Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, katıldığı enerji konferansında petrol ve insan ilişkisine değindi. Mısır, Suriye, Filistin gibi devletlerde yaşanan insan dramlarının Batılı dünyada yeterince yankı bulmadığına işaret eden Erdoğan, “20. yüzyıl bize acı bir miras bıraktı. Geçtiğimiz yüzyıl diktatörler eliyle enerji arz güvenliğinin garantiye alındığı ancak insan unsurunun ihmal edildiği bir dönemdi. Ne diyorlardı? ‘Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir.’ Bu anlayışla hareket eden politikacılardan, tüccarlardan bize adalet yoksulu bir dünya kaldı. Tabii diyebilirsiniz, ‘Enerji politikalarını görüştüğümüz bir günde, Suriye ile Irak’la, Filistin’le ne işimiz var?’ Kusura bakmayın benim işim var. Çünkü benim için önemli olan petrol değil, benim için birinci derecede önemli olan insandır. İnsan olmadıktan sonra petrolün ne anlamı var? İnsan varsa petrolün değeri var, insan varsa suyun değeri var” şeklinde konuştu.
PETROL KUYULARI IŞİD’DE
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen 6. Dünya Enerji Düzenleme Forumu’nun (WFER) açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21. yüzyılda bu acımasız sistemin devam edemeyeceğini tüm dünyanın anlaması gerektiğini söyleyerek, “Şu anda petrol kuyuları IŞİD’in ellerinde. IŞİD, bu petrol kuyularını acaba kim için kullanıyor? Şu anda bu petrol kuyularında elde ettiği imkânlar ki rekabet mekabet diye bir şey zaten tanımıyor her şeyi altüst ediyor ve onunla beraber elde ettiği imkânlarla silahları elde edip, ondan sonra insan kıyımını acımasızca sürdürüyor. IŞİD tehdidinin dünyaya verdiği en büyük ders, Suriye’de, genel olarak Ortadoğu’daki sorunların lokal, bölgesel sorunlar değil, bilakis küresel sorunlar olduğudur. Bu meselelerde sadece sınırlarımızın güvenliği ve enerji güvenliği değil, küresel refah, huzur, dayanışma adına da inisiyatif alınması gerekiyor” dedi.
YERALTINDA SAVAŞ VAR
Enerjinin yeraltındayken savaşın, yerüstündeyken barışın kaynağı haline geldiğini ifade eden Erdoğan, “Enerjinin yerüstüne çıkartıldıktan sonra pazarlanma, tüketici ülkelere güvenli ve düzenli olarak ulaştırılma sürece uluslararası anlaşmalar ve işbirliğini zorunlu kılan yanıyla barışa hizmet eder. Güçlü ekonomisi, ilkeli dış politikası ve istikrarlı yönetim anlayışıyla Türkiye kaynak ülkelerle tüketici piyasaları arasında güvenli bir köprü olmaya devam edecektir” dedi. Erdoğan, bu çerçevede Türkiye’nin de içinde yer aldığı Güney Gaz Koridoru gibi uluslararası projelerin enerji arz güvenliği ve çeşitlendirilmesi konusundaki önemine dikkat çekerek, “Biz 12 yıl önce olduğu gibi sadece kendi enerji ihtiyacını karşılamaya çalışan bir ülke değiliz. Bugün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dost, müttefik, kardeş ülkelerin enerji arz güvenliğine katkı sunmaya çalışıyoruz. 2018 yılında TANAP’tan ilk gaz akışını başlatacağız. Irak’ın her bölgesinde enerji işbirliğini geliştirmek için çalışmalarımız devam ediyor” şeklinde konuştu.
Akdeniz’de kilit ülke Türkiye’dir
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Akdeniz doğalgazında kilit ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, “Doğu Akdeniz’in enerji haritasında önemli bir rol oynayacak Kıbrıs ve çevresindeki enerji kaynakları da bizim enerji diplomasimizde önemli yer tutuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve adanın enerji kaynaklarıyla ilgili politikalarımızdan taviz vermemiz söz konusu değildir. Bölgede çıkartılacak herhangi bir kaynağın tüm ada halkının olduğu her fırsatta dile getirdik, getiriyoruz. Oradan çıkartılacak kaynağın kullanılmasında ve uluslararası piyasalara ulaştırılmasında kilit ülke Türkiye’dir. Kıbrıs’ta da aynı Irak’ta olduğu gibi iki taraf arasında anlaşma sağlanırsa bundan en fazla memnun olarak yine bizleriz” dedi. Kıbrıs’ta Rum tarafının Türkiye’nin ada çevresindeki sismik araştırmalarını gerekçe göstererek müzakere masasından çekilmesiyle geçen yıl sonunda kesintiye uğrayan çözüm müzakereleri 15 Mayıs’ta yeniden başlamıştı.
60 milyar dolarlık yatırım yapıldı
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye enerji piyasasının bugün OECD ülkeleri içinde en hızlı büyüyen piyasa olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: “Elektrik ve doğal gazdaki talep artış hızı Asya-Pasifik bölgesi düzeyinde. Ve piyasamız Avrupa Birliği’nin iki buçuk katı hızla büyüyor. Hızlı büyüme yatırım gerektiriyor. Yatırım, güvenilir yatırım ortamı ve istikrarlı piyasa kurallarının olduğu yerlerde yapılıyor. Bunların anahtarı, siyasi ve ekonomik istikrar ile birlikte düzenlemelerin kalitesi. Ülkemizde son 12 yılda elektrik ve doğalgaz piyasalarında özel sektör tarafından yaklaşık 60 milyar dolarlık yatırım bu sayede hayata geçirildi. Bu dönemde kurulu gücümüz iki kattan fazla arttı. Bütün bunları yaparken her zaman dikkate aldığımız temel bir ilke var: Yaptığımız düzenlemelerde tüketicilerin menfaatlerini sürekli gözetiyoruz. Ancak bunun için de tüketicilere hizmet veren piyasa oyuncularının sürdürülebilirliğini sağlamak gerekiyor.”
Kamudan artık yatırım yok
ENERJİ Bakanı Taner Yıldız ise kamunun artık zorda kalmadığı sürece enerji alanında yatırım yapmama kararı aldığını, bütçeden alınan payların sağlık, adalet ve emniyet gibi sosyal alanlarda daha çok kullanılacağını söyledi. Türkiye’nin enerji sektöründe uluslararası yatırımları çekerek büyümeye karar verdiğini vurgulayan Yıldız, “Dünya ve Türkiye büyüyor. Bu durum, enerji stratejilerinin çok daha dikkatli yönetilmesini gerektiriyor. Burada Türkiye’nin avantajı siyasi istikrarı” dedi.
Enerji faslının tıkanması çelişkili
AVRUPA Birliği ile sürdürülen müzakerelere de dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’nin enerji arz güvenliğine sağladığı katkıya rağmen müzakere sürecinde tıkanan fasıllardan birinin de enerji olmasının “çelişkili” bir durum olduğunu belirtirken, “Enerji arz güvenliğine yapıcı katkılarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.