Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2010 00:00
Paris’te çoğu Fransız 70 şato şarap üreticisinin katıldığı tadımda Türkiye’den Kavaklıdere de yer aldı. Kavaklıdere’nin iki yıl peşinden koştuğu ünlü şarap danışmanı Stephane Derenoncourt, “Türk üzümleri sevilmeyecek diye korkuyorsunuz ama başkalarının şans vermesi için önce siz şans vermelisiniz. Burada yeni bir şey keşfetmeye meraklılar Türk şarabına ilgi gösteriyor” dedi.
İNTERNET sitesinde kendini ‘önolog değildir’ sözleriyle tanımlayan, eğitimli değil ‘alaylı’ olan ünlü şarap danışmanı Stephane Derenoncourt, “Siz Türk üzümleri sevilmeyecek diye korkuyorsunuz ama başkalarının şans vermesi için önce kendiniz şans verin” dedi. Paris’te çoğu Fransız 70 şato şarap üreticisinin 2009 rekolteleriyle katıldığı tadımda, Türkiye’den Kavaklıdere 2 şarabıyla katıldı. Türkiye’deki şarapçılıktan etkilendiğini belirten Stephane Derenoncourt, “Türkiye’de genellikle yabancı üzümler ekiliyor. Oysa Türk üzümlerini öne çıkarmalısınız. Kaliteli üzümleriniz var. Onları en iyi şekilde yetiştirmelisiniz. Tarihizi köklerinizi kullanın bu insanlığın ilgisini çekecektir. Ayrıca milyonlarca şişe satmayacaksınız. Sonuçta niş bir alana hitap edeceksiniz” diye konuştu.
Ruhunuzdan etkilendim
70’i marka 250 davetlinin bulunduğu tadıma katılanların yüzde 70’inin uzman gazeteci, yüzde 20’sinin büyük satın almacı, yüzde 10’unun da şarap mağazaları olduğunu belirten Derenoncourt, “Bu etkinlikte çoğunluk Fransızlar. Biraz İtalyan ve İspanyol şarapları da var. Fakat Türkiye gibi yepyeni bir dünyayı keşfetmek insanlara heyecan veriyor” dedi. Şarap üretiminde daha meyvemsi aromalar ekolünün temsilcisi olan Derenoncourt, Kavaklıdere’ye danışmanlık vermesiyle ilgili “Kavaklıdere ile çalıştım çünkü, insan ilişkilerine önem veriyorum. Ali (Başman) ile iyi bir ilişki kurduk. Gerçekleştirmek istedikleri projeler ilgi çekiyor. Kavda çalışan kızlar çok hoş. Gördüğüm ruh beni etkiledi” diye konuştu.
İki yıl peşinde koştu
Dünyanın en ünlü iki şarap danışmanından biri olan Stephane Derenoncourt ile çalışmaya başlamalarının hiç kolay olmadığını söyleyen Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman şöyle konuştu: “Dört yıl önce Stephane’nın peşine düştüm. Randevu alabilmek için mail üstüne mail attım. Kendisinin bana tamam demesi iki yıl sürdü. İki yılda da Türkiye’ye ancak getirebildik. Böyle bir uzmanı şarapçılık yaptığı pek bilinmeyen bir ülkeye getirmek kolay olmadı. Ona tüm bağları gezdirdim. Kapadokya, Manisa. Denizli’yi gezdik. Türkiye’de bu kadar iyi şarapcılık yapıldığına inanamadı. Danışmanlığı kabul etti.”
Hayal bile edilemezdi
Ali Başman Kavaklıdere’nin Fransa’da böyle bir organizasyonda yani Stephane’nın danışmanlık yaptığı şato üreticilerinin yeni şaraplarını en ünlü alıcılara ve uzmanlara tattırdığı bir organizasyonda yer almasının önemine de değindi. Başman “Hayal bile edilemeyecek işler yapıyoruz. Fransa gibi zor bir ülkeye şarap satmak kolay değil. Bu ülkeye satmak zorunda da değiliz. Biz sadece Türkiye’de bu işin çok iyi yapıldığını ve çok güzel Türk üzümleri olduğunu buradan dünyaya duyurmak istiyoruz” dedi.
Gurmeleri boş verin, sommelier en pahalısını satmaya çalışır
25 yıl 3 Michelin yıldızlı ‘Lambroisie ve 15 yıl 2 yıldızlı La Coquile gibi Paris’in önde gelen restoranlarında sommelier ve direktör olarak çalışan Pierre Le Moullac, Vedat Milor ile Türk şaraplarını Fransızlara tanıtmak için mayıs ayında Fransa’da bir etkinlik düzenleyeceklerini söyledi. Gurme restoranlarda Türk şaraplarına rastlamanın mümkün olmadığını söyleyen Moullac, şunları anlattı: “Fransızlar kendi şaraplarını korumak istiyorlar. Zor insanlar. Fakat fiyat ve kalite açısından Türk şarapları şanslı. Fransızlar şarapa düşkünler fakat şaraptan çok anlamazlar. Gurme restoranlarda asıl olan Fransız şaraplarıdır. Diğerleri sadece süs olarak durur. Şansı yoktur. Fransızlar tutucudur. Gurme restorana girip de oradan patlamış bir yabancı şarap yok. Açık söylemek gerekirse bir sommelier (şarap garsonu) olarak bana pahalı şarap daha çok kazandırır. Müşteriye sommelier her zaman pahalı şarabı önerir. Türk şarapları gurme restoranları değil, genel pazarı hedeflemeli.”
Bekaa Vadisi’nde terörden şaraba
LÜBNAN’ın en büyük şarap üreticisi ve yatırımcı şirketlerinden Suriye’de Bargylus ve Lübnan’da Chateau Marsyas firmalarının sahibi Karim Saade, Suriye’nin alkollü içki üreten ilk, Lübnan’da ise uluslararası standartlara sahip ilk firma olduklarını söyledi. Lübnan’da bir zamanlar terör örgütlerinin kamp yeri Bekaa Vadisi’nde şarap ürettiklerini belirten Saade, “Bekaa’da yüzyıllar önce de şarap üretiliyormuş fakat uzun süre ara verilmiş, 19’uncu yüzyılda tekrar başlanmış. Bekaa terör kamplarıyla özdeşleşmişti şimdi onu biz yeniden şarapla anılır bir bölge yapacağız” dedi.