Pfaff’la ortak fabrika kuracağım ‘cep takma makinesi’ yapacağım

Güncelleme Tarihi:

Pfaff’la ortak fabrika kuracağım ‘cep takma makinesi’ yapacağım
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 08, 2005 21:57

Pfaff’la ortak fabrika kuracağım ‘cep takma makinesi’ yapacağım
Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin en iddialı olduğu sanayi kolu konfeksiyondaki makine ticareti son yıllarda Türkiye’de üretime yöneldi. Ancak hala dünyanın dev markaları üretime ikna olmadı. Rizeli İbrahim Yazgan 35 yıllık ‘makine ticaretinin’ sonunda konfeksiyon makinelerinin dev ismi Pfaff’ı Türkiye’de üretim yatırımına ikna etmeyi başardı. 35 yılda sektöre 100 binin üzerinde makine sattığını söyleyen İbrahim Yazgan Pfaff ile geniş kapsamlı bir ditribütörlük anlaşması imzaladı.

Ä°KTÄ°SAT OKUDU:

İbrahim Yazgan şöyle başlıyor girişimcilik öyküsünü anlatmaya: ‘Ben Rize’den 1971’de İstanbul İktisat Fakültesi’ne okumaya geldim. Dayım İstanbul’da Singer dikiş makinelerinin ticaretini yapıyordu. Okurken onun yanına da gidip geliyordum. Dayım bir makineyi 5 bin liraya alıp 6 bin liraya satıyordu. Maaşlar ise o zaman 500 liraydı. Bir makine satınca iki maaş alıyorsun bu iş çok hoşuma gitti. 5 tane satsam 10 maaş alırım niye maaşlık kar edildiğini görünce ‘ben de bu işe gireyim’ dedim.’

BABADAN 50 BÄ°N LÄ°RA:

Haberin Devamı

İbrahim Yazgan, öğrenciliği devam ederken babasından ‘ben makine ticareti yapacağım’ diye 50 bin lira ister. Rize’den 50 bin lira gelir. Yazgan şöyle devame diyor: ‘O zamanlar 50 bin lira ile Fatih’ten bir daire alabiliyordum. Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesi’nde 30 bin lira hava parası verip bir dükan kiraladım. 4 tane de makine aldım. Singer, Juki ve Brother marka makineler satmaya başladım. İşe başladıktan sonra 18 ay geçtiğinde tam 180 bin lira para kazanmıştım.’

İMÇ’YE GELDİM İŞ BÜYÜDÜ:

1984’e kadar Beyoğlu’nda konfeksiyon makinesi ticareti yapan İbrahim Yazgan, 1984’te Unkapanı’na gelir ve yine hava parasıyla İMÇ bloklarında büyükçe bir yer tutar. İlk firmaya kardeşi ortak olduğu için ilk firmayı ona bırakır ve kendisi Teksmak’ı kurar. Konfeksiyon sektörü hızlı büyümeye başlar ve artık elektronik makineler öne çıkar. Ancak bir taraftan da inşaat sektöründe büyük canlılık başlamıştır ve İbrahim Yazgan inşaat işine de girer. İnşaatta 1998’e kadar 600 civarında daire yapıp satar. Ancak makine işi hep asıl işi olarak kalır. Yazgan, ‘1997’de Serbest Bölge’den bir yer kiraladık ve teşvikli yatırımlar için tamamen otomasyon sistemlere girdik’ diyor.

Haberin Devamı

EN OTOMASYONLU FABRÄ°KAYI KURARIZ:

Yazgan, şöyle devam ediyor: ‘Bir ceket bir pantolon atölyesi tek bir markayla kurulmaz. Juki, Brother, Pfaff ve diğer marka makineler gerekir. Biz entegre olarak bütün bunları temin edip kurabiliyorduk. Birçok makinenin mümessilliğini de aldık ve ütüler dahil anahtar teslimi fabrika kuracak noktaya geldik. Şu anda da dünyanın en otomasyonlu takım elbise fabrikasını kuracak düzeydeyiz.’

ÃœreteceÄŸimiz makinelerin her biri 20-30 bin Euro

TEKSMAK Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yazgan, kendi firmasının ‘ileri dikiş teknolojilerinde uzman’ olarak tanımlıyor ve Pfaff’ın da 150 yıllık bir firma olarak dünya konfeksiyon sektöründe zirvedeki markalardan biri olduğunu belirtiyor ve şöyle anlatıyor ortak üretim perspektifini: ‘Türkiye’de bazı otomasyon ürünlerini üretmeyi düşünüyoruz. Tekliflerimizi makul buldular ve kısa zamanda ortak yatırım başlayacak. Öncelikle otomotik cep takma makineleri, pantolon otomatik yan çakma makinelerini üretmeyi hedefliyoruz. Bunlar tanesi 20-30 bin Euro’luk makineler.’

Haberin Devamı

Yıllık satış hedefini  2 ayda aşınca yabancı patron çok şaşırdı

TEKSMAK Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Ä°brahim Yazgan, Türkiye’de konfeksiyon iÅŸinde mekanik makine satışlarının neredeyse durma noktasına geldiÄŸini söylüyor ve artık ‘teknoloji’ ağırlıklı yatırımların öne çıktığını anlatıyor. Yazgan şöyle konuÅŸuyor: ‘Yeni yatırım yok. Eskilerin büyük bölümü otomasyonla dönüşüm yapıyor. Ben Pfaff ile yıllardır çalışıyorum ama son yıllarda ticari iliÅŸkilerimiz farklılaÅŸtı. Pfaff Alman ama Ä°talya bayisi bu firmayı satın aldı. Yeni patronlar Pfaff’ın Türkiye’deki konumunu inceledi ve bizim en çok makine satan müşterisi olduÄŸumuz gördü.  Almanya ve Çin’deki fabrikasına gittik. Bize planlarını anlattılar. Bu yılın 27 Ocak’ında Türkiye distribütörlüğü için anlaÅŸtık. Benden ilk yıl için 2,5 milyon dolarlık satış taahhüdü istediler. 3 yıllık anlaÅŸma yaptık. Ä°lk yıl için istenen satış rakamını 2 ayda yakaladık, aÅŸtık. Pfaff Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Dr. Massimo Mare bu satış grafiÄŸine çok ÅŸaşırdı. Hem sevindiler hem ÅŸaşırdılar. Åžu andaki persfektife göre yılı 10 milyon dolarla tamamlayabiliriz.’Â

Haberin Devamı

Pfaff’ı bölgeye yayarım 100 milyon Euro’ya çıkarım

İBRAHİM Yazgan, Pfaff’ın kaynak yöntemiyle dikişsiz diken makineleri olduğunu belirtiyor ve ‘Bu makineleri ayakkabı, çanta, otomotiv döşeme gibi alanlarda da kullanıyorlar. Bu makineyi de getireceğiz ve bu amaçla Türkiye’de özellikle ayakkabı firmalarını mercek altına aldık. Otomobildeki airbag’i yapan makineler de var işin içinde’ diyor. Türkiye cirosunu 2010’da 100 milyon Euro’ya çıkarmayı hedefleyen Pfaff ile üretim perspektifinin İran, Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerine yönelik pazarlamayı da Türkiye’ye bağlamayı öngördüğünü söyleyen İbrahim Yazgan, ‘Çünkü makine işini biz çok iyi biliyoruz. Bu bölgelerdeki konfeksiyon altyapısı bizim 15 sene önceki halimiz. Oralarda otomasyona geçişi en iyi biz pazarlarız. Hedefimiz Pfaff’ları üretip geniş bir coğrafyaya satmak’ diye konuştu.

Haberin Devamı

Avusturyalı Rauch 20 milyon dolarlık yatırımla geliyor

AVUSTURYALI içecek şirketi Rauch ile Mehmetoğlu İç ve Dış Ticaret A.Ş.’nin yarı yarıya kurdukları ortaklık Gebze-Sakarya bölgesinde 20 milyon Euro’luk tesis yatırımı yapacak. Mehmetoğlu şirketinden yapılan açıklamaya göre, Avusturya ve Macaristan’da 4 üretim tesisi olan Rauch, üretiminin yarısını 60’ı aşkın ülkeye ihraç ediyor. Rauch ile Mehmetoğlu şirketinin kuracağı tesiste ilk etapta, portakal, vişne, şeftali ve multivitaminli bravo, şeftali ve limon aromalı ice tea, caramel, hazelnut, cappuchino ve macchiato’dan oluşan soğuk kahve cafemio, portakal, vişne, şeftali ve A.C.E vitaminli çocuk içeceği Yippy’yi piyasaya sunacak. Son iki yıldır Diyarbakır’da vergi rekortmeni olan Mehmetoğlu şirketi, Irak’ta da kendine ait depolarıyla gıda ticareti yapıyor.

Ataman’ın Uni Make up’ı Çin’de taklit edildi

 TÜRKİYE’nin ilk yüzde 100 yerli ıslak mendilini üreten Ataman İlaç Kozmetik Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ürünleri de Çin’de birebir taklit edilmeyebaşlandı. Firma; makyaj mendili, intim mendil, mentollü mendil, kokulu ve renkli aseton, asetonsuz oje çıkarıcı, steril ev temizlik ürünleri ve makyaj pedi, cep havlu mendil üretiyor. Çin’de benzer ambalaj ve sloganlarla taklit edilen Ataman ürünlerinden makyaj pedi ise Uni Make Up adıyla markası da kullanılarak piyasa sürüldü. Firma yetkilileri bu durumu hem üzücü hem desevindirici bir durum olarak tanımlarken ‘uni’ markasıyla ve ‘Hygiene Technology’ sloganıyla ihracatlarını da hızla artırdıklarını belirttiler.

Hayrabolu, festivalde yerel kalkınma konuşacak

HAYRABOLU 15’inci AyçiçeÄŸi Festivali 10-14 AÄŸustos tarihlerinde yapılacak. Festival kapsamında Hayrabolu’nun geleceÄŸi yerel kalkınma platformunda ayrıntılı olarak tartışılacak. Platforma yerel yöneticilerle Hayrabolu’nun yetiÅŸtirdiÄŸi önemli isimler katılacak. Festival kapsamında ayrıca, yaÄŸlık ayçiçeÄŸi üretiminin geleceÄŸi, ayçiceÄŸine dayalı arıcılık ve balcılık gibi konularda uzmanlarla ele alınacak.Â

Göçmen Grup, Çek ve İtalyan traktörlerini pazara sundu

GÖÇMEN Grup, traktörde Çek Zetor ve İtalyan Antonio Carraro firmalarıyla anlaştı. Otomotiv, raylı taşımacılık ve deniz taşımacılığı sektörlerine cam çerçeve, tutunma borusu, iç ve dış aksesuar parçaları başta olmak üzere çok sayıda ürün sunan Göçmen Grup, işbirliği doğrultusunda traktörlerin lansmanını, Çek ve İtalyan yetkililerin de katılımıyla Çatalca’da Göçmen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Musa Göçmen’in ev sahipl

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!