Güncelleme Tarihi:
Merkez Bankası, IMF ile stand-by öncesinde tarihi bir adım atarak, 2000 yılı sonuna kadar TL'nin değerini gün gün açıkladı. Buna göre, liranın değeri kur sepetine göre 2000 yılında sadece % 20 düşecek. 1 Ocak 2000'de 1 dolar 542 bin 182 lira, 31 Aralık 2000'de de 649 bin 661 lira olacak.
MERKEZ Bankası Başkanı Gazi Erçel, 40 sayfalık ‘‘enflasyonla mücadele taahhütnamesi’’ni açıkladığı basın toplantısında, ‘‘Geçmişe dönük enflasyon hesaplarını bırakıp, herkes hesaplarını bundan sonra gelecek enflasyona göre yapsın’’ dedi.
MERKEZ Bankası Başkanı Gazi Erçel, Başkan Yardımcıları Aydın Esen ve Şükrü Binay ile birlikte düzenlediği basın toplantısında 40 sayfalık enflasyonla mücadele taahhütnamesi yayınladı. Erçel, 22 Aralık'ta açıklanması beklenen Uluslararası Para Fonu (IMF) ile stand-by anlaşmasının önemli bir adımı olan para ve kur programını açıkladı. Erçel'in açıklamalarıyla Türk Lirası'nın değerinin 2000-2002 döneminde ne olacağı netlikle ortaya kondu. Merkez Bankası ayrıca, Türk Lirası'nın döviz sepeti (1 dolar artı 0.77 Euro'dan oluşuyor) karşısındaki bir yıllık değerini de gün gün yayınladı.
Buna göre, 2000 yılı ocak ayına Türkiye 1 dolar artı 0.77 Euro'dan oluşan döviz sepeti karşısında 959 bin 663 liralık değeriyle girecek. Bu durumda, TL'nin dolar karşısındaki değeri aynı tarihte 542 bin 182 lira olacak.
Merkez Bankası'nın açıkladığı üç yıllık para ve kur programına destekleyecek siyasi kararlılık olması halinde, IMF'ye de taahhüt edildiği gibi enflasyon 2000 yılında TEFE'ye göre yüzde 20'ye, 2001'de yüzde 10'a, 2002 sonunda da yüzde 5'e düşecek.
ENFLASYONA GÖRE
Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, banka olarak 2000 yılında, yıllık bazda döviz kuru sepeti artış oranının yüzde 20 olacağını açıkça taahhüt ettiklerini bildirdi. Son yıllarda fiili kur politikasının kısa vadeli enflasyonist bekleyişler, ödemeler dengesi ve kamu dengesi gibi değişkenlere göre şekillendirildiğini hatırlatan Erçel, bundan böyle Merkez Bankası'nın, kur politikasını yalnızca enflasyon hedefine göre uygulayacağını söyledi.
Program süresince, döviz kuru politikasının iki farklı kur rejimi altında şekilleneceğini vurgulayan Erçel, şöyle dedi:
‘‘Döviz kuru politikası, 2000 Ocak-2001 Haziran dönemini kapsayan ilk 18 aylık sürede ‘enflasyon hedefine yönelik kur sepeti', takip eden dönemde ise ‘kademeli olarak genişleyen band' çerçevesinde yürütülecek. Merkez Bankası, 2000 yılı Ocak-Aralık dönemini kapsayan ilk 12 ayda, yüzde 20 TEFE yıl sonu artış hedefi ile uyumlu bir politika izleyecektir. Bir başka anlatımla biz Merkez Bankası olarak, 2000 yılında, yıllık bazda döviz kuru sepeti artış oranının yüzde 20 olacağını açıkça taahhüt etmekteyiz.’’
Erçel, her 3 ayın sonunda, gelecek 12 aylık dönemin sepet artış oranlarının biliniyor olacağını da belirtti.
Başkan Erçel, programın ikinci 18 aylık dönemi kapsayan Temmuz 2001-Aralık 2002 döneminde ise ‘‘band’’ uygulamasına geçileceğini anlatırken, söz konusu aralığın toplam genişliğinin aşamalı olarak artırıldığını vurguladı.
Buna göre aralığın 1 Temmuz 2001'den 31 Aralık 2001'e kadar kademeli olarak yüzde 7.5'e, 30 Haziran 2002'ye kadar yüzde 15'e ve 31 Aralık 2002'ye kadar yüzde 22.5'e yükseltileceğini ifade eden Erçel, ‘‘Band uygulamasında, kurun bandın içindeki hareketlerine Merkez Bankası'nın müdahalesi olmayacaktır’’ dedi.
GÜVENCE REZERVLER
Erçel, Merkez Bankası olarak önümüzdeki dönemde kurların seyriyle ilgili ayrıntılı bir taahhütte bulunurken, şunları söyledi:
‘‘Açıkladığımız kur politikasının uygulanabilir olduğuna inancımız tamdır. Program çerçevesinde maliye politikasının kalıcı olarak güçlenecek olması ve Merkez Bankası'nın bugüne kadarki uygulamaları ile iç ve dış piyasalarda oluşturduğu güven bu inancımızı pekiştirmektedir. Bugün itibariyle 22.6 milyar ABD dolarına ulaşan ve program uygulamasıyla beraber uluslararası kuruluşların programa verecekleri mali destekle daha da artması beklenen Merkez Bankası döviz rezervleride açıkladığımız kur politikasını uygulanabilir kılan diğer bir unsurdur.’’ Merkez Bankası olarak, uygulamaya koyacakları kur politikası ile enflasyon beklentilerinde var olan katılığın hızla kırılacağına inandıklarını anlatan Erçel, önceden açıklanan kur politikasının başarısının arkasında, maliye ve gelirler politikasındaki kalıcı iyileşme ve cari işlemler dengesinin sürdürülebilir yapısının olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydetti.
Erçel: Siyasi irade önemli
MERKEZ Bankası Başkanı Gazi Erçel, programın dördüncü ayağını ‘‘siyasi iradenin desteği’’ olarak açıkladı. Erçel, yaklaşık çeyrek yüzyıldır süregelen enflasyon sürecinin, kuşkusuz önemli katılıklar oluşturacağını, bu katılıkların kırabilmesi için, sadece içeriği güçlü programın yeterli olmadığını söyledi. Erçel, ‘‘Siyasi iradenin programın arkasında olması, bu süreci program süresince kararlılıkla uygulaması gerekir. Siyasi iradenin uygulanacak bu programa desteği tamdır. İşte bu destek, programın başarısı açısından diğer tüm unsurları harekete geçiren en önemli ve en büyük etkendir’’ dedi.
Enflasyonda geçmişe endeksleme bitiyor
MERKEZ Bankası Başkanı Gazi Erçel, enflasyonun en az maliyetle aşağıya indirilebilmesi için, geçmişe yönelik endeksleme alışkanlığının terk edilmesi gerektiğini söyledi. Önceden açıklanan kurun, buna en büyük desteği verecek bir politik enstrüman olduğuna işaret eden Erçel, ‘‘Programa olan güven ne kadar fazla ve sürekli olursa ve program toplumun her kesimi tarafından ne kadar çok benimsenirse maliyet en aza indirilirken, enflasyonla mücadelede o kadar başarılı sonuç alınacaktır’’ dedi. Erçel, ‘‘önceden açıklanan döviz kurlarının’’, ekonomik süreci birçok kanaldan etkilediğini belirtti. Erçel, şunları söyledi:
‘‘Enflasyonu en az maliyetle aşağıya çekebilmenin altında, toplumun enflasyon bekleyişlerini aşağı seviyeye indirmek yatmaktadır.Sürekli ve yüksek enflasyon yaşayan ülkelerin enflasyonla mücadelede yaşadıkları sorunlardan birisi, geçmiş enflasyonun gelecek enflasyonu belirlemesidir. Bu yapışkan bir enflasyondur. Enflasyondan korunmak amacıyla yapılan, geçmiş enflasyona endeksli her türlü sözleşme, ücret, kira, vs, enflasyonun aşağıya çekilmesinde bir katılık yaratmaktadır. Çünkü herkes bir önceki yılda, dönemdeki enflasyonu örnek alarak, hedef alarak önünü belirlemektedir.’’
Enflasyonda yaşanan, atalet olarak nitelendirilebilecek bu durumun, uygulanacak programa olan güven ile de yakından ilgili olduğunu anlatan Erçel, şöyle devam etti:
‘‘Dolayısıyla enflasyonun en az maliyetle aşağıya indirilebilmesi için, geçmişe yönelik endeksleme alışkanlığının terk edilmesi gerekiyor. Önceden açıklanan kur, buna en büyük desteği verecek bir politik enstrüman oluyor. Fiyat oluşumu ve ücret taleplerinde eski alışkanlıkların sürdürülmesi, üretimin ve istihdamın daralmasına yol açacaktır. Programa olan güven ne kadar fazla ve sürekli olursa ve program toplumun her kesimi tarafından ne kadar çok benimsenirse maliyet en aza indirilirken, enflasyon mücadelede o kadar başarılı sonuç alınacaktır.’’
Erçel'e göre kararlara kim nasıl bakmalı?
Sanayiciler fiyatlarını belirlerken 2002 yılına kadar verdiğimiz hedefleri dikkate alsın.
Şirketler işçi ücretlerini belirlerken geçmiş enflasyonu bırakıp, gelecek enflasyona baksın.
Kamu kuruluşları da zamlarını yaparken açıkladığımız kur politikasını göz önünde bulundursun.
Döviz kurunun belirsizliği ortadan kalkınca Türkiye'ye sermaye girişiartacak.
Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin artmasıyla birlikte faiz oranları daha da gerileyecek.
Sermaye girişi güçlü bir etkisini büyüme üzerinde gösterecek. İstikrarlı bir büyüme sağlanacak.
Toplumun tüm kesimleri bu programa sahip çıkarsa, sürdürülebilir bir büyümeye kavuşuruz.
Kararlar ne anlama geliyor?
Merkez Bankası, 2002 yılına kadar kur politikasını açıklamakla yumuşak bir ‘‘Para Kurulu’’ sistemini benimsedi.
Kurların 12 aylık dönemde gün gün bilinmesi, herkesin önünü görmesini sağlayacak.
Sanayici yatırım kararı alırken hesaplarını rahatlıkla yapabilecek.
Bankacı 2002 yılı sonuna kadar önünü rahatlıkla görebilecek, gelirini, giderini bilecek.
İş adamları geleceğe dönük anlaşmalarını yaparken daha rahat hareket edebilecek.
Tasarruf sahipleri, ‘‘dolar mı daha çok artar, mark mı’’ arayışını üç yıl için bırakacak.
Bu kararların uygulanması halinde dövize yatırım yapmak fazla cazip olmayacak.
Bu kararlar, bol sıfırları üzerinde dursa da Türk Lirası'nı güçlendirecek.
25 yıllık enflasyon alışkanlığı bitecek
MERKEZ Bankası Başkanı Gazi Erçel, ‘‘25 yıldır oluşan enflasyon alışkanlıklarını tümden kırmayı hedefleyen bir program hazırladıklarını’’ bildirdi.
Erçel, 2000-2002 döneminde uygulanacak para ve kur programının ana hatlarını anlatırken, enflasyonu düşürme programının üç temel unsur üzerine işleyeceğini belirtti.