Güncelleme Tarihi:
Uluslararası piyasada 25 trilyon dolar üzerinde Kredi temerrüt swapı (Credit Default Swap – CDS) kontratı mevcut.
CDS en sade tanımıyla kredi riskini etkin bir biçimde yönetme amacıyla satın alınan, iflas riski içeren şirket veya ülke tahvilleri gibi finansal ürünler üzerine yazılmış sigorta poliçeleri olarak nitelendiriliyor.
Kredi temerrüt swap primi de bu sigorta sözleşmesinin prim tutarı olarak değerlendiriliyor ve CDS satın alarak ellerindeki bonoların ait olduğu ülke tarafından vadesinde anapara ve faizlerinin ödenmemesi halinde, anaparasını kurtarabilmesini sağlıyor.
CDS'ler sigorta gibi çalışmasının yanı sıra gerçek anlamda sigorta poliçesinden farklı bir işlevselliğe sahip olup, herhangi bir ülkenin veya şirketin tahvili elinde olmazsa bile CDS'ler satın alınarak piyasada bir başkasına satılabiliyor. CDS'ler bono veya tahvilden bağımsız olarak sermaye piyasasında, ülke ekonomilerinin gelişmelerine bağlı olarak spekülatif kazanç elde etmek için de alınıp satılabiliyor.
Bir ülkenin CDS'sinin yüksek olması, o ülke tahvillerinin geri ödenmeme riskinin yüksek olduğu anlamına geliyor. Gelişme kaydederek istikrarlı bir büyüme trendine giren ekonomilerde kamunun borç ödeme gücünün artması CDS fiyatlarını düşürürken, istikrarsızlık ve kriz ortamına giren ekonomilerde kamu borçlarına yönelik belirsizliğin CDS fiyatlarını yükseltiyor.
Ülke ekonomilerinin iyi olduğu dönemlerde bu tür finansla araçları sorunsuz olarak el değiştirebiliyor. Kredi temerrütü swapı iki şekilde işlem görüyor. Birincisinde swap alıcısı kredi güvencesi için belirli bir ücret ödüyor, ikinci tipte ise swap alıcısı sabit bir ücret karşılığında kredi riski taşıyan varlığın getirilerini veriyor.
CDS'ler uluslararası sermaye piyasalarında banka ve sigorta şirketleri tarafından çıkarılıyor. Bono veya tahvili çıkaran ülke ya da kurum iflas etmediği müddetçe CDS'leri çıkaran şirketler CDS'ler karşılığında aldıkları primleri kar olarak yazıyor. Spekülasyon amaçlı olarak yapılan yatırımlarda ise doğru pozisyon alındığı durumda yatırımcılar para kazanıyor.
“Türkiye'nin CDS'leri 220 baz puan mertebesinde”
CDS'ler konusunda AA muhabirine değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Burak Saltoğlu, şunları söyledi:
“25 trilyon dolarlık CDS kontratı global piyasalarda oluşmakta. ABD'nin milli gelirinin neredeyse iki katı kadar işlem geçmektedir. Türkiye üzerine ağırlıklı ülke CDS'leri işlem görmekte. Türkiye CDS'lerinin toplam miktarı tam bilinmemektedir” dedi.
Saltoğlu, “Global ekonomik krizden sonra CDS'lere bakış nasıl değişti?” yönündeki soruya, “Bence yararından çok spekülatif tarafı ve işlevselliği sorgulanmıştır. Bence olumsuz ve kredibilitesi kısmen de olsa sarsılmış olabilir. Normalde sigorta olarak kullanılabilen bu ürünler özellikle Yunanistan sonrası sigorta özellikleri sıkıntıya düşmüştür” karşılığını verdi.
Yunanistan tahvil takası sonrası bir kredibilite kaybı yaşandığını, belki zaman içinde CDS'lere olan güven tekrar sağlanabileceğine değinen Saltoğlu, “Ama düzenleme yönünden de bazı ek önlemler gelmelidir” dedi.
Burak Saltoğlu, CDS'lerde spekülatif hareketleri engellemek için nasıl tedbirler alınacağına yönelik olarak, “Öncelikle resmi piyasalarda işlem görmelerinin sağlanması son derece önemli. Sonrasında özellikle temerrüt tanımının yoruma açık olmasını engellemek gerekiyor. Kontratlardaki temerrüt tanımlarında bir standardizasyona gidilmelidir. Bir diğer önemli nokta ise CDS kontratlarının üzerine yazıldığı dayanak varlıkların toplam miktarı arasında bir oran belirlenmelidir. Örneğin 1 milyar dolar Yunan bonosu piyasada dolaşıyorsa bunlar üzerine 20 milyar dolar CDS yazılması sakıncalıdır” dedi.
Son olarak Türkiye'nin CDS endeksi bazı AB ülkelerine göre çok daha iyi olmasına rağmen, kredi kuruluşlarının Türkiye hakkındaki kredi notlarında farklı uygulamalara gitmesine yönelik eleştirileri “Bu olgu uzun süreden beri devam etmekte.
Türkiye CDS'leri şu anda 220 baz puan mertebesinde. Muhtemelen bu seviyede CDS notu olan ülkeler arasında, kredi derecesi en düşük olan ülkeler arasındadır. Bunun tam nedeni kredi derece kurumlarının hesaplama yöntemlerine ilişkindir. Ancak cari açığımız ve bulunduğumuz coğrafi bölge de kredi derecesini etkileyebilir. Piyasalar ise bu faktörlere fazla önem vermeyip Türkiye'ye kredi derecelendirme şirketlerinden daha fazla güvenmektedir” şeklinde değerlendirdi.