Güncelleme Tarihi:
HAZİRAN ayından bu yana Brent petrolün fiyatı 115 dolardan, 85 dolara kadar geriledi. Eğer petrol fiyatları bu seviyede devam ederse, bir yılda dünya petrol tüketimi faturasının yaklaşık 1 trilyon dolar azalacağı kaydediliyor. Böyle bir gelişme, giderek yavaşlayan dünya ekonomisi için taze bir nefes olabilir. Fakat beraberinde siyasi istikrarsızlığı da getirme riski var. Düşük petrol fiyatlarının devam etmesi bazı ülkeler için fırsat, bazıları ise tehdit oluşturuyor. Londra merkezli Global Resources Corporation Başkanı Mehmet Öğütçü, Türkiye, Çin, Güney Kore ve Japonya gibi büyük ölçüde ithal enerjiye bağımlı ülkelerin ekonomilerinin düşük petrol fiyatlarından faydalanacağını söylerken, “Öte yandan, fiyatların düşmesi istikrarsızlığı artıracak. Üretici ve yatırımcılar açısından çok sürdürülebilir bir durum değil. Suudi Arabistan, düşük petrol fiyatlarına 1-1.5 yıl dayanabilir ama ondan sonra Suudi Arabistan sıkışmaya başlar. Rusya, İran, Venezuela, Libya, Meksika daha erken çökmeye başlar. Azerbaycan da aynı şekilde. Çünkü çoğu bütçelerini 94 dolar, 100 dolar petrol fiyatına göre yaptılar. Bu ülkelerin çoğunda enerji sübvanse ediliyor. Ya enerji fiyatlarını düşürecekler, ya da kamu harcamalarını, sosyal harcamaları kısmak zorunda kalacaklar. Suudi Arabistan üretimi kısarak, talebi artırabilir. Bu da fiyatları yeniden artırır. Ama o piyasa payını korumaya çalışıyor. Yüksek ıskontoyla Çin’e ve başka ülkelere petrol vermeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
KAYBEDEN: İSTİKRAR
Petrol, her zaman komplo teorilerinin en çok ortaya atıldığı konulardan biri oldu. Şimdilerde de dünya, petrol fiyatlarındaki beklenmedik düşüşü tartışıyor. Bazıları, üç ayda yaklaşık yüzde 25 düşen petrol fiyatlarının, Rusya ve İran’ı diz çökertmeye yönelik bir ABD-Suudi Arabistan ortak hamlesi olduğunu iddia ediyor. Diğer yandan, Suudi Arabistan’ın oynadığı oyunun üretici ülkelere pahalıya patlayacağı ve artık fiyat kontrolünün kaybedildiği yorumları da yapılıyor. Bunun sonucunda fiyatlar daha da düşebilir. Fakat bu iyi mi olur, kötü mü? Uzmanlar, düşük fiyatlar sonucunda ortaya çıkacak en büyük sorunun istikrarsızlık olduğuna işaret ediyor. Enerji uzmanı Mehmet Öğütçü, Rusya, Venezuela, İran gibi ülkelerin düşük fiyatlara çok uzun süre dayanamayacağını ve istikrarsızlığa sürüklenebileceğini vurguluyor. Öğütçü, Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ekonomilerin ise düşük fiyattan yararlanacağını belirterek, “Petrol fiyatı 80 doların altına düşerse, bu ciddi bir uyarı sinyali. Kaya gazı/petrolü üretimini riske sokar. 80 doların altındaki fiyat yatırımı karşılamıyor. Fakat fiyatlardaki düşüş, Türkiye, Japonya, Çin gibi tüketicilerin çok işine geliyor. Türkiye’de ithalata bağımlılık oranı yüzde 93. Japonya neredeyse tamamen dışa bağımlı. Her 10 dolarlık düşüş büyük bir kazanç” yorumunu yapıyor.
Petrol fiyatında yeni normal
PETROL fiyatlarındaki düşüşün ani ve beklenmedik gelişmelerden kaynaklandığına işaret eden Öğütçü, düşüşün kısa vadeli olabileceğini kaydediyor. En büyük sürprizin, ABD’nin petrol üretimindeki artış olduğunu vurgulayan Öğütçü, şunları söylüyor: “Bunun arkasında komplo teorisi aramamak lazım. İş temellerde. Beklenenden çok hızlı bir şekilde yeni petrol piyasaya girdi. Teknoloji daha fazla üretimi mümkün hale getirdi. Talepte de azalma olmaya başladı. Piyasalar jeopolitik riskleri artık satın aldı, çok fazla etkilemiyor. Bunun sebeplerinden biri de Amerika’nın kaya petrolü ile tarihte görülmemiş bir üretim artışı sağlaması. ABD’nin 2 milyon varili aşkın günlük ilave üretim sağlaması sonucunda Suudi Arabistan’ın yastık görevi ortadan kalktı. Sadece Amerika değil, Kanada, Venezuela, Kolombiya da aynı şekilde. Diğer kısıtlı olan üreticiler de devreye girmeye başladı. Irak’ın 2.5 milyon varile doğru çıkma hedefi var, Libya savaş halinde bile üretimini artırmaya devam ediyor. Dünyada günlük petrol tüketimi 95 milyon varil civarında, bunun yaklaşık üçte birini OPEC üretiyor. OPEC dışı üretim artıyor, OPEC içerisinde ise Suudi Arabistan ve İran arasında ciddi kavga var. Öte yandan Çin’de ciddi bir talep tahribatı var. Herkes Çin’i en büyük ithalatçı olarak görürken, Çin petrol yerine gazın payını artırmaya çalışıyor. Bu da petrolün aleyhine bir tablo. Batıda ise ekonomik yavaşlama devam ediyor. Göstergeler, orta ve uzun vadede petrol talebinin daha da artacağı yönünde. Kaya gazının buna çare olacağı tartışmalı. Petrole olan talep orta-uzun vadede artacak. Fiyatlarda eski normal 100-110 dolardı. 90-100 dolar oldu, şimdi 80-90 deniliyor. Bu bence 1-1.5 yıl devam eder. 80 ile 100 dolar arasında gidecektir.”
Doğalgaz petrolün tahtına çıkacak mı?
ÖĞÜTÇÜ’nin dikkat çektiği diğer bir nokta ise gazın birçok alanda petrolün yerini almaya başlaması. Öğütçü, “Bu giderek artacak. Ulaşımda bunu görüyoruz, uçaklarda bile gaz kullanmak için teknoloji geliştiriyorlar. Kaya gazı, belli alanlarda petrolün yerini doldurmaya başlayacak” diyor. IMF de en son yayınladığı raporda doğalgazın gelecekte global enerji piyasasında önemli bir yere sahip olacağını iddia etti. Enerji piyasası uzmanı Rabah Arezki, doğalgazın geleceği ile ilgili kaleme aldığı yazıda doğalgazın son yıllarda yaşanan gelişmelerin ardından dünyanın en büyük enerjisi olma yolunda ilerlediğini vurguluyor. Doğalgaz bugün dünyadaki birincil enerji tüketiminin yüzde 25’ini karşılıyor. 1970’li yıllarda dünya enerji ihtiyacının yüzde 50’sini karşılayan petrol ise bugünkü küresel enerji ihtiyacının yüzde 30’unu karşılıyor.