Paris itirazı
Güncelleme Tarihi:
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 2017 rakamlarına göre Türkiye’nin kişi başına düşen sera gazı salımının yaklaşık 6 ton karbondioksit eşdeğeri olduğunu, bu rakamın ABD’de 16.2, Almanya’da 8.9, Rusya’da 11.2, OECD ortalamasında ise 9.5 ton seviyelerine çıktığını belirterek, “2015 Paris İklim Zirvesi’nde ortaya çıkan, Türkiye’nin daha önce atıf yapılan özel statüsünün ortadan kalkması ve gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen, gelişmiş ülkeler arasında sayılması sonucu, bizim açımızdan kabul edilebilir değildir. Türkiye’nin dünyanın kirletilmesindeki sorumluluğuna bakıldığında bu daha net ortaya çıkacaktır. Zira Türkiye, dünyayı en az kirleten ülkeler arasında yer alırken, en fazla kirletenler ile aynı kategoride, aynı külfete tabi tutulmaktadır” dedi.
GÖZ ÖNÜNE ALINMALI
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından her yıl düzenlenen IICEC Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nun 8’incisi dün İstanbul’da düzenlendi. Toplantının açılışında konuşan Berat Albayrak, Paris İklim Anlaşması’nda Türkiye’nin yanlış kategoride değerlendirildiğini söyledi. Türkiye’nin kişi başına düşen sera gazı salımı oranlarında gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha az salım gerçekleştirdiğine işaret eden Bakan Albayrak, “Rakamlara baktığımızda, Türkiye nerede, bu ülkeler nerede? Gelişmiş ülkeler ve OECD ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye, kişi başı emisyon miktarında oldukça gerilerde. Türkiye, dünyayı en az kirleten ülkeler arasında yer alıyor” şeklinde konuştu. Albayrak, gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmak için atılan en önemli adımlarından birisi olan Paris İklim Zirvesi ile istenilen sonuçlara ulaşabilmesi için uygulamada hakkaniyet ilkesinin göz önüne alınması gerektiğini söyledi.
AB’Yİ GERİDE BIRAKTIK
Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında gerek arz güvenliği gerekse yerlileşme hedeflerine ulaşmak için oluşturdukları yol haritasında en önem verdikleri konunun sürdürülebilirlik olduğunu ifade eden Albayrak, ülke olarak karbon ayak izini azalttıklarını dile getirdi. Bu kapsamda 2016’da kurulu güce eklenen kapasitenin yüzde 55’ini yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğuna dikkat çeken Albayrak, “Bu yılın da ilk 8 ayında devreye aldığımız enerji üretim tesislerimizin yüzde 64’ü yine yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik tesisleri oldu. Türkiye olarak devreye alınan rüzgar enerjisi kapasitesi büyüklüğüne göre 2016’da dünyada 7’inci, 2017’de ise Avrupa’da üçüncü ülke olduk. Türkiye’nin 2017 Ağustos sonu itibarıyla 81 bin 355 megavatlık kurulu gücünün 35 bin 874 megavatını, yani, kapasitesinin yüzde 44.8’ini yenilenebilir enerji kaynakları oluşturuyor. Bu oranın Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortalaması ise yüzde 42” dedi.
ÖNGÖRÜLEBİLİR ENERJİ
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Enerji Bakanlığı tarafından açıklanan strateji kapsamında ‘öngörülebilir enerji piyasası’nın ilan edilen 3 enerji politikasından biri olmasından dolayı memnun olduğunu dile getirdi.
GÜNEŞ ENERJİSİNDE İNANILMAZ DÜŞÜŞ!
ULUSLARARASI Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Fatih Birol, güneş enerjisinin maliyetinin son 3 yılda yarı yarıya düştüğünü belirterek, “Güneş enerjisinin maliyeti son 3 yılda, 2014’ten 2017’ye kadar, yarıya indi. Bu çok önemli gelişme. 2020’ye kadar güneş enerjisi maliyetinin yine yarı yarıya düşeceğine inanıyoruz” açıklaması yaptı. Birol, geçen yıl dünyada kurulan bütün yeni santrallerin yüzde 50’sinden fazlasının güneş enerjisi alanında kurulduğunu belirterek, geriye kalan kısmı kömür, doğalgaz, elektrik ve rüzgar gibi kaynakların oluşturduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıl küresel enerji yatırımlarında bir önceki yıla göre azalma yaşandığını ve 1.7 trilyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini söyleyen Birol, doğalgaz ve petrol rezervlerine yapılan yatırımlardaki düşüşe dikkat çekti. Birol, bu durumun gelecek yıllar için problem çıkarabileceğini söyledi.