Pasaport kontrolünden önce vergi kontrolü

Güncelleme Tarihi:

Pasaport kontrolünden önce vergi kontrolü
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2006 11:25

Yurda girişte de çıkışta da çeşitli nedenlerle sınırlamalar bulunuyor. Şayet, ticaretle ya da serbest meslek faaliyetiyle iştigal ediyor olsaydım, sanırım her yurt dışına çıkışta kalbim bir başka çarpardı. Ola ki, bir yanlışlık olur da vergi borcum çıkar ve havaalanından gerisin geriye dönerim diye. Bahsedeceğim konu, vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkış yasağı uygulaması.

Haberin Devamı

Bu uygulamanın dayanağını 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun “Pasaport Ve Vesika Verilmesi Yasak Olan Haller” başlıklı 22. maddesi oluşturuyor. Amaç; mükelleflerin yükümlülüklerini zamanında yerine getirmelerinin sağlanması, amme alacağının tahsilinin güvence altına alınması ve tahsilatın hızlandırılması.

Yurt dışına çıkış yasağı konulmasını gerektiren vergi borcu miktarı asgari 15.000 YTL olarak belirlenmiş bulunuyor. Bir gazete haberine göre, TMSF borçluları, vergi borçluları, haklarında mahkeme kararı bulunanlar olmak üzere yaklaşık 300.000 kişi hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmuş ve bu kapsamda da ilk sırayı yaklaşık 250.000 kişi ile vergi borçluları almış. Çıkış yasağı için öngörülmüş bulunan vergi borcu miktarının 15.000 YTL olarak belirlenmiş ve 2002 yılından beri de bu miktarın değişmemiş olması karşısında bu sonuç hiç de şaşırtıcı olmasa gerek.
Limited Şirkette Farklı Uygulama

15.000 YTL’lik amme alacağının tespitinde, kesinleşmiş olduğu halde ödenmemiş vergi borcunun yanı sıra, buna bağlı olarak doğan vergi cezası, gecikme zammı, pişmanlık zammı, gecikme faizi gibi unsurlar da hesaba katılıyor. Bunun yanında, varsa ihtiyati haciz (A.A.T.U.H.K.md.13-16) ve ihtiyati tahakkuk (A.A.T.U.H.K.md.17-20) uygulamasına konu amme alacakları toplamı da yapılacak hesaplamada dikkate alınabiliyor. Dolayısıyla, örneğin, bir vergi incelemesi sırasında dahi, incelemede bulunan mükellef hakkında koşulların oluşması durumunda yurt dışı çıkış yasağı uygulanabilmesi mümkün olabiliyor.

Buna karşılık; tarhiyat safhasında olan veya tarhiyata ilişkin olarak yaratılan ihtilaflar nedeniyle kesinleşmemiş olan amme alacakları, tecil edilen veya sair nedenlerle teminat altına alınan alacaklar, ilgili mevzuat gereğince istenilen belgelerin borçlu tarafından tam ve eksiksiz olarak tahsil dairesine ibraz edilmiş olması koşuluyla nakden veya mahsuben iadesi talep edilen miktarlar ile cebri takip sonucu haczedilen malların değeri kadar borç miktarı 15.000 YTL’nin hesaplanmasında dikkate alınmamakta ve bunlar için yasak uygulanmamaktadır.

15.000 YTL ve üzeri vergi borcu bulunan gerçek kişiler ile; yönetim kurulu üyesi, genel müdür gibi bir anonim şirketin kanuni temsilcileri konumundaki kişiler hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulanabilecektir. Ancak bunun için borcun şirketten tahsil imkanı bulunmaması ve şirket mal varlığının borcu karşılamaması gereklidir. Bu durumda, bir A.Ş.’ye ait 100.000 YTL’lik vergi borcunun bulunması durumunda, şayet borcun şirketten tahsil imkanı yok ise, kanuni temsilcilerinin tümü için yurt dışı çıkış yasağı uygulanabilecektir.

Limited şirketlerde ise durum biraz farklı. Bu şirketlerde, aksine bir hüküm bulunmadığı sürece, ortaklar müdür sıfatıyla şirketi temsil etmeye yetkili olup, amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu tutulmaktadırlar. Dolayısıyla; örneğin 100.000 YTL’lik bir vergi borcu bulunan limited şirketin, borcun şirketten tahsil imkanı yok ise, %14 paya sahip ortağı için sorumluluk 14.000 YTL için olacak ve hakkında yasak uygulanmayacak, buna karşılık % 15 paya sahip ortağı için sorumluluk 15.000 YTL olacak ve söz konusu ortak hakkında yasak uygulanacaktır.

SORGULAMA YAPILABİLİYOR

Yurt dışına çıkış yasağının kesinlikle çok etkili bir yaptırım olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, yurt dışına çıkış yasağı uygulamasından beklenen amaç, şayet yurt dışına servet transferinin önlenmesi ve tahsilatın sağlanması ise kanaatimce bu uygulama tek başına yeterli bir önlem değildir. Nitekim, teknolojinin ürkütücü bir hızla geliştiği günümüzde, servetini yurt dışına aktarmak ve tahsilatı önlemek bakımından teknolojik bazda bir çok fırsat bulunuyor. Bu yönüyle, yasağın asıl muhatabı konumundaki kötü niyetli mükellefler için, “aciz hali” ileri sürmek ve “aciz vesikası” almak suretiyle yasağın delinmesi bile mümkün olabiliyor. Tabiidir ki, bu tür fırsatlar ve doğurduğu sonuçlar, uygulama ile beklenen amaçtan bazı durumlarda sapmaya sebebiyet verebiliyor.

Tüm bu anlattıklarımızdan beise kapılmaya da lüzum bulunmuyor. Çünkü, iyi niyetli mükellefler için İdare’nin takdir yetkisi dahilinde yurt dışına çıkış mümkün. Yer darlığımız nedeniyle, dilerseniz bu konuyu da ilerleyen yazılarımızda anlatalım.

Son olarak, bağlı oldukları vergi dairesinden şifre alan mükelleflerin, Gelir İdaresi Başkanlığı’na ait www.gib.gov.tr internet adresinden vergi borçlarından dolayı haklarında yurtdışı çıkış yasağı uygulanıp uygulanmadığını ya da mevcut yasağın kaldırılıp kaldırılmadığını sorgulayabileceklerini de belirtmekte fayda görüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!