Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2010 00:00
P&G, 2010 yılında 78.9 milyar dolar ciroya sahipken, 2015 yılında 100 milyar dolara ulaşmayı hedefliyor. Türkiye’de faaliyette bulundukları alanları artırmayı ve daha pek çok markayı getirmeyi planladıklarını söyleyen P&G Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Robert McDonald, yeni markalarla birlikte yeni yatırım sinyali de verdi.
PROCTER & Gamble (P&G) şu anda dünyada 4 milyar insana ulaşıyor. 2015 yılına gelindiğinde bu sayının 5 milyara çıkmasını hedefleyen halka açık şirkete bazı devletler bile hissedar. En büyük hissedarların payı yüzde 3-4’ü geçmiyor ve P&G çok uluslu olduğu kadar çok patronlu da bir şirket. Sosyal sorumluluk projeleriyle tüm dünyada dikkat çekiyor. Olimpiyat Komitesi ile gelecek 5 Olimpiyat Oyunları’na sponsor olmak için anlaşma yaptı. Bugüne kadar komitenin imzaladığı en büyük sponsorluk anlaşması bu. P&G Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Robert McDonald ile şirketin geleceğini ve Türkiye planlarını konuştuk.
Krizin bittiğini söyleyemem
Dev bir şirket olarak global ekonomik krizi nasıl hissediyorsunuz?Bizim mali yılımız 1 Temmuz-30 Haziran arası. Kriz çok zor bir dönemdi. Özellikle 2008. Ekonomik kriz yüzünden dünya çapında 4 milyar dolarlık kur devalüasyonuyla karşılaştık. O dönemde petrol fiyatı varil başına 146 dolara yükselmişti. Kullandığımız
emtia maliyetlerinde 2 milyar
dolar artış oldu. İşimizin ekonomik yapısını düzeltmeye mecburduk. Dünyanın bir çok yerinde bir çok ürünümüzün fiyatına zam yapmak zorunda kaldık. Bu, 30 yıllık kariyerim boyunca çok kısa bir zaman diliminde gerçekleştirilen en yoğun fiyatlandırmaydı. Ancak daha sonra toparlanma oldu. Dünyada bir çok ülke ekonomik mücadele veriyor. Neyse ki Türkiye’de durum böyle değil, bu da Türkiye’nin farkı.
Global krizin bittiğini söyleyebilir misiniz?
Bittiğini söylemek zor. Durumun iyileşmeye başladığını söyleyebiliriz, ama bu iyileşme yine de işlerini kaybeden insanların tekrar istihdam edilmesini sağlayacak kadar hızlı değil.
5 milyar tüketici hedefi
Gelecek 5 yılda P&G’yi nerede görüyorsunuz?2015’te 100 milyar dolarlık bir şirket olmaya çok yaklaşmış olmalıyız. Ürünlerimizle 4 milyar kişiye değil, 5 milyar tüketiciye ulaşıyor olmalıyız. P&G ürünleri için harcanan yıllık kişi başı miktarı da 12 dolardan 2015’e kadar 14 dolara çıkartmak istiyoruz.
Gelecekte hangi segmentlerde büyüyeceksiniz? Başka kategoriler eklemeyi de düşünüyor musunuz?
Şu an dünyada toplam 38 ürün kategorisinde faaliyet gösteriyoruz. Ancak işe ilk başladığımız ve 173 yıldır var olduğumuz ABD’deki kategori sayımız hâlâ 35. Asıl başarmamız gereken şey, bu 38 kategorinin her ülkeye girmesini sağlamak. Örneğin, 23 yıldır Türkiye’de olmamıza karşın sadece 19 kategoride faaliyet gösteriyoruz.
Türkiye’ye baktığımızda, pazarı genel olarak nasıl görüyorsunuz?
Türkiye, dünyada ekonomisi en hızlı büyüyen ülkelerden biri. 2020 yılına kadar ekonomisi en hızlı gelişen ilk üç ülkeden bir olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu gerçekten etkileyici bir büyüme hızı. Türkiye bizim için öncelikli pazarlardan biri.
Türkiye’de büyüme oranınız nedir?Çift haneli. Son 6 yılda 10’lu rakamların ortasına doğru geldik; bu en yüksek büyüme oranlarından biri. Dünyanın BRIC ülkelerinin yanına Türkiye’yi koyup BRICT diye bahsedebiliriz.
Türkiye’de daha fazla üretim
Türkiye’ye yeni markalar getirecek misiniz?Evet. Detay açıklayamam ama elbette daha gelecekler var. Son 3-4 yılda Head&Shoulders, Olay, Fairy yeni tanıttığımız markalar. Türk tüketicisine sunduğumuz bu ürünler, global markalarımız ve stratejik planlarımızda büyümede yer alıyor.
Türkiye’de üretimi artırma, yeni yatırım planları var mı?Türkiye’de olmayan diğer kategorileri getirdikçe burada kesinlikle daha fazla üretim yapmamız gerektiğine inanıyorum. Genellikle hizmet ettiğimiz tüketiciye yakın yerlerde üretim yapıyoruz. Hükümetin yeni yatırımlarda bize sergileyeceği tavır da önemli. Türkiye’deki fabrikalarımızdan 25 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu, yapılacak ikili veya çok taraflı ticaret anlaşmalarıyla daha da artabilir. Burada daha fazla üretip daha fazla ihracat yapabiliriz.
Türkiye dünyanın küçük bir modeli
Şimdiye kadar Türkiye’den neler öğrendiniz?Türkiye’den öğrendiğim en önemli şey, biz insanların, farktan çok ortak yanlarımız olduğu. Türkiye’deki din, kültür, etnik köken farklarına bir bakın, ama yine de insanlar bir arada rahatça yaşayabiliyor, komşu ülkelerle iyi ilişkiler sürdürebiliyor. Herkes çocuklarının daha iyi bir gelecekte yaşamasını istiyor. Biz insanların farktan çok ortak yanı var. Neden daha iyi geçinemiyoruz? Türkiye; Asya’sıyla, Avrupa’sıyla, İslam’ıyla, Protestan’ıyla, Ortodoks’uyla dünyanın küçük bir modeli.
Çalışanlar ve emekliler şirketin yüzde 10’una sahip
Çokuluslu çok ortaklı yapıda çalışanların da hissesi var mı?
Bireysel emeklilik şirketleri, hükümetler, insanlar hisselerimizi alıyorlar. Gerçekten çeşitlilik gösteren bir hissedar grubumuz var. Çalışanların ve emeklilerin de yüksek oranda
hisse sahibi olduğu dünyanın en büyük şirketlerinden biriyiz. Hisselerimizin yaklaşık yüzde 10’u çalışanlarımıza ve emeklilerimize ait. Ben dahil, bütün çalışanların emeklilik planlarının P&G hissesiyle oluşturulduğu bir kâr paylaşım programı var. Şirkette işe başladığınız ilk günden emekli olduğunuz güne kadar şirket sizin adınıza açılan hesaba katkı sağlıyor, şirket hissesi satın alıyor.
Sosyalist bir cumhuriyet gibi...
Daha doğrusu, ortak bir fon veya ortak bir organizasyon diyebiliriz. Bu açıdan benzersiz.
Arabistan’da kadına iş yasak, Afrika’da adet günü kızlara okul yok
Pek çok sosyal sorumluluk projeniz var. Çoğu ülkede geleneklere karşı bir mücadele söz konusu. Neler yapıyorsunuz?Çin’de 200 okula ulaştık. Afrika’da kız öğrenciler için hijyenik pedler dağıttık, eğitimler verdik. Afrika’da kız çocukları adet günlerinde okullara; Hindistan’da da kızlar tapınaklara gidemiyor. Afrika’da kızlar, her ay bir hafta okuldan uzak kalıp geriliyorlar. Biz bu konuda hükümeti, toplumu eğitmeye soyunduk. Ve kız çocuklara hijyenik ped dağıtarak da ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Suudi Arabistan’da, 20 ile en çok kadın istihdam eden şirketiz. Kadınların istihdama katılımını sağlamak için hükümetle çalışıyoruz. Kolay değil. Arabistan’da kadınların pasaportu yok, araba kullanmaları yasak. Dünyada kadınlar ortalama 6-7 kilometre yürüyerek ailesine her gün su taşıyor. Bu oran Afrika ve Asya’da çok daha yüksek. Üstelik sular temiz değil. Kirli sular yüzünden her gün 4000 çocuk ölüyor. Bu alanda da çabalarımız var.