Güncelleme Tarihi:
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye'nin sadece küresel krizden değil ilacından da olumsuz etkilenmesinin söz konusu olacağını kaydetti.
Özince, Genç Yönetici ve İşadamları Derneği'nin (GYİAD) düzenlediği “Dünya ve Türkiye Ekonomisi Üzerine Konuşmalar” konferansında yaptığı konuşmada, “dehşet bir şey” haline gelen globalizasyonun düzensiz bir şekilde devam ettiğine ve çok tehlikeli bir hal aldığına dikkati çekti.
Globalizasyonun iyi idare edilmesi gereğine işaret eden Özince, günümüzdeki gidişatın dünya insanının refahına yol açmayacağı, er veya geç ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlara yol açacağının kesin olduğunu belirtti.
Ersin Özince, global ekonominin yönetilmeye muhtaç olduğunun altını çizerek, “Şu anda bankacılığın yapılandırılması adına yapılması düşünülen konularda gelişmekte olan ülkelerin söz hakkı çok zayıf olduğu gibi, tek standartta hareket etmek bizim gibi ülkeleri ayrıca çok ciddi etkileyecek. Burada bir nevi krizden değil, ilacından da olumsuz etkilenmemiz mevzu bahis olacak. Peki olumsuz etkilenmeli miyiz? Hayır. Bütün bu işleri yaparken, gelişmekte olan ülkelerin Basel 3 ile ilgili çok daha ciddi cendere altına girmesi mümkün” şeklinde konuştu.
“Gelişmekte olan ülke ortalamasına yeni geldik”
Konferansta soruları da yanıtlayan Özince, ekonomide her kaynağı iyi kullanmak, ayağını yorganına göre uzatmak gerektiğini söyledi.
Yatırımcıyı almak için kaynak olsa bile tanıma gerek duyulduğunu kaydeden Özince, “Örneğin sizin piyasalarınızın olması lazım. Yani Türkiye'nin hiçbir zaman G-20'ye girecek boyutta para ve sermaye piyasası olmadığını iddia edebilirim. Bunu rakamlarla ortaya koyabiliriz. Biz para, sermaye piyasasını toplasan gelişmekte olan ülkeler ortalamasına yeni geldik. Yatırım yapanı da destekleyecek piyasayı kurmamız lazım. Bugünkü faiz oranlarıyla Türkiye'de birçok kişinin yerel para açısından fizibilitesi vardır. Kaynakların vadesini uzatmak mümkün mü? Bana göre mümkün. Faiz eğrisini düzeltebilsek... Ama nasıl? Çok ciddi teşvik vermek lazım. Bu toprağını ekmeyen adama teşvik veriyorum da parasını iki yıla koyan adamdan niye vergi alıyorum mesela? Hiç vergi almamam lazım. İki yıldan fazla mevduat açtırandan katiyen beş kuruş vergi almayalım.”
“Türkiye, çok daha fazla yol gitmek zorunda”
Türkiye'de alınan önlemlere işaret eden Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye'nin büyümesi fena değil. İyi ama biz dünyanın büyümesi açısından bakacaksak, şu anda dünya ekonomisi Türkiye gibi ülkelerin gelişmesine muhtaç. O zaman mutlaka gelişmekte olan ekonomilerin gazını kesmeyecek, onlarda reel anlamda refahı artıracak ulusal ve uluslararası düzenlemelere ihtiyaç var. Ben Türkiye'nin, gelişen piyasaların en kıdemlisi olarak az yol gittiğini düşünüyorum. Bu, Türkiye'de yapılanları yadsımak anlamında değil. Ama bugün en son aldığımız önlemlerin dahi hala dolaylı vergilerle sürdürülmesi, hala enerji konusunda bu kadar büyük deliği olan ülkede enerji kayıp kaçak oranının inanılmaz büyük boyutlarda oluşu... Türkiye, özellikle çok zor ve zorunlu bir demografiye sahip bir ülke olarak reform işinde, devletin reform işinde, serbest piyasa ekonomisiyle ilgili konularda çok daha fazla yol gitmek zorundadır.”
Uzun vadeli düşünmenin önemine dikkati çeken Özince, “Global ticaretin, global ilişkilerin mutlaka regüle edilmesi, etkilerinin yumuşatılması ve planlanması lazım. Bir de para ve sermaye kurallarında ne idüğü belirsiz bir güçlendirme yapacağız derken, tekerleği dönmeyecek şekilde sıkıp bütün dünyayı yeni yeni krizlere yönlendirmemek lazım” şeklinde konuştu.
“Sermaye koyacağım diye İş Bankası lojmanlarını sattım”
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, Yunanistan ile ilgili bir soruya da “Yunanistan batmaz. Yunanistan borcunu ödemeli, namusunu kurtarmaya çalışmalıdır. Ben İş Bankası lojmanlarını sattım, sermaye koyacağım diye... Yunanistan'ın parası yoksa malını ortaya koysun. Yunanistan'da 'bu paralar nereye gitti' komisyonları kurulmalı. Başka türlü itibarını kurtaramaz” yanıtını verdi.
Döviz kuruna ilişkin bir soru üzerine de Özince, “Rekabette artık dünyaya o kadar açığız ki bugün kur riskini idare edemeyen piyasalara sahip olmamız en büyük zuldür. Nerede bizim piyasalarımız? Bugün Türkiye gibi G-20'ye girdim diyen bir ülkenin bir zahmet Merkez Bankası'ndaki ilgili şeylere devlet yönetiminin çok ilgi duyması lazım” şeklinde konuştu.
Altın, kimsenin basmadığı para, tabii cazip olacak
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İstikrar Enstitüsü Direktörü Süreyya Serdengeçti de Türkiye'nin son 10 yılda uzun vadeli bakmak ve dünyayı takip etmekte biraz mesafe aldığını, çünkü artık dünyanın çok bariz şekilde ülkeyi etkilediğini söyledi.
Son yaşanan global krizden bu yana çözüme ilişkin hala tatmin eden bir çerçeve oluşturulamadığını belirten Serdengeçti, sorunlara çözüm uzadıkça beklentilerin bozulduğunu, beklentiler bozuldukça da sürecin daha fazla uzadığını ifade etti.
Tünelin ucunda pek ışık gözükmediğini, dünyada siyasi liderliğin kuvvetli olmamasının reformlarda gecikme getirdiğini kaydeden Serdengeçti, aslında kur tartışmalarının, tartışmalarda başkalarını suçlama imkanı verdiğini ifade etti.
Altını kimsenin basmadığı para olarak nitelendiren Serdengeçti, “Kimsenin basmadığı para tabii ki cazip olacaktır. Bu da küresel sorunların çözülemediğini gösteriyor” dedi.
Süreyya Serdengeçti, 5-10 yıl sonrasına bakıldığında gelişmiş ülkelerde büyümenin öngörülmediğini, dünya ekonomik krizinde bir derinleşme olması halinde bunun tekrar gelişmekte olan ülkeleri etkileyebileceğinin altını çizdi.
GYİAD Başkanı Burcu Akdarı da konferans öncesi üyeler arasında gerçekleştirilen anket sonuçlarını açıkladı. Akdarı, GYİAD üyelerinin 2012 yılı iş planlarını yaparken dünya ekonomisinde ikinci bir dip değil, yavaş bir büyüme beklentisi içinde olduklarını kaydetti.