Güncelleme Tarihi:
Bize Paribu dünyasını nasıl tanımlayabilirsiniz?
Bugün Paribu 5 milyonun üzerinde kullanıcısı olan 5’nci yılına girmiş ve günlük ortalama 500-600 milyon dolardan fazla işlem hacmi olan bir kripto varlık alım satım platformu olarak faaliyetine devam ediyor. Burası aslında bir teknoloji şirketi, bir finans kuruluşu olarak görmüyoruz kendimizi. Çünkü şöyle yaptığımız işin tamamı aslında teknolojik konulardan ibaret. A’dan Z’ye…
Hayatımıza Bitcoin’le girmiş ve diğer kripto para projeleriyle, alt coin’lerle devam etmiş ve bugün NFT ve Metaverse gibi birçok yeni kavramla devam eden, yarına doğru giden bir dünyadan bahsediyoruz. Sadece kripto paraların listelendiği bir yer değiliz. Çünkü ilk günden beri tüm bu gelişen süreçler, teknolojilerle alakalı biz de geliştirmeler yapıyoruz. Biz burada tamamen teknoloji üretiyoruz.
Bu iş bile başlı başına bir teknoloji ürünü... Daha sonraki NFT dünyasına Metaverse dünyasına birçok projeyi arka tarafta geliştiriyoruz. O yüzden burası bir teknoloji şirketi. Evet, yarın regülasyon geldiğinde burayı bir finans kuruluşu olarak tamamlayacak ama finans kuruluşu payı bunun altındaki işlerden sadece bir tanesi olarak konumlanacak. Bugün gördüğünüz tablo, bakış açımız vizyonumuz tamamen böyle.
BLOKCHAIN AĞI PROJESİ
Paribu’nun büyüklüğünü rakamlarla anlatabilir misiniz?
Biz 2017’de kurulduk. 2017 bittiğinde 250 bin -300 bin bandında bir kullanıcımız vardı. 2021’e girerken 1.5 milyon kullanıcımız vardı. 2021 bittiğinde 5 milyonun üzerinde bir kullanıcımız oldu. Bir önceki sene 2020 yılında günlük 40-50 milyon dolarlık işlem hacmi yakaladığımızda bunu gerçekten büyük bir işlem hacmi olarak tanımlıyorduk. 2021’de 500-600 milyon dolar günlük ortalama işlem hacmimiz oldu. Mart, nisan aylarında günlük ortalama işlem hacmimiz 2 milyar doların üzerine çıkmıştı. Sadece Türkiye’de ve Türk kullanıcılarına hizmet verirken dünyadaki birçok global platformu hacim olarak geçmiş bir platform olmak açıkçası ayrı bir yerde duruyor.
Teknoloji dünyası yerinde durmuyor. NFT’ler, Metaverse vs... Her gün yeni bir tanımla, yeni bir teknoloji ile tanışıyoruz. Sizin bu yeni alanlara yönelik ne tür projeleriniz var?
Biz aslında bu alanların her yerinde var olmayı planlıyoruz. Türkiye birçok teknolojik gelişmeyi hep arkadan yakaladığı, çoğunlukla tüketici olarak var oldu. Fakat çok güzel bir zamanda blockchain teknolojisini biz vakitlice yakaladık. Bunun içerisinde üretici olarak varız. Tüm bunları yan yana koyduğumuzda biz iki yıldır aslında tüm bunları düşünerek bazı projeleri geliştirmeye başlamıştık. Bunlardan bir tanesi bütün bunların altyapısını oluşturacak Paribu Net projesi. Kendi bağımsız blockchain ağı projesi. Bu aslında bundan sonra yapacağımız tüm projelerin altyapısını oluşturacak. Bugün hayatımızda Ethereum neyse buna benzer ağlar neyse Paribu Net de aynı şekilde aynı hizmeti sunacak, fakat farklı dikeylerde hizmet verecek. Bunun üzerine biz Paribu’nun NFT Marketplace’ini açacağız. Bu yılın ilk yarısında bunu planlıyoruz. Bunların hepsi esasen Paribu Net üzerinde varlığını yürütecek projeler. Yine bağımsız bir wallet projemizi yayınlayacağız. Bir uygulama olacak. Aslında web 3 dünyasına girişi kolaylaştıracağımız iş dünyasında yine Paribu güvencesi ile bağlanabileceğiniz bir proje olarak hayatımıza girecek. Türkiye nasıl ki blokchain’de güzel şeyler yakalamışsa ki biz öyle olduğunu düşünüyoruz oyun dünyasında da çok iyi yerlerde kendini konumlamış vaziyette. Burası da çok kıymetli. Ve biz bu iki kıymetli projenin, sektörün birleşmesiyle yeni, çok daha büyük projelerin açığa çıkmasını açıkçası arzuluyoruz. Bununla alakalı Paribu Net’i tüm bunların, belki önümüzdeki günlerde oyun projelerinin alt yapısı olarak uygulamak istiyoruz. Ne yaparsak yapalım, biz bu treni kaçırmak istemiyoruz. Çok güzel yerinde yakaladık. Biz burada sonuna kadar üretici olarak var olmayı planlıyoruz. Umarım adım adım hedeflerimize ulaşacağız.
HIZLI BİR SEKTÖRDEYİZ
Bunlar dışında önümüzdeki dönemde uygulamayı hedeflediğiniz yeni projelerimiz neler?
Paribu Net ile birlikte duyurduğumuz önemli bir proje, oluşum daha var: Paribu Ventures. Bu da aslında erken aşamada öncelikle Türkiye olmak üzere uluslararası birçok projeye yatırım yapacak. Şu ana kadar 4 tane projeye yatırım yaptık ki aşağı yukarı 2 ay oldu. Ve 30 milyon dolarlık bir fon ayırdık. Yani yaklaşık 500 milyon liralık önemli bir bütçe. Yatırımları, girişimleri desteklemek, dünyadaki trendleri yakından takip edebilmek, onların bir parçası olabilmek ve yarın burada geliştirdiğimiz teknolojileri oralara adapte edebilmek için yaptık bunu.
Bunlar beraberinde o kadar çok şey getirecek ki. Benim Paribu olarak içeride üreteceğim bir sürü proje var ayrıca dışarıda üretilip benim alt yapılarınla hayata geçecek bir sürü proje var. Yıl içerisinde ben bunların hepsini göreceğimizi, birçoğunun hayata geçeceğini düşünüyorum. O kadar hızlı hareket eden bir sektördeyiz ki her gün hayatımıza farklı bir kavram giriyor. Düşünün bundan iki yıl önce hayatımızda NFT yoktu. Metaverse’ü daha geçen sene konuşmaya başladık. Bu sene daha neleri konuşacağız henüz onlar bile belli değil. Ama biz ne konuşulursa konuşulsun hepsi için altyapımızı hazır bulundurmak istiyoruz.
BU ALAN ÇOK KRİTİK
Girişimcilerden ne tür talepler geliyor size? Girişime bakış açınız nasıl?
Biz Paribu Ventures’ı kurgularken esasen önceliğimiz blockchain temelindeki projelerdi. Tabi burada bir sınırlama, kısıtlama yok. Sadece öncelik var. Bence Türkiye’deki yazılımcıların bu alana ehemmiyet göstermesi, bu alana doğru yönelmesi çok kritik. Doğru zaman, hiçbir şey için geç değil. Burada yapılacak güzel projelere biz elimizden gelen tüm desteği sunmaya çalışacağız. Bu arada bunu sadece girişimcilere destek olarak sınırlamamak lazım. Çünkü Paribu büyük bir aile. Şu an 200’ün üzerinde çalışanın olduğu ve bunların birçoğunun yazılımcı olduğu bir aile. Bu dünyaya, buradaki aileye katılarak burada yazılımcı olarak bir sürü şey öğrenebileceklerini de unutmamaları gerekir. Bu konuda da şirket içinde de şirket dışında biz her türlü desteği vermeye hazırız.
Sosyal sorumluluk projelerinizi öğrenebilir miyiz?
Sosyal sorumluluk tüm kurumların yapması gereken, kendine hedef olarak koyması gereken alanlardan bir tanesi. Bizim sosyal sorumluluğa bakış açımız açıkçası gerçekten ‘sorumluluk.’ Konuya PR malzemesi olarak bakmıyoruz. Gerçekten sorumluluk hissederek yapıyoruz. Kültür sanatta, sporda, çevre ile alakalı konularda ziyadesiyle hassasiyet duyarak destek olmaya çalışıyoruz.
Bugün IKSV’den tutun da Sen De Gel Derneği ile yurt dışında su kuyuları açmaya, olimpiyat sporcularına destek vermeye kadar küçük gibi gözüken, büyük kurumların çok da yaklaşmak istemeyeceği birçok alanda aktifiz. Çünkü bunları gelecek adına çok önemsiyoruz.
Yarının dünyası derken aslında oradaki her şeye de yarının sporu yarının kültür sanatı diye bakıyoruz. Sadece maddi destek sağlamak istemiyoruz. Bu sorumluluk projelerinin tamamına teknoloji desteği de vermek istiyoruz. Bu yıl bunlarla alakalı da birçok projeyi hayata geçirmeyi ben umuyorum.
‘EN ÖNEMLİ KISMI YATIRIMCIYI KORUMAK’
Hükümetin regülasyon konusundaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Katkı sağlıyor musunuz?
Bir yılı geçmiştir, bir sohbetimiz olmuştu, o zaman da regülasyon olması gerektiğine dikkat çekmiştik. Ama tabi regülasyon yasaklardan değil kurallardan oluşmalıdır diye düşünüyoruz. Çünkü burada aslında odaklanılanlardan çok daha farklı problemler var. Bunu çok fazla fark etmiyor insanlar. Regülasyon yatırımcı için yapılır. En önemli kısmı yatırımcıyı korumaktır. Hizmet verenleri korumak bunun ikinci aşamasıdır. Şimdi yatırımcıyı korumamız gereken yerler nelerdir? Göz ardı edilen en önemli yerlerden bir tanesi sosyal medya. İnsanları yönlendiren, yöneten bir sürü hesabın olduğunu aslında görüyoruz. Bununla birlikte ikinci kısım da yatırımcıyı hizmet aldığı yerlerden, platformlardan korumak. Sonra tabi platform haklarına dönüyor konu. Ben Türkiye’de bunu desteklemek adına neler yapabilirim?
TÜRKİYE’DE MERKEZLERİ YOK
Çünkü burada biliyorsunuz yabancı platformlar herhangi bir kurala tabi olmadan, bizim kadar sorumlu olmadan, bizim kadar sorumluluk sahibi olmadan hizmet vermeye devam ediyorlar. Türkiye’de bir merkezleri yok. İstediği kadar pazarlama faaliyetleri yapabiliyorlar ve kullanıcının verilerinin, varlıkların nerede olduğu hakkında ülkenin bir bilgisi yok. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda biz tabii uzun bir süredir kamuyla her birimiyle bilgi paylaşmayı yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Ben açıkçası bu kadar beklenilmesini yine kamunun bu konuda profesyonel bir yaklaşım sergilediğinin sonucu olarak görüyorum. Erken kararlar alıp yanlış kararlar vermemek için hep doğru zamanının beklediğini düşünüyorum. Ben doğru ve güzel bir regülasyonun geleceğini ve hem milli menfaatleri koruyacaklarına hem de yatırımcıyı gerçekten buradaki birçok problemden muhafaza edeceklerine inandığım bir regülasyonun geleceğini düşünüyorum.