Güncelleme Tarihi:
Amerikan Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke’nin gelişmekte olan piyasalar tarafında olumlu algılanan konuşmasına rağmen önce Fitch’in Türkiye’deki siyasi gerginliğe dikkat çeken “not riski artar” açıklaması ardından beklenenin üstünde çıkan cari açık rakamlarıyla Türkiye’de piyasalar yine dalgalandı. Özellikle kur ve faizde bir türlü önlenemeyen yükselişler görüldü. Faizler bir ara yüzde 9,59’a kadar çıkarak iki ay önceki yüzde 4,50 oranını ikiye katladı. Cuma kapanışta ise 9,13’e geriledi. Dolar ise yapılan müdahalelere rağmen haftanın son gününde 1.96 TL seviyelerine kadar yükseldikten sonra 1.9530 TL’de dengelendi.
Borsa ise Cuma günü gelen yabancı alımları ve doların yükselişine rağmen gösterge faizlerde yaşanılan hafif düşüşün etkisiyle 73 bin 922 puandan kapamıştı. Geçtiğimiz haftanın son günü borsada gerçekleşen yüzde 3’e yakın büyümeye rağmen piyasalar yeni haftaya faiz ve doların bulunduğu seviyelerin gölgesinde giriyor. Özellikle bugün ve yarın gerçekleşecek Hazine ihalelerine gelecek talep ve belirlenecek faiz oranları bu iki gösterge üzerinde etkili olacak.
MAKAS AÇILDI
Önümüzdeki günlerde gözlerin faiz ve dolarda olmasının bir sebebi de bu verilerin bir süredir yüksek seyredip makroekonomik göstergeleri etkilemeye başlaması endişesi… Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Alper Özün bono faiz oranlarının politika faizi oranıyla makasının iyice açıldığını belirtti. Bu durumun dövizi de etkilediğini belirten Özün “Enflasyon hedefi kur etkisi ile sıkıntıya girebilir. Merkez Bankası'ndan faiz artışı bekleniyor ki döviz kurları da yukarı gidiyor. Politik riskin son dönemki dalgalanmalarla çakıştı. Ama onun etkisinin de çok yüksek olduğunu düşünmüyorum. Faiz oranlarındaki yükseliş global piyasalardaki sıkıntıdan kaynaklanıyor” dedi.
KRİTİK İHALELER KAPIDA
Hazine haftanın ilk iki gününde çok kritik 4 ihaleyle birlikte piyasadan borçlanacak. Hazine'den yapılan açıklamaya göre, bugün 5 yıl vadeli sabit kuponlu tahvil ve 10 yıl vadeli TÜFE'ye endeksli tahvil ihraç edilecek. 16 Temmuz Salı günü ise Hazine iki sabit kuponlu tahvili yeniden ihraç edecek. Temmuz ayındaki son ihale 23 Temmuz’da yapılacak. Bu ihalelerde Hazine piyasalardan 10,1 milyar TL borçlanmayı hedefliyor.
Ancak uzmanlara göre bu ihaleleri kritik bir hale getiren özellikle gösterge tahvil faiz ve kurun geldiği yüksek seviye. Uzmanlar Hazine’nin bu ihalelerde yükselen kur ve gösterge faizin yol açtığı iki riski göğüslemesi gerektiğini söylüyor. Birinci risk yeterli talebin gelmemesi. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın açtığı 5 milyar doları geçen döviz satım ihalesine dolar talebi ihale miktarı olarak belirlenen rakamın neredeyse iki katı üstünde gerçekleşti.
İkinci risk ise artan faizlerle birlikte hazinenin yüksek oranlarla borçlanması olarak gösteriliyor. Gösterge faizlerin Mayıs ayında 4,50 oranından ikiye katlanması Hazine’nin borçlanma şartlarını da zorlaştırmış gibi gözüküyor. Dahası bu ihaleler sonrası gösterge faizlerin 19 ay sonra yine çift hanelere yükselme olasılığı konuşuluyor.
Bu ihaleler dövizin ateşinin bir türlü sönmediği bir döneme denk geldi. Gedik Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Taner Özarslan yeni dönemde Merkez Bankası’nın ucuz fonlama imkanının önemli olacağını belirtti. Özarslan “Döviz tarafında enerji henüz düşmüyor. Dövize ekstra ilgi devam ediyor. Dolardaki hareketlilik “Üst bant tarafında faiz artırımına ihtiyaç var” mesajı veriyor.. O cephede henüz olumlu bir gelişme yok. Hazine ihalelerine bankaların portföy oluşturma istekleri var. Ancak Merkez Bankası’nın ucuz fonlama imkanının devam edip etmeyeceği önemli. Çünkü fonlama maliyeti artarsa uzun bir süre faizler yukarıda kalmaya devam edebilir. Burada da enflasyon dataları izlenir ama net reel faiz bundan üç ay önce eksideydi şimdi artıda.” diye konuştu.
TALEBİN DOYURUCU OLMASI GEREKİYOR
HAZİRAN İHALELERİNDE TALEP KARŞILANMIŞTI Haziran’ın son haftasında 5 ihalede toplam 11 milyar 697 milyon TL borçlanan hazine bu ihalelerde yüzde 8’lerde gezinen bileşik faiz oranını yakalamıştı. Ben Bernanke’nin uluslararası piyasaları sallayan 19 Haziran konuşmasının ardından zor bir konjönktürde yapılan 5 ihalede özellikle taleplerin karşılanması piyasayı memnun etmişti. Ancak faizin gösterge faiz oranlarında yüzde 1-2 oranında yüksek gerçekleşmesi Hazine’nin yükselen maliyetlerle borçlanmaya başladığını göstermişti. O günden bu yana piyasalarda özellikle dolar ve gösterge faizlerinin istikrarlı yükselişiyle Türkiye yeni Hazine ihalelerine yine kritik bir ortamda girmiş olacak.
İhalelerde hem talebin hem de faiz seviyesinin çok önemli olduğuna işaret eden Salar, "Aksi halde kurdaki rahatsızlık artabilir. Şu anda bütün piyasanın baktığı nokta faiz. Onun da işaretleri bu ihalelerde" dedi.
BÜYÜMEYE ETKİSİ OLUMSUZ OLUR
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi İsmet Demirkol ise hazine ihalelerine kadar doların 1.96 TL seviyesinde devam etmesi durumunda ihaleden sonra da çift hanelerin görülmesinin düşük olduğunu ancak gerçekleşecek talebin çok önemli olacağını belirtti. Hazine ihalelerine kadar dolar bu seviyelerde devam ederse yüzde 9,30-9,80 arası gösterge tahvil faizi görebileceğimizi belirten Demirkol “Ne zaman 1,98 seviyesini görebilirse tahvil faizlerinde çift haneli rakamları görebiliriz. Şu an dolara çok büyük bir talep var. Dövize bu kadar talebin olduğu bir atmosferde Hazine tahvillerine güçlü bir talep beklemiyorum.”
Talebin düşük gelmesi durumunda orta vadede ekonomik büyümenin olumsuz etkileneceğini belirten Demirkol “Hazine tahvillerine olan talebin düşmesi orta vadede makro ekonomik dengeleri kötü etkileyecektir. Orta Vadeli Program’ın büyüme hedefleri şaşabilir. Büyümeyi son zamanlarda iç talep sürüklüyor. Faizlerin yükselmesiyle iç talepte daralma ve durgunluk dönemi yaşanacak. Ayrıca hazinenin borçlanma maliyetleri de artacak. Fed’in olumlu açıklamalarına rağmen Türkiye’de piyasaların olumsuz seyretmesi Türkiye’nin negatif ayrıştığını gösteriyor.” diye konuştu.
KAMU AĞIRLIKLI ALICI PROFİLİ ORTAYA ÇIKABİLİR
Piyasalardaki likiditenin düşmesi de Hazine ihalelerinde önemli bir engel olarak göze çarpıyor. Uzmanlar en likit araç olarak doları gösterirken bu durumun dolara olan talebi de artırdığını belirtiyor. Ekonomist Uğur Gürses’e göre ihalelerde temel soru “hazine tahvillerine yatırım yaparsam, yatırımdan çıktığımda likidite elde edebilir miyim” olacak. Piyasalarda parametlerin bozulduğu için likidite sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Gürses “En likit varlık döviz olarak gözüküyor. Dolayısıyla hazine tahvillerine yatırım yapan için, bu yatırımdan çıkışında yeni likidite elde etmesi gerekir. Ayrıca son ihalelerde alıcı olarak kamunun ağırlığının arttığını görüyoruz. Bu ihalelerde kamu kuruluşlarına yapılan satış tüm satışın neredeyse yarısını oluşturuyordu. Bu likidite ortamında kamu oranının yeni ihalelerde yükseleceğini düşünüyorum.” dedi.