Güncelleme Tarihi:
Bozer, geçen sene gıda organize perakendede çok iyi bir sene geçirmediklerini, gıda dışında ise özellikle de hazır giyim ve tekstilin etkisiyle nispeten daha iyi bir sene yaşadıklarını söyledi.
2010'da 2009'a göre büyümenin daha fazla olduğunu, daha çok büyümenin gıda dışı perakendeden geldiğini dile getiren Bozer, “Bunda şunun etkisi var, gıda perakendecileri artık sayı ve metrekare olarak çok fazla, rekabet çok fazla, dolayısıyla organize perakendenin organize olmayan kanaldan aldığı pay giderek azalıyor” diye konuştu.
Gıda dışında daha böyle olmadığını, onların yapılanması daha yeni başladığı için gıdaya göre daha çok, ekonomi kötü bile gitse geleneksel kanallardan pay aldıklarını ve daha hızlı büyüdüklerini anlatan Bozer, bu senenin geçen seneye göre daha iyi olacağını, fakat mesela metrekare başı satışlara bakıldığı zaman hala biraz sorun bulunduğunun görüldüğünü kaydetti.
“İSTİHDAMDA NİSANDAN NİSANA YILLIK ARTIŞ YÜZDE 15”
Bozer, şöyle devam etti:
“Perakende krizden çok fazla etkilenmedi. İlk çeyrek iyiydi. Nisan, mayıs ilk çeyrekten biraz geri gitti. Yani çok dalgalanmalı bir seyir izliyor esasında. Fakat benim beklentim bu sene organize perakende sektörü toplamda gıda ve gıda dışında, yüzde 10'a yakın büyür. Gıda dışındaki büyüme daha fazla olur bundan. Gıda dışında aşağı yukarı yüzde 16 bir büyüme yakalayabiliriz.”
2008'de 3 milyon olan organize perakendede istihdam rakamlarının 2009'da 3 milyon 150 bine çıktığını ifade eden Bozer, “Organize perakendede istihdam artışı devam ediyor, 2010 ilk 4 ayında yüzde 4 artmış, nisan ayından nisan ayına baktığınızda yıllık artış yüzde 15” dedi.
Bozer, gıda perakendesi alanında yeni yatırım düşüncelerinin bulunmadığını bildirdi.
“KASAPLIK HAYVAN İTHALATI ÇÖZÜM OLMAZ”
Harranova Besi ve Tarım Ürünleri A.Ş. ile et üretimi de yaptıklarını dile getiren Bozer, kasaplık hayvan ithalatının et sorununa kesinlikle çözüm olmayacağını söyledi.
Ömer Bozer, et fiyatlarının 2009'un son çeyreğinden itibaren artış trendine girdiğini ve çok arttığını belirterek, şunları ifade etti:
“Niye böyle oldu? Çünkü onun öncesine baktığınız zaman aşağı yukarı 2008 yılına kadar son 3-5 yıllık devrede et fiyatları, ham madde yani yem fiyatları ve enflasyonun çok gerisinde arttı, çok bastırıldı. Bunun da en önemli sebebi et sektörünün yaklaşık yüzde 60'ı kayıtsızdır, dolayısıyla KDV avantajı var, vesaire var, kaçak hayvan giriyor sınırlardan, bu tip şeylerle idare edebiliyor. Ama artık krizin de etkisiyle birlikte idare edilemez noktaya gelindi ve et fiyatları tırmanmaya başladı. Olacağı budur. Bir şeyi çok sıkı bastırırsanız, fırsat bulduğu zaman aksi yöne doğru çok hızlı hareket eder.
Ama tabii sistem şöyle çalışıyor; kesime gelen hayvan aşağı yukarı 8 aylık bir beslemeden geçiyor. Besici ham hayvanı alıyor, 8 ay besliyor ondan sonra da kesime yolluyor. Bütün bu süre içinde ham hayvanın fiyatı da artıyor, kilosu 6 liradan 11 liraya kadar çıkıyor. Şimdi siz birden bire ithalatla bitmiş malın fiyatını küt diye düşürürseniz besideki hayvanların hepsi zarar eder. Besici de zarar eder. Bizim yapmak istediğimiz Türkiye'de besiciyi öldürmekse... Değil herhalde değil mi, hayvancılık sektörünü geliştirmek...
Kasaplık hayvan ithalatı son derece zararlı bir şey sektöre, ama besi hayvanı ithalatı, besicilere bunu uygun bir şekilde dağıtırsanız, hakikaten besicilik gelişir. Ham hayvan fiyatını indirmek lazım, o da besilik hayvan ithalatıyla olur.”
“PERAKENDE TASARISI TÜRKİYE İÇİN GEREKSİZ BİR DÜZENLEME”
Perakende tasarısı olarak bilinen Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar Yasa Tasarısının Türkiye için gereksiz bir düzenleme olduğunu ifade eden Bozer, “Organize olan perakendeyi düzenlemeye çalışıyorlar halbuki organize olmayan perakendeyi düzenlemeleri daha faydalı olacak. Hem istihdama hem tüketiciye hem vergi gelirlerine hem yabancı sermayeye çok negatif etkisi olacak bu tasarının” diye konuştu.
Bozer, tasarıda, indirimlerin yılda 2 kez ile sınırlandırılması düzenlemesine ilişkin ise “Böyle bir şey mantıklı değil. Çünkü siz rekabet ediyorsunuz, indirimler kime yarıyor, tüketiciye yarıyor. Niye bunu sınırlamak ihtiyacı hissediyorsunuz?” dedi.
Organize perakendede satışların büyük ölçüde promosyonlarla yürüdüğünü belirten Bozer, şunları kaydetti:
“Bunlar yapılmasın mı? Bunlarsız bir perakende sektörü düşünülemez ki. Perakende sektörünün çok önemli şeylerinden bir tanesi promosyon. Bunu kısıtlarsanız kanunla, kime yarayacak? Tüketiciye yaramayacağı kesin. Perakendeciye yarayacak mı? Organize perakende her şeyi kayıt altında. Kayıt altında olmayan perakendeciler de var. Onların hangi fiyatı ne kadar indirip çıkarttığı da belli değil. O kesime yarayacak belki de. O kesime yaradığı zaman... O kesimden vergi toplayamıyorsunuz zaten.”
“TAKSİM ELMADAĞ'DAKİ DİVAN OTELİNİ ARALIK-OCAK AYINDA AÇACAĞIZ”
Ömer Bozer, Pendik Divan otelinin faaliyette olduğunu, Taksim Elmadağ'daki otelin kaba inşaatının bittiğini, içeride çalışmaların devam ettiğini dile getirerek, “Aralık-ocak ayında açacağız orayı inşallah” diye konuştu.
Çorlu'da gelecek ay, Bursa'da sene sonuna doğru birer otellerinin daha devreye gireceğini bildiren Bozer, İstanbul, Malatya, Kayseri illerinde de üzerinde çalıştırları otel projeleri bulunduğunu, bunların henüz netleşmediğini anlattı.
Bozer, İsrail ile Türkiye arasındaki sorunların turizme yansımasına ilişkin ise “Bazı bölgeler çok etkilendi. İsrail ağırlıklı bölgeler bayağı etkilendi, iptaller oluyor” dedi.