‘Palas kültürü’nü Göktürk’e taşıyor

Güncelleme Tarihi:

‘Palas kültürü’nü Göktürk’e taşıyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2012 00:00

“El işi, göz nuru” dediği, hayalindeki projeyi “ticari” bulmadıkları için müteahhit firmalara kabul ettiremeyen Kıran, bu kez kendisi kolları sıvadı. Kıran, şimdi Larus Palas adını verdiği iddialı projesiyle Göktürk’te yepyeni bir hayatı insanlarla buluşturacak.

Haberin Devamı

HAYALİNDEKİ projeyi “ticari” bulmadıkları için, müteahhit firmalara kabul ettiremeyen Kıran, bu kez kendisi kolları sıvadı. Kıran, şimdi Larus Palas adını verdiği iddialı projesiyle Göktürk’te yepyeni bir hayatı, “Palas kültürü”nü insanlarla buluşturacak. Yani Kıran, kendi tasarladığı eserin hem mimarı hem de müteahhiti olacak. Uzun yıllar eski eser restorasyonunda uzmanlaşan, Perili Köşk başta olmak üzere çok sayıda eseri restore edip, Maydonaz Showland ile modern mimariye başlayan Kıran, bugüne kadar sayısız eser ortaya çıkardı. Opera Otel, Rings İstanbul, Kabataş Martı, Haliç Metro Geçiş Köprüsü, Salıpazarı Projesi, Seyrantepe’de Çintemani, Cendere’deki kule bunlardan sadece bir kaçı.

EL İŞİ, ORGANİK BİNA

Kıran, kendi deyimiyle, bir mimarın bir başka yapıcıya tasarladığı, yani işverenin “yapamayacağı” bir esere hayat veriyor. Türkiye’deki müteahhitlerin, birçok mimarın çizdiği projeyi ekonomik bulmadığı gerekçesiyle inşa edemediğini savunan Kıran, bir proje adamı olarak, piyasada kendisinin çizdiği yüzlerce binasını kimsenin göremeyeceğini söylüyor. Tekrarı ve benzeri olmayacak bir mimari eser yaratmak istediğini söyleyen Kıran, 27 yıllık birikiminin zor yanlarını ve neden bu projeyi yaptığını, iç mimar eşi Tülin Kıran’la birlikte “Çocuğu” gibi gördükleri Larus Palas’ın ortaya çıkışını izlerken, şöyle aktarıyor:

Haberin Devamı

KÖKÜMÜ KAYBETTİM

Ben bir Karadeniz kasabasında büyüdüm, yetiştim. Fransızların yarattığı olaganüstü bir madenci kasabasıydı. Köklerimi orada hissetmeme rağmen, şu anda yerinde yeller estiği, yerine birbirine benzer çirkin binalar yapıldığı, kök veren o kasaba yok olduğu için kökünü kaybetmiş gibiyim. Çocuklarım da bunu yaşasın istemedim.” Hakan Kıran, Göktürk’te “Lorus Palas” adını verdiği bu yapının “Gelenekten geleceğe” felsefesinin alabildiğine uygulandığı, Avrupa ve eski İstanbul’daki “Palas” kültürünün, 21. yüzyıl versiyonu bir eser olduğunun altını çizip, müşterilerine de “Satacaksanız almayın” diyor.

EDİN’İN BIRAKTIĞI YERDEN

Aslında, Kıran’ın bir amacı da, çocuklarıyla birlikte tatil için gittiği Balıkesir’in Edremit ilçesinde meydana gelen selde hayatını kaybeden ve Kemer Country’nin yaratıcısı Esad Edin’i yad etmek. Kıran, Göktürk’ün geleceğin Etiler ve Levent’i olacağı iddiasında. Palas’ın adlında kiraya verilecek olan dükkan ve kafe ve restorantlar, Nişantaşı’nı, Göktürk’e taşıyacak.
 “Mantolama” sistemine karşı çıkan Kıran, organik binanın tarifini de şöyle yapıyor:
“Biz binanın izolasyonu perlitle yaptık. Bir binanın yaşaması sadece içindeki sosyal yaşamla olmaz, binanın da nefes alıp vermesi lazım. O nedenle organik formda, nefes alan, ahşap ve alüminyum malzeme kullandık.

Haberin Devamı

Küplerde özgür hayat

GENÇLER, çocuklar, kadınlar, erkekler ve aileler için farkı sosyal aktivite alanları yaratılmış. Evlerde sigara odasından oyun odasına, bilardodan, kitap okuma, sinema, müzik odasına yok yok. En önemli şey mahremiyet. Tüm dairelerde ve ebeveyn yatak odalarında stüdyo akustiği denilebilecek sistemlerle ses yalıtımı sağlanıyor. Öyle ki, her birey evinde istediği gibi müziği kulaklıksız dinleyip, müzik yapabilecek. Yani diğer daireler duymayacak. En önemli özelliği, hiçbir yapıda olmayan, binanın avlusuna bakan ama ana binadan ayrı, hiçbiri birbiriyle bitişik olmayan, iki tarafında mini bahçeleri, içinde banyo ve mutfağı bulunan 5 metre eninde, 5 metre genişliğinde, 5 metre yüksekliğindeki küp odalar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!