Güncelleme Tarihi:
Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı
Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı dikkatli ve ölçülü olmak gerektiğini söylüyor. Eczacıbaşı’na göre paniğe gerek yok ama soruna 'bana birşey olmaz' mantığıyla yaklaşmak daha hatalı. Eczacıbaşı, toplumsal bilinç konusundaki sorularımızı yanıtladı.
2000 Sorunu konusunda toplumsal bilinç ne düzeyde?
- Sektörlerin bilgisi olduğunu zannetmiyorum. Dışarıyla bağlantılı şirketler önlemlerini 1997'den itibaren almaya başladı. Önyargı var gibi geliyor bana. Kısmen haklı olabilirler. Cevap vermekte çok zorlanıyoruz. Birtakım kuruluşların kendi mallarını satmak veya para kazanmak için uydurdukları yeni bir sorun diye adlandırılıyor. Ciddiye alınmıyor. Ancak gelişmişliğin önemli göstergelerinden biri erken uyarı sistemlerine kulak asmak.
TBV'ye konuyla ilgili ne tür sorular geliyor?
- Soruların çoğu bilinçlenmeye başlayanlardan geliyor. 'Biz bu sorunu nasıl çözebiliriz?' diyorlar. Bunlar belirli bir çözüme yaklaşmış olan insanlar. Bizim ulaşmak istediklerimiz onlar mı, bundan pek emin değilim.
Sorulara ne tür yanıtlar veriyorsunuz?
- Vakıf olarak bu hizmetleri veren bir kuruluş değiliz. Bu daha çok danışmanlık şirketlerinin ve bu sorulara eğilen şirketlerin işi. Bizim yanıtımız, sorunun bilgi teknolojileri gereçlerinin ötesinde bir olgu olduğu, tüm makina ve ekipmanları kapsayabileceği, daha da ötesi bütün tedarik zincirinin halkalarını da kapsadığı. Hepimizin aynı gemide olduğunu söylüyoruz, çözüm için birtakım kuruluşları öneriyoruz.
Eczacıbaşı Grubu'nda neler yapıldı?
- 1996'dan itibaren soruna eğilmeye başladık. 1997’den itibaren önlemlerimizi almaya başladık. Bu yıl sonuna kadar öngördüğümüz bütün sorunları halletmiş olacağız. Bu bizi yüzde 100 garantiye almaz ama garantili kılabileceği en yüksek düzeye getirir.
Kaç para harcandı?
- Bugüne kadar yaklaşık 1 milyon dolar harcadık. Bu rakam hardware ve software yani Eczacıbaşı içindeki bilgi akışına yönelik. Makine ve ekipmanlardaki ayarlamalar dahil değil.
İlaç sektöründe durum nedir?
- Dışarıyla bağlantıda olanlar erken önlem almaya başladılar. Çünkü dış şartlar zaten sizi birtakım önlemleri almaya prosedürleriyle birlikte zorluyor. Lisansör bir şirketiniz varsa sizi mecbur tutuyor. Sizden mal satın alıyorsa metodolojilerini öğretiyor. Sigorta şirketleri ve bankalar sizi yönlendiriyor.
Sorunun boyutu panik yaratacak düzeyde mi?
- Sorumluluğumuz çok dikkatli ve ölçülü olmak. Panik çıkmaması lazım. Panik olunacak bir durum yok zaten. Hiçbir şey yapmadığınız takdirde de problemi görmemezlikten geliyorsunuz Uçaklar düşecek, gök başımıza yıkılacak gibi korkular yersiz. Böyle şeyler olmayacak ama uzun dönemde görmediğimiz birtakım etkilerin olacağını tahmin ediyorum. 2000 yılına 10 ay kadar bir süremiz kaldı. 10 ayda çok önemli şeyler yapılabilir. 'Bize nasıl olsa bir şey olmaz abi ya' mantığıyla yaklaşmamız çok hatalı. Birşey olmayabilir, rahat kurtarabiliriz, bunun cevabını hiçbir zaman alamayacağız.
TÜSİAD bünyesinde yapılan çalışmalar var mı?
- TÜSİAD'taki kuruluşların konunun bilincinde olduklarını sanıyorum. Büyük şirketlerden bize talep gelmedi. TÜSİAD'ta bilgi teknolojileri ile ilgili birim yeni yeni kuruluyor ancak şirketler yapı itibariyle zaten kapsamlı çalışıyorlar.