı fikri yarattığını ifade etti.
De Guindos, İspanya için kurtarmanın söz konusu olmadığını kaydetti.
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ise ülkesinin bu yıl için belirlediği bütçe açığı hedefinden vazgeçmeyeceğini bildirdi.
PORTEKİZ İÇİN RİSKLER SÜRÜYOR
Öte yandan Avrupa Komisyonu, Portekiz'in finansal yardım programının uygulanmasının yolunda olduğunu belirtti, ancak önemli risk ve zorlukların sürdüğü uyarısında bulundu.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) oluşan Troyka heyetin son değerlendirmelerine dayanan raporunda, Portekiz'in 2013 yılında piyasalara geri dönmesini sağlayabilecek olan programın şimdilik yolunda gittiğini vurguladı.
IMF ise Portekiz ekonomisinin toparlanması programının planlandığı gibi ilerlediğini, ancak “aşılması zor güçlüklerin” sürdüğünü bildirdi.
IMF'nin Portekiz ile ilgili raporunda, Lizbon yönetiminin toparlanma programının uygulanmasının “tatmin edici olduğu”, ancak Almanya ile Portekiz'in 10 yıl vadeli tahvil faizleri arasındaki farkın hala “yüksek ve kırılgan” kalmayı sürdürdüğüne işaret edildi.
YUNANİSTAN BORÇ TAKASI TAMAMLANAMADI
Bununla birlikte Avrupa Komisyonu'nun, Yunanistan'a verilmesi kararlaştırılan yeni yardım paketiyle ilgili borçların 107 milyar avroluk kısmının silinmesini sağlayacak tahvil takası planının (PSI) özel kreditörlerin bir bölümünün tahvil itfasına katılmayı ret etmesi nedeniyle tamamlanamadığı bildirildi.
Ellerinde yabancı hukuka tabi toplam 6,4 milyar avroluk tahvil bulunduran kreditörlerin bu tutumu, Atina ve Avrupa'da büyük endişe yaratırken, bu durumun Yunanistan'ı tekrar iflas ile karşı karşıya getirdiği belirtildi.
Yunanistan Başbakanı Lucas Papademos, Yunan ekonomisinin iki yıl içinde yüzde 2,5 ve yüzde 3 arasında büyüyebileceğini söyledi.
Papademos, Kıbrıs Rum kesimi ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, mevcut tahminlerin Yunanistan'ın GSYH'sinin beş yıl arka arkaya resesyondan sonra 2013 yılının ikinci yarısında toparlanmaya başlayacağına işaret ettiğini kaydetti.
Başbakan Papademos, ekonominin, gelecek ay başında yapılması beklenen seçimlerden sonra oluşacak yeni hükümet dahil Yunan yetkililerin reformlara bağlı kalması ve ekonomik toparlanmanın hızlanması için ek önlemler alması halinde büyüyebileceğine dikkati çekti.
Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Çek Cumhuriyeti'nin AB'nin yeni mali anlaşmasını imzalamamasının Avrupa'da hükümetlerin fazla harcamasını sınırlandıran plan için tehdit oluşturmayacağını” belirterek, “Almanya için mali anlaşmanın tüm Avro Bölgesi ülkeleri tarafından imzalanmış olması önemli” dedi.
Alman hükümetinin bu konudaki görüşlerini değiştirmesi için Çek Cumhuriyeti'ne baskı yapmayacağını ifade eden Merkel, “Çek Cumhuriyeti'nin anlaşmanın amaçlarını desteklemesi önemli” diye konuştu.