Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu sabah yaptığı basın toplantısında Irak'ın kuzeyinde yaşanan olaylara ilişkin, “Bu aynı zamanda, şunu da söyleyeyim bir petrol kavgası da olabilir” söylemi, yaşanan ve yaşanması muhtemel gelişmelere dair önemli bir ipucuydu.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) geçtiğimiz günlerde açıkladığı 2012 raporunda, Irak’ın 2035 yılına kadar sadece petrol ihracından yaklaşık 5 trilyon dolar gelir elde edeceği tahmini yer aldı. Bu da yıllık ortalama 200 milyara karşılık geliyor.
DÜNYA DEVLERİ KUZEYDE
Merkezi Irak hükümeti, Irak’ın petrolünü tek başına kontrol etmeye çalışıyor. Ancak, Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi, kendi bölgesinde petrol ve doğalgaz sektörünü bağımsız olarak geliştirmeye gayret ediyor.
Son dönemde Kürt yönetimiyle anlaşma imzalayan ABD'li Exxon, Rus Gazprom gibi enerji devlerine baskı yapan merkezi hükümet, Kürt yönetiminin uluslararası petrol şirketleriyle yaptığı bağımsız anlaşmaları bir türlü kabullenemiyor.-
Ancak Bağdat, petrol devlerine karşı verdiği savaşta kaybeden taraf olacağa benziyor. Çünkü dünyanın en büyük enerji şirketleri-Exxon, Total, Chevron ve Gazprom, Kürt bölgesinde yaptıkları petrol anlaşmaları için risk almayı çoktan göze almış gözüküyor.
KEŞFEDİLMEMİŞ YATAKLAR
Yıllarını petrol sektöründe geçirmiş biriyle bu konuyu konuştuğumda, Kuzey Irak’ta keşfedilmemiş büyük yapıların olduğunu söyledi. Saddam Hüseyin dönemi ve takip eden dönemlerde merkezi Irak’ta yüksek düzeyde bir üretim fazı yaşandığını dile getiren söz konusu bu kişi, “Bu dönemlerde birçok şirket merkezi Irak yönetimiyle anlaşmalar yaptı. Ancak bugün Kuzey Irak’ta daha fazla sağılmamış, çok fazla üretim yapılmamış, hatta hiç üretim yapılmamış alanlar var. Merkezi Irak, bu büyük yapılarda pay sahibi olabilmek için mezhep kavgası görüntüsünde veya çeşitli konuları gündeme getirerek ataklar yapıyor” diyor.
5.5 MİLYAR DOLARLIK KORKU
Peki Türkiye bu resmin neresinde yer alıyor?
Ankara-Erbil hattında bir süredir ortaya çıkan yakınlaşma, buna karşın Bağdat’ın giderek sertleşen üslubu dikkat çekiyor.
Özellikle idam cezasına çarptırılan eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’nin iade edilmemesi, Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile Başbakan Erdoğan arasındaki gerginliği körüklerken, Irak Merkezi hükümeti geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi dokuz numaralı bloktan çıkardığını açıkladı. Böylece Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) sondaj hakkı elinden alınmış oldu.
Irak'ın dört sahasında TPAO'nun toplam 5.5 milyar dolarlık mevcut işlerinin ise bu gelişmelerden nasıl etkileneceği belirsizliğini koruyor.
RUSYA VE İRAN FAKTÖRÜ
Ankara’daki yetkililer, Türkiye’nin petrol aramacılığı konusunda merkezi Irak’ta yer aldığını ancak geç de olsa Kuzey Irak’taki büyük potansiyelin farkına vardığını anlatıyor.
Ancak Türkiye’nin “pratikte Kürt realitesini kabul ederek” bu bölgede yer almak istediği vurgulanıyor.
Bağdat’ın ise kuzeyde iş yapan şirketlere, Irak’ın diğer bölgelerinde yeni anlaşma vermediği belirtiliyor.
Erbil ile Bağdat arasındaki gerginliğin bir iç savaşa dönüşmemesi önemli. Nitekim, böyle bir senaryo kimsenin yararına olmayacak. Bölgedeki petrol zenginliğinden pay almak isteyen Türkiye Petrolleri dahil tüm şirketler, üretime fren yapmak zorunda kalacak.
En son Libya’da kuyular açan TPAO, Libya’da iç savaş sürecinde zarar gördü.
Benzer bir senaryonun Irak’ta ortaya çıkmasını hiçbir şirket istemez çünkü anlaşmalar 10’lu hatta 20’li yıllara sarkabilir.
Rusya ve İran’ın da böyle bir durumda nasıl bir tavır takınacağı hala bilinmiyor.
NELER YAŞANMIŞTI
Maliki, Kürt Yönetimi’nden doğrudan ham petrol ihracatına hazırlanan Türkiye’yi “Erbil’e bağımsız bir devlet gibi davranmakla” suçlamıştı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Bağdat’a haber vermeden Kerkük’e gitmesi, ilişkileri daha da germişti. Maliki, Türkiye’nin Kuzey Irak ile doğrudan temas kurmasının “yanlış” olduğunu savunmuştu. Maliki, en son Başbakan Erdoğan’ın Türkiye davetini geri çevirmişti.