Reha ERUS/ROMA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2003 01:59
Türkiye’de sermaye hareketlerine vergi uygulamanın imkansız olduğunu söyleyen Devlet Bakanı Ali Babacan, ‘‘Öyle bir vergiyi düşünmüyoruz. Türkiye'ye isteyen istediği gibi girer, yatırım yapar ve çıkar ’’ dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye gibi bir ülkede sermaye hareketlerine vergi uygulamanın imkansız olduğunu belirterek, ‘‘Öyle bir vergiyi uygulamayı düşünmüyoruz. Türkiye'ye isteyen istediği gibi girer, yatırım yapar ve çıkar. Biz karar alırken resmi verilere bakıyoruz’’ dedi.
Avrupa Birliği (AB) Uyum Politikası konulu toplantı için Roma'da bulunan Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Hürriyet'e verdiği özel röportajda Türkiye'nin iç ve dış politikasını değerlendirerek ‘‘Artık demode olan ‘devalüasyon' ve ‘kriz' kelimelerini Türkçe sözlükten çıkarttık. Sıra enflasyon kelimesine geldi’’ dedi.
Hükümetin daha birinci yılını doldurmadan siyaset ve ekonomi alanında çok büyük işler becerdiğini söyleyen Ali Babacan, döviz kurlarının yükselmesi ve kayıt dışı sermaye hareketlerine vergi koyma ile ilgili gündemdeki sıcak konulara da açıklık getirdi.
AB, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ile ilişkileri ve geleceğini de anlatan Devlet Bakanı ‘‘Kendimizi 28 AB ülkesinden biri olarak görmeye hem onlar hem de biz başladık’’ değerlendirmesinde bulundu.
Babacan son zamanlarda artan sermaye hareketlerine vergi beklentileri için sorulan soruya şöyle yanıt verdi:
‘‘Şimdi özel sektör kayıt dışı ithalat yapılıyor. Malın onda birini gösterip ithalat yapıyorlar. Türkiye için ciddi bir kayıp bu. İstatistik yok doğru dürüst. Dolayısıyla hangi döviz hareketinden hangi cari ölçümlerden söz ediyorsunuz. Sermaye hareketleri ne derece yansıyor? Türkiye gibi bir ülkede sermaye hareketlerine vergi koymak imkansız. Öyle bir vergiyi uygulamayı düşünmüyoruz. Türkiye'ye isteyen istediği gibi girer yatırım yapar ve çıkar. Biz karar alırken resmi verilere bakıyoruz. Mütemadiyen masa başında karar alan bir hükümet değiliz. Zaten bunun için başarılıyız.’’
Babacan, Türkiye'nin dövizde dalgalanma politikası uyguladığını hatırlatarak, son haftalarda üzerinde konuşulan devalüasyonun Türkiye'de gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belirtti.
‘‘Dalgalı kur politikasında devalüasyon denen şey olmaz’’ diyen Babacan, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Devalüasyon nedir? 2001 Şubatı'nda, 1994'ün 5 Nisan'ında yaşanan krizdir. TL'ye değer kaybettirmektir. İsteyerek yapılan bir eylemdir. Bu nedenle dalgalı kurda böyle bir şey yaşanmaz. Türkiye'de devalüasyon olmaz. Ne olur? TL değer kaybeder, değer kazanır.
Bu
Dolar ile
Euro arasında da oluyor. Bakın son iki yıldır Euro ile Dolar arasında kur farkı O.80 ile 1.19 arasında gidip geliyor. Sonra bir ayda yüzde üçlere dörtlere, beşlere ulaşan değişiklikler oldu. Hiç müdahale yapılmadan dalgalanıyor. Aşırı bir dalgalanmada zaten Merkez Bankası zaten gerekli zamanlarda gerekli müdahalelerini yapıyor. Mayıs'tan bu yana Merkez Bankası 9 milyar doların üzerinde para aldı. Aslında ‘dalgalı kur' da yanlış ifade. Ekonomi İngilizcesi ‘floating', yani ‘yüzen' kurdur. Aheste yüzerek seyretmek. Dalgalı diyince akla kötü şeyler çağrıştırıyor. Boğulacakmış gibi geliyor. Ben bu deyimi sevmiyor ve tercih etmiyorum.’’
Onlarla kredi için değil ‘güven ‘ için çalışıyoruz
Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşlarla para veya kredi için çalışmadıklarını söyleyen Devlet Bakanı Ali Babacan, şunları ekledi: ‘‘Örneğin, Dünya Bankası'nda üç senede 4.5 milyar dolar kredi alacağız. Oysa borcumuz 100 milyar dolar. Biz bu kuruluşlarla verdikleri kredi için çalışmıyoruz. Zaten IMF ve Dünya Bankası’yla bir daha kredili işlemlere girmek de istemiyoruz. 2004 yılında bu kuruluşlara oturup hangi formatla çalışacağımızı da saptayacağız. Bu kuruluşlara, bizim uyguladığımız ekonomik programlara bir akreditasyon vazifesi gördürmek. Kısacası programımızın Dünya Bankası, IMF ve AB tarafından desteklenen ve doğru bulunan bir program olduğunu göstermeye yarıyor. Böylece güven oluşuyor. Dış piyasalarda bu faktör bizim için önemli’’
Krizi sildik sıra enflasyonda
Hazine’den
sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'de ‘kriz', ‘devalüasyon' gibi kelimeleri sözlükten ve hayattan sildiklerini, sırasının ‘enflasyon' kelimesine geldiğini söyledi.
Babacan bu konuda şöyle konuştu:
‘‘Kriz ve devalüasyon artık bizim ekonomimizde yer almıyor. Bunları artık gömdük, sözlükten çıkarttık. Kriz ve devalüasyon sözcükleri artık bizim ekonomimizde yer almıyor.’’
IMF ile bilgilerimizi birleştiriyoruz, iyi oluyor
Türkiye ile IMF'nin ilişkilerinin oldukça iyi devam ettiğini söyleyen Devlet Bakanı Ali Babacan, şöyle konuştu: ‘‘Gözden geçirme çalışmaları medyaya aşırı yansımıyor. Mümkün olduğu kadar çalışma grubu ile yürütüyoruz. Bittiğinde açıklamayı yapıyoruz. IMF bu uygulamayı benimsedi. Ya onlar bizi ikna ediyor ya da biz onları ikna ediyoruz. Yanlış olduğunu bile bile hiçbir şey yapmıyoruz. Washington'dan oturup reçete yazmakla bu işler olmaz. IMF kendi kendine bir çalışma yapıp da getirip bunu uygulayın demesi olmaz. Buna hep karşı olduk. Biz Türkiye'yi iyi tanıyoruz. IMF'nin de uluslararası deneyimi var. İyi ve kötü tecrübeleri var. Uluslararası bilge ve tecrübe ile Türkiye bilgisini birleştirdiğiniz zaman iyi oluyor’’
AB ile nikah yakın diyebilirim
Hazine’den
sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'de işlerin değiştiğini uygulamalarla işler hale getirmenin başarılması halinde, Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakereleri için Türkiye'nin önünün açılacağını söyledi.
Babacan, ‘‘AB’ye tam üyelik için Ev ödevimizi iyi yapmamız gerekiyor. Türkiye doğru yönetimle doğru ellerde attığı adımlarla potansiyeli bizi Avrupa Birliği'ne taşımakta. Nikah yakındır diyebilirim’’ dedi.