Güncelleme Tarihi:
- Borsadaki yükseliÅŸlerden yerli yatırımcılar ne kadar yararlanabiliyor?Â
Şimdiye kadar hep yabancı fonlar yararlandı. Özellikle de yabancı emeklilik fonları. Ama onların yatırım kültürü zaten bu. Türkiye'nin büyümesini satın alıyorlar. 6 aylık veya 1 aylık yükselişi satın alanlar da var ama esas olarak bu büyük fonlar önemli. Hep uzun vadeli yatırım yaparlar. Maalesef Türkler de bu yükselişlerden yeterince yararlanamaz.
- Ve siz artık bu tablo değişecek diyorsunuz öyle mi?
Evet öyle, paranın alternatif getirisi düşük olduğu müddetçe yatırım tercihleri değişecek. Mesela Türkiye'de 1 milyon lira üzerinde parası olan birçok tasarruf sahibi var. Ama bunların hisse senedi yatırım kültürü çok zayıf.
- Åžirketlerden mi bahsediyorsunuz bireylerden mi?
Bireylerden bahsediyorum. Bunlar şimdiye kadar faizden, repodan iyi kazandılar. Aslında borsaya niye ilgi duymadıkları da ortada. Ben olsam ben de duymam, zaten hazır bir getiri var ortada. Ama şimdi yatırımcıların artık borsa ile tanışma zamanı. 2010'da nereden kazanacağız? Bu en önemli soru...
- Siz faizlerin düşük kalmasını bekliyorsunuz değil mi?
Evet öyle. Bence düşük kalacak.
- Bu kadar bütçe açığına rağmen mi?
Bütçedeki bozulma bana göre geçici. Zaten küçülen bir ekonomi iseniz bütçenin bozulmama gibi bir şansı yok, çünkü tüm gelirleriniz düşüyor. Diğer ülkelere de bir bakın, en iyi borçlanma dinamiği ve mali performans Türkiye'de. Fitch'in iki puanlık artışı boşuna gelmedi...
Bence bütçe artık dibi gördü, daha kötü olmaz. Veriler büyüme sürecine girildiğini gösteriyor. Hazine'nin de borçlanmalarda sorun yaşayacağını düşünmüyorum, çünkü halen yurtdışında en iyi faizi veren ülkeler arasındayız. Faiz bu seviyelerde kalır.
- Dolar ne olur?
Eren GÃœLER YAZIYOR |
Ama şöyle bir aşırı değerlenme riski var: Eğer dışarıda büyümeye ilişkin iyileşme görülür ve içeride siyaset rahatlarsa burası over shoot (aşırı yükseliş) yapabilir. Değerlemeler, olması gerekenin de üzerine çıkar. Bence bu aşırı yükseliş riskini gözden uzak tutumamak lazım.
- Ne olursa dediğiniz aşırı yükseliş yaşanabilir?
Burada tasarruf dağılımına geri dönüyoruz. Piyasada şirketlerin halka açık kısmı 100 milyar lira civarında. Bunun büyük kısmı da ana sermayedarlarda, yani piyasada işlem görmüyor. Kala kala 10-15 milyar dolarlık bir bölüm kalıyor. İşte bütün işlemler de burada gerçekleşiyor.
Türkiye'de 500 milyar lira tasarruf var. Bunun 140 milyarı döviz tevdiat, 280 milyarı TL mevduat, 60-65 milyarı Hazine bonusu, 20-22 milyarı da likit fonda. İşte eğer burada ufak bir kayma olursa bir anda borsada aşırı değerlenme ile karşı karşıya kalabiliriz. O zaman alacak hisse de bulamazsınız.
Ama bu uç senaryo. Esas senaryomuz daha mütevazi getirilerin oluşacağı bir yıl şeklinde.
- Borsa için en büyük risk nedir?
Bence faizlerin yükselmesidir. Faizlerin düşük kalması piyasayı üç yönlü etkiliyor.
Birincisi, biz artık şirket bilançolarında düşük faizin olumlu etkilerini görüyoruz. Finansman maliyetleri giderek düşüyor. İkincisi finansal varlık olarak şirket değerleri yükseliyor. Reel faizler yüzde 15-20 ise sizin 10 olan fiyat/kazanç oranınız pahalı görülebilir. Ama faizler bu seviyede iken 15 fiyat/kazanç oranı bile bir şirket için ucuz olabilir. Artık yeni fiyat seviyeleri oluşacak ve biz bunu ilk kez yaşayacağız. Üçüncü olarak da alternatif getirilerin düşmesi hisse senedini olumlu etkiliyor.
- Faizlerin düşmesi ile bankaların kârlarının da düşeceği görüşüne katılıyor musunuz?
Bankalara ilişkin genel bir olumsuz beklenti var. İşte şimdiye kadar Hazine'ye para sattılar ama şimdi gerçek bankacılık başlıyor ve kârlar düşecek diye. Bence bu o kadar basit değil. Bizim bankacılık sektörü gayet iyi bankaların olduğu bir sistem. Bankalar artık ücret ve komisyonlara yükleniyorlar. Faizler düştükçe tüketici kredileri artıyor ve penetrasyonlar yükseliyor.
Tamam, eskiden 5-6 puanlık faiz farkların vardı ve şimdi onlar daralıyor. Verimli olmayan bankalarda ciddi problemler oluşabilir. Bu dönem iyilerin öne çıkacağı, kötülerin arkaya düşeceği bir dönem oklacak. Ama bankacılık sektörünün toplam kârında bir gerileme beklemiyorum. Sadece bir ayrışma bekliyorum. Eskiden herkes kazanırdı artık verimli olan kazanacak.
- Hangi sektörlere yönelik olumlu beklentiniz var?
Dört sektörde iyi beklentim var. Enerji sektörünü beğeniyorum. Sigortaya yönelik iyi beklentimiz var ama kârlılık sıkıntısı sürüyor. Lojistik sektörünü ve savunma sanayini de beğeniyorum.
Bunların yanında oto yedek sanayiyi izlemek lazım. Sektör çok kan kaybetti, hırpalandılar ama toparlayabilir. Burada Avrupa pazarı çok önemli.
YASAL UYARI:
Bu sayfada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danısmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.