Güncelleme Tarihi:
BAYER’in poliüretan, plastik ve boya bölümlerinin birleşmesiyle oluşan yeni organizasyonu BayerMaterial Science
(BMS) kapılarını Türkiye’den giden gazetecilere açtı. Dünya çapında 15 bin 100 çalışanı ve 9 milyar 738 milyon Euro cirosu olan Bayer MaterialScience’taki Functional Films Bölümü’nün Satış Başkanı Cengiz Yeşildağ, son 10 yılda ehliyet ve kimliklerde polikarbonat ürünlerin kullanılmaya başladığını hatırlattı. Üretimde çeşitli folyaların üst üste konup kart haline getirildiğini ve 180-190 derecede kaynatıldığını vurgulayan Yeşildağ, “Aynı sistem tabii ki pasaportlarda da kullanılmakta. Bunun içinde de veri saklanabiliyor. Tarayıcıdan geçirmeye gerek kalmıyor” dedi.
Siyah Beyaz
Yeni ürettikleri bir kimlik kopyasını gazetecilere de anlatan ancak ürünün fotoğrafını çekmelerine izin vermeyen Cengiz Yeşildağ, “Genelde kartın sol tarafında siyah-beyaz resim olur. Asya ve Afrika ülkeleri bu resmin renklenmesini istiyordu. Alman Federal Darphanesi ile birlikte Inkjet teknolojisini geliştirdik. Bu uygulamada fotoğraf kartın üzerinde yine siyah beyaz görünüyor. Ancak özel ışığını tuttuğumuzda kartın sağ tarafında kişinin biometrik renkli fotoğrafını görebiliyoruz” dedi.
Alman kimliğine uygulanacak
Alman kimlikleri için bu teknolojinin bir-iki yıl içinde uygulamaya geçeceğini vurgulayan Yeşildağ, “Bu projede iddalıyız. Çünkü şu anda piyasadaki programların kopyaları iki hafta sonra uzak doğu’da yapılıyor. Önemli olan kalpazanların bunun sahtesini yapamaması” dedi. Paralarda geliştirdikleri yeni teknolojileri de anlatan Yeşildağ, “Şu ana kadar para üretiminde plastik hammadde kullanılamıyordu ancak plastiğe filigran yerleştirdiler. Kalpazanlar hem parayı taklit edemiyor hem de kartın içine giremedikleri için güvenli bir ortam oluşuyor. Bununla birlikte kalpazanların işini ve hayatını zorlaştırıyorsunuz. Her zaman kalpazanlardan bir adım önde olmak ürün ve teknoloji inovasyonunu ona göre geliştirmek gerekiyor” diye konuştu.
Ar-Ge bütçesinden 34 milyon dolar iş geliştirme bölümüne ayrıldı
BAYER Functional Films Satış Bölümü Başkanı Cengiz Yeşildağ, Türkiye’de pasaport yenileme ihalesinin iptal edildiğini ancak Bolu’da uygulanan kartlı kimlik uygulamasının önemini belirtti. Kart sektöründe süren projeler olduğunu anlatan Yeşildağ, “Bolu’daki pilot bölgede kart dağıtıldı” dedi. Functional Films Bölümü Başkanı Bernd Steinhilber ise MaterialScience’in 340 milyon dolarlık Ar-Ge bütçesinin yüzde 10’unu “Development Business-İş Geliştirme” Bölümü’ne aktarıldığını söyledi.
Yeni pirinç geliştirdik ‘genetikle oynamak’ daha yararlı olabilir
BAYER Teknoloji ve İnovasyon Araştırmalarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Wolfgang Plischke, Endonezya’da uyguladıkları yeni pirinç üretim tekniğini anlattı ve “Bu yeni bir ekim tekniği. Geleneksel yöntemin yerine daha az su gerektiren bu yöntemle yüzde 10 verim artışı sağlandı ve çiftçilerin geliri arttı” dedi. Dr. Plischke “Bu pirinçler GDO’lu mu?” sorusu üzerine “Hayır GDO’lu değil. Biz hibrit tohumu kullanıyoruz ancak bu GDO değil. GDO’ları açlığa çözüm olarak görmüyorum. Açlığa dünya için bütünsel bir çözüm olduğunu sanmıyorum. Ben GDO’lara karşı değilim. GDO’ların ileride daha faydalı olacağını düşünüyorum ama nasıl uygulanacağı dikkatlice gözden geçirilmeli” diye konuştu.
Bayer sadece Ar-Ge’ye 2.9 milyar Euro ayırdı
BAYER CEO’su Werner Wenning, çevrenin korunması ve toplumun ihtiyaçlarının sağlanması için ticari dengeye özel katkılar sağladıklarını söyledi. Global cirosu 32.9 milyar Euro olan Bayer’in, sağlık hizmetleri, ekonomi ve toplumsal koşulları iyileştirmeye odaklanan projelerinin 15 milyondan fazla kişiye yarar sağlayacağını vurgulayan Wenning, klor üretimindeki yeni bir teknoloji sayesinde 2020’ye kadar sera gazı emisyonlarını 250 bin ton azaltmanın mümkün olacağını duyurdu. Werner Wenning, 2009’da Bayer’in Ar-Ge bütçesinin 2.9 milyar Euro olduğunu belirterek, “Bu şirketimiz için rekor düzeyde bir yatırım ve Alman Kimya ve İlaç Araştırma Endüstrisi’nin en yüksek araştırma bütçesi” diye konuştu.
BAYER’in Leverkusen’de (Almanya) düzenlenen toplantısının ardından gazeteciler Leverkusen’e yaklaşık 15 dakika uzaklıkta Monheim’deki “EcoCommercial Building-Ekolojik Ticari Bina”yı ziyaret etti. Basına ilk kez açılan sıfır emisyon özelliğindeki ekolojik bina 2.3 milyon Euro’ya mal oldu. Bina, Bayer çalışanlarının çocukları için kreş olarak kullanılıyor. Yüksek verimli ısı yalıtımının uygulandığı ekolojik binada, jeotermal enerji, güneş enerjisi fotovoltavik enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılıyor. Binanın dört bir yanındaki camlar ve terasındaki güneş panelleri sayesinde güneş ışığı verimli aydınlatma teknolojisi ile sağlanıyor. Alman standart EnEV 2009 ile karşılaştırıldığında yüzde 55 enerji tasarrufu sağlıyor. Bayer MaterialScience yetkilileri, ekolojik bina projesinin tüm dünya için örnek olduğunu belirterek, “Yüzde 15 daha pahalı ancak 8 yılda geri ödeniyor. Örneğin bu binada elektrik ve doğalgaz parası ödenmiyor” dedi.