Güncelleme Tarihi:
BEKLENDİĞİ üzere ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışına gitmesi, belirsizliği bitmesi nedeniyle piyasalar tarafından olumlu algılandı. Bir süredir olası bir faiz artışı fiyatlanıyordu. Artık diğer gündem konularına duyarlılık artacak. Rusya, Suriye ve Irak ile öne çıkan jeopolitik riskler nedeniyle ekonomik fiyatlama ertelenmişti. Ekonomideki büyüme, düşen petrol fiyatları ve daralan cari açık gibi olumlu fiyatlamaya konu olabilecek gelişmeler Rusya konusunda daha sakin bir sürecin etkisiyle öne çıkmaya başlayabilir. Ayrıca piyasalarda yılı olumlu kapatma isteği ve bir süredir dillendirilen yıl sonu rallisi söylemleri ne ölçüde gerçekeleşeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
DALGALI SEYİR İZLEYEBİLİR
FED sonrası ilk toplantı olması açısından Türkiye Merkez Bankası’nın 22 Aralık toplantısı ve faiz kararı yakından izlenecek bir başka gündem olacak. FED faiz artışı sonrası piyasa beklentisi küçük de olsa bir faiz artışı olabileceği yönünde. Piyasaların bu hafta dalgalı bir seyir izlemesi muhtemel görülüyor. Döviz kurlarındaki gevşemeye karşılık geçen haftaki yazımızda vurguladığımız “Borsa uzun dönemli trend desteklerini test ediyor, geri çekilmelerde tepki alımları gelebilir” öngörümüz hafta içi gerçeklik kazandı. Tepki alımlarının devamı için, komşu ülkeler ile sukunet ve dış piyasalardaki olumlu seyrin korunması gerekecek.
TEPKİ YÜKSELİŞİ ETKİLİ
Teknik veriler açısından, yine geçen hafta öne çıkardığımız 74.000 seviyesinin üzerinde kalınması bu hafta için de önemini koruyor. Bu durumda 75.200-76.000 seviyelerinden söz etmek mümkün olabilecek. Geri çekilmelerde tepki yükselişinin gücünü koruması açısından 72.000 seviyesinin üzerinde tutunması gerekecek. Sonraki geri çekilme noktaları 70.000-69.000 seviyelerinde. Borsada direnç seviyelerinde kâr satışları görülse de tepki yükselişi bir süre daha etkisini sürdürebilir. Kâr satışları görülen Dolar/TL paritesinde ise, 22 Aralık toplantısında Türkiye Merkez Bankasının faizi artırıp artırmayacağı konusu kadar 2.90 seviyesinin üzerinde kalınması kısa dönemli çıkış hareketinin devamı açısından izlenecek bir konu. 2.94-3.00 yukarı yönlü hareketlenmelerde satışla karşılaşabileceği noktalar. 2.90 seviyesinin altında kalınmasını satış baskısını artıran bir gelişme görmek gerekir.
Borsada 2016 yılında gelenek sürer mi?
2015 acısıyla tatlısıyla bitti sayılır. Şimdi gündem 2016. Borsanın son on yıllık periyoduna baktık. Yıllık bazda 2005-2015 döneminde 2009 yılı hariç borsa genelde zik zaklı bir trend izlemiş. Bir yıl düşmüş ise ertesi yıl yükselmiş. Eğer 2015 yılını, 2014 yılı kapanışı olan 85.721 seviyesinin altında kapatırsa bu trend korunmuş olacak ve 2015 yılında da bu adet yerini bulmuş olacak. 2015’in 85.721 seviyesinin altında kapatma olasılığı yüksek. On yıllık trend korunursa teknik açıdan 2016’da borsanın yükselmesi olası. Bu bir tahmin ve geçmiş geleceğin aynasıdır, tarih tekerrürden ibaret sözünü temel alan bir varsayım. Teknik projeksiyonun altını temel verilerle doldurmak gerekecek. Bardağın dolu tarafında sayılabilecek gelişmeler olarak, Türkiye’nin uzun yıllardır yumuşak karnı olan cari açığın daralması, petrol fiyatlarının düşmesi, küresel büyümedeki yavaşlamaya karşılık içeride büyümenin korunuyor olması, yeni hükümetle gündeme gelen yapısal reformların gerçekleştirilmesi olasılığı AB sürecinin tekrar canlanması gibi gerekçeleri saymak mümkün. Bununla birlikte iç ve dış barışın korunması, komşularla artan gerileme bağlı olarak gündeme yerleşen jeopolik risklerin azalması ve gelişen ülke piyasalarından para çıkışının durması gibi koşulların gerçekleşmesi gerekecek. İyimser veya karamsar hangi olasılık işlerlik kazanacak 2016 yılında göreceğiz artık.
Petrol fiyatlarındaki düşüş sürüyor
TARİHİ diplerinden birini deneyen petrol fiyatınının düşüşüne ana etken dünyada ekonomik büyüme oranlarının düşmesi gösteriliyor. Diğerleri, ABD Dolarının değerlenmesi, alternatif enerji kaynaklarının artması, İran ambargosunun kalkması gibi nedenler. Ancak temel neden dünyada ekonomik büyümenin yavaşlaması ve enerji ihtiyacının azalması. Biz de petrol fiyatının dip yaptığı 2008-2009 küresel krizinde Çin ve ABD olmak üzere dünyadaki ekonomik büyüme oranlarıyla bugünü karşılaştırdık. Çin hariç bugünkü büyüme verileri 2008-2009 küresel kriz döneminin oldukça üzerinde. Bu durum düşüşün büyük ölçüde ekonomik büyümeye bağlanması görüşünü biraz zayıflatıyor. Veya doların değerlenmesi, Çin ve İran faktörüyle enerji verimliliği konusunun petrol fiyatları üzerinde söylenenden daha fazla önemli olduğunu gösteriyor. Özellikle Euro/Dolar paritesininin 2008-2009 dönemindeki 1.50 seviyelerinden Doların değer kazanarak son dönemde 1.05 seviyesini test etmesine ayrı parantez açmak gerekecek. Bir de spekülasyon tarafını katmak lazım. Böyle olunca 36.00 seviyesini petrolde dip olarak görmek için çok erken olduğunu söylemek gerekecek.