Güncelleme Tarihi:
Araştırmayla öğrenme çıktılarının değerlendirilmesi amacıyla yeni araçların geliştirilmesi ve bulguya dayalı eğitim politikaları oluşturulması amaçlanıyor.
YENİ ÖLÇME ARAÇLARI GELİŞTİRİLECEK
Öğrenme çıktılarının izlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla gerekirse yeni ölçme araçları ve izleme değerlendirme mekanizmaları geliştirilecek. Öğrencilerin bilgi, beceri, değer ve tutumlarına yönelik hedeflenen öğrenme çıktılarına ulaşma düzeylerinin geliştirilmesi için özellikle düşük başarılı, dezavantajlı öğrenciler için politika veya stratejiler geliştirilecek. Programın kapsamı okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisedeki temel derslerle sınırlı olacak. Yapılacak analizlerde mevcut ulusal ve uluslararası değerlendirme verileri ve bulguları dikkate alınacak. Bulguya dayalı eğitim politikaları ve müdahale stratejileri geliştirilecek.
TÜBİTAK, araştırma programının gerekçesini ise şu ifadelerle açıkladı: PISA, TIMSS, YGS VE LYS’Lİ ÖRNEK“Türkiye’de öğrenme çıktılarının ulusal ölçekte değerlendirilmesinde iki temel veri kaynağı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi PISA ve TIMSS gibi uluslararası ölçekli başarı değerlendirmesi çalışmalarından elde edilen veriler ve bulgulardır.
İkincisi ortaokuldan liseye geçişte uygulanan merkezi ortak sınavlar ve öğrenci başarısını belirlemeye yönelik ulusal ölçekli ÖBBS, YGS ve LYS’den elde edilen bulgulardır. PISA ve TIMSS bulguları Türkiye’de öğrenci başarısı hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. PISA ve TIMSS bulguları daha çok Türkiye’nin bu çalışmalara katılan diğer ülkelere göre konumuna ilişkin değerlendirmeler yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Ortaokuldan liseye geçişte uygulanan sınavlarla YGS ve LYS’den elde edilen verilere araştırmacıların erişimi sınırlı olduğundan bu verilere dayalı kapsamlı analizler de yeterince yapılamamaktadır. Ortaöğretime ve yükseköğretime geçişte uygulanan sınavların bir sıralama sınavı olması, öğrenme çıktılarına ilişkin doğrudan değerlendirme yapmayı güçleştirmektedir.
ÖĞRENCİLER YETKİNLİK KAZANMIYOR
Ancak, uluslararası ölçekte yapılan değerlendirmelerle ulusal ölçekte yapılan sınavların sonuçları birbirini destekler nitelikte olup, öğrencilerin OECD ortalamalarının oldukça üzerinde bir oranının hedeflenen temel yetkinlikleri kazanamadığını göstermektedir. Öte yandan, öğretim programları bilgi, beceri, değer ve tutumlarla ilgili kazanımlar içermesine karşın uygulanan mevcut ölçme ve değerlendirmelerde öğrenme çıktılarının ölçülmesi daha çok bilişsel boyutuyla sınırlı kalmaktadır. Bilişsel alanda ise üst düzey bilişsel öğrenme çıktılarının ölçülmesinin göz ardı edildiği görülmektedir. Bu nedenle öğrenme çıktılarının ölçülebilir bütün boyutlarını dikkate alan değerlendirme çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de yapılan çalışmalar ise daha çok küçük ölçekte olup ulusal düzeyde başarı farklılıklarının kaynaklarını açıklayıcı nitelikte değildir.”