Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, iş dünyası ile İstanbul’da buluştu. Daha önce işadamı Turgay Ciner’in evinde olması planlanan ancak Davutoğlu’nun Trabzon mitingi nedeniyle ertelenen buluşma bir otelde 50’ye yakın iş insanının katılımıyla gerçekleşti. 7 Haziran seçimleri öncesi işadamı Ali Kibar’ın yalısında iş dünyası ile bir araya gelen Davutoğlu’nun bu kez daha hazırlıklı olduğu öğrenildi. Görüşmeye hükemet kanadından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan katılırken iş dünyasından da aralarında Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstabul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Odası (İTO), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye İhracatcılar Meclisi (TİM) gibi oda ve derneklerin başkan ve temsilcileri ile 50’ye yakın iş insanı katıldı. İş dünyasından katılanlar arasında Güler Sabancı, Ali Koç, Turgay Ciner, Ferit Şahank ve Hüsnü Özyeğin gibi isimler de vardı.
İSTANBUL VE REFORM
Başbakan Davutoğlu, “Biz İstanbul’u demokrasimizle, hukuk sistemimizle güvenilir bir yatırım limanı haline getirelim. Buraya para yatıran, bir gün bu parayı kazanarak geri dönebileceğini ve hukuki teminat altında olabileceğini hissetmeli” dedi. Davutoğlu, iş dünyasının ‘yavaşladığını söylediği’ reformlar konusunda da “Orta ve uzun vadeli ekonomik yapısal reformlar konusunda, tereddüt etmeden niteliksel bir mahiyet değişiminin önünü açmamız lazım. Orta ve uzun vadede kalıcı, sürdürülebilir bir kalkınma için mutlaka süratle vakit kaybetmeden yapısal reformları gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunun için de 1 Kasım seçimleri önemli” dedi. Davutoğlu, Türkiye ekonomisinin her türlü kriz şokuna karşı hazır ve dirençli olduğunu belirterek, Ak Parti’nin seçim beyannamesindeki vaatlerinin bütçe disiplininde herhangi bir gevşeme yapmayacağını, vaatlerin maliyetininse 19.3 milyar Türk Lirası olduğunu açıkladı. Davutoğlu, şunları söyledi:
3 MEYDAN OKUMU
"Karşı karşıya kaldığımız 3 büyük meydan okuma var. İş ve siyaset dünyası bunu doğru değerlendiremezse bir altyapıdan mahrum kalırız. Birincisi küresel kriz, 2008'den bu yana evrilerek yeni boyutları ile karşımıza tekrar tekrar çıkıyor. Finansal bir kriz arkasından ekonomik krize dönüştü. Sosyal, siyasal krize dönüştü. Avrupa'yı etkiledi. Şimdi bir başka evrede. Kendimizi çok rahat hissetmeyeceğimiz bir uluslararası ekonomik konjonktür ile karşı karşıyayız. Şimdi dünya ekonomisinin kısmi durgunluğa geçtiği ve her an şok tehlikeli risklerin ciddi bir kırılganlığı yaşadığı dönemdeyiz. Ülke olarak bunun farkında olup gereğini yapmalıyız. İkincisi; bölgesel meydan okuma. Türkiye'nin etrafındaki bölge jeopolitik riskleri beraberinde getiriyor. Üçüncü meydan okuma; 7 Haziran'dan bu yana iç siyaset anlamında yüzleşmek durumunda olduğumuz siyasi istikrar meselesi. Sorun demiyorum, inşallah 1 Kasım'da sorun olmaktan çıkacak. Bu kadar kırılgan bir bölgesel jeopolitikte, ülke içi istikrarın ne kadar büyük önem taşıdığını gösterdi. Bu tablo bizi karamsarlığa düşürmemeli. Türkiye her türlü kriz şokuna hazır ve dirençlidir. Son gelişmeler de gösterdi ki, demokratik istikrarla ekonomik istikrar arasında bir ilişki var. Sürdürülebilir kalkınma ancak ve ancak demokratik istikrarla mümkün olabiliyor. Anti-demokratik bir istikrar, yani düşüncenin, insan hak ve özgürlüklerinin hiçe sayıldığı, girişim özgürlüklerinin sınırlandığı, diktatöryal rejimlerin nasıl çökmekte olduğunu yanımızdaki ülkelerde görüyoruz."
KURLAR VE FAİZLER İSTİKRAR KAZANDI
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, iş insanlarına son dönemde yaşanan kurlar ve faizlerdeki istikrarsız gelişmelerle ilgili görüşlerini de aktardı. Davutoğlu şöylekonuştu: "Türk Lirası son günlerde yüzde 5, dolar karşısında değer kazandı. Doların oynaklığı karşısında Türk Lirası, genel, pozitif anlamda da ayrıştı diğer gelişmekte olan ülkelerden. Bir ara neredeyse bir panik havasında 'dolar nereye kadar yükselecek', internet sayfalarında 'Dolar yine rekor kırdı' başlıklarının aslında sağlam bir finansal altyapıya sahipseniz dünyadaki oynaklıktan ve kırılganlıktan daha az etkilendiğinizin çarpıcı bir göstergesi. Hazine borçlanma faizlerinde, 2 yıllık borçlanma faizleri de yüzde 1,2 oranında düştü. Ayrıca 5 yıllık kredi temerrüt takas primi de 56 baz puan düştü. Bu da Türkiye'nin risk priminin düştüğünü açık şekilde gösteriyor. Bu da dikkat ediniz, Türkiye seçime giderken yaşanan gelişmeler."