Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE ekonomisinde son 5 yılda yaşanan yapısal değişim, yatırımcıların da kafasını karıştırdı. Geçmişteki yüksek enflasyon döneminde, mevduatına kâğıt üzerinde de olsa, yüksek faiz alan yatırımcılar, şimdi yıllık yüzde 6’lık getiri karşısında şaşkın. Reel getiriler negatife dönerken, parası olan yatırımcı ne yapacağını bilemiyor.
Radikal Gazetesi’nde dün Oktay Özdabakoğlu’nun kaleme aldığı haberde bu durum ‘Paran mı var derdin var’ başlığı ile duyuruldu. Uzmanlar yatırım araçlarının getirisinin reel olarak bu kadar gerilediği hatta negatife döndüğü bir ortamda gayrimenkul yatırımının en doğru kararlardan biri olacağı görüşünde.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da geçen gün yaptığı açıklamada, “Dünyada benzeri görülmemiş bir dönem yaşanıyor. Yüksek likidite ve bol düşük faiz. Bu dönem kalıcı gibi görünüyor. Türkiye’de de kısa vadeli reel faizler şu anda eksi bölgede bulunuyor. Bununla yaşamayı öğreneceğiz” tespitinde bulunmuştu. Paranın uzmanları, yatırımcıların bu dönemde para piyasalarında yöneleceği iki yatırım aracı olduğu görüşünde. Bunlardan biri getirisi hâlâ pozitif olan uzun vadeli tahviller, bir diğeri ise hisse senedi.
YÜZDE 1 KDV AVANTAJI
Hisse senedi piyasasını risk taşıdığı gerekçesi ile tercih etmeyecek yatırımcılar ve para piyasalarına alternatif yatırım arayanlar içinse en doğru tercihin emlak olacağı görüşü hakim. Emlak uzmanları özellikle yüzde 1’lik KDV avantajı olan projelerin bu dönemde tercih edilebileceğini söylüyor. Ayrıca aylık yüzde 0.7’ye kadar gerileyen konut faizleri de emlak yatırımcıları açısından büyük avantaj taşıyor.
Hükümetin kentsel dönüşüm başta olmak üzere ülke çapında emlak sektörüne özel önem verdiğine dikkat çeken uzmanlar emlak yatırımlarının orta ve uzun vadede para kazanmak için önemli bir alternatif olacağı görüşünde.
TEK KAZANDIRAN BORSA
Para piyasaları cephesinde son faiz düşüşleri sonrasında ortaya çıkan tablo önümüzdeki dönemin de bu cephede zor geçeceğini gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, mart sonu itibariyle son bir yılda yatırımcısına reel getiri sağlayan tek araç hisse senediydi. Mevduat yüzde 0.57, dolar yüzde 5.39, euro yüzde 7.14, külçe altın ise yüzde 10.31 kaybettirirken, borsanın bir yıllık reel getirisi yüzde 26.27 oldu. Merkez Bankası Başkanı’nın faiz düşüşünün devam edeceğine yönelik açıklamalarının ardından, tahvil faizi de yüzde 5.17 ile tarihinin en düşük seviyesine geriledi. Böylece tahvil yatırımcısı son bir yılda reel olarak yüzde 2’ye yakın zarar etti.
ALTINDA KAYIP BÜYÜK
Altındaki reel kayıp, nisan ayında yaşanan sert düşüş sonrasında yüzde 15’e yaklaştı. Mevduat faizlerindeki düşüş, parasını bankalara yatıran tasarruf sahiplerinin faiz gelirini önemli ölçüde azaltırken, bankaların ödediği mevduat faizini azalttı. BDDK’nın şubat sonu verilerine göre, bankalar 2012 yılının ilk iki ayında mevduata 7 milyar 496 milyon lira öderken, bu rakam bu yılın aynı döneminde 6 milyar 174 milyon liraya geriledi. Yani, bankaların mevduata ödediği faiz 1 milyar 322 milyon lira azaldı. Bu durum, tasarruf sahiplerinin getirisinin 1.3 milyar lira azaldığı anlamına geliyor.
Düşük faiz ortamından en kârlı çıkan kesim bankacılık sektörü oldu. Bu yılın ilk iki ayında mevduata ödediği faiz yüzde 17.6 azalan bankacılık sektörünün, kredilerden aldığı faiz geliri ise yüzde 10.7 artarak 13.1 milyar liraya ulaştı. Sektörün iki aylık net kârı ise 4.3 milyar lirayı aştı.