Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2001 02:15
Anadolu Grubu İcra Başkanı Tuncay Özilhan, ‘‘Benzeri görülmemiş ağır krizin yaşandığı 2001'de maceraya girmemeye dikkat ettik, dengeli büyüdük. Önümüzdeki üç yılda hedefimiz, ciromuzun yarısını yurtdışından elde etmek’’ dedi.
Anadolu Grubu İcra Başkanı Tuncay Özilhan, uzun yıllardır benzeri görülmemiş ağır ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılını, krizin etkilerini en aza indirip, dengeli büyümeye devam ederek geçirdiklerini söyledi.
Anadolu Grubu olarak son yıllarda yurtiçinde maceracı hiçbir yatırım kararı almadıklarını belirten Özilhan, ‘‘Ciromuzun en az yüzde 25'ini yurtdışından sağlamayı hedefliyorduk. Şimdi bu hedefin de üzerine çıkarak önümüzdeki üç yılda, yurtiçi ciromuza eşit bir yurtdışı cirosu elde etmeyi planlıyoruz. Maceracı olmayan bir yaklaşımla istikrarlı büyüme stratejimize devam ediyoruz’’ dedi.
2001 yılında ekonominin genel anlamda yüzde 10'un üzerinde küçüldüğüne dikkat çeken Özilhan, şöyle devam etti:
‘‘Dolayısıyla, hemen hemen tüm sektörler az veya çok olumsuz etkilendi. Ancak, grup olarak son yıllarda yurtiçinde maceracı hiçbir yatırım kararı almadık. 1995 yılında çizdiğimiz yön doğrultusunda ülke ve ürün risklerini dengelemek amacıyla yurtdışı faaliyetlere ağırlık verdik. Son dönemlerde özellikle telekomünikasyon, enerji ve bir kısım özelleştirme ile ilgili olarak hep makul sınırlar içinde teklifler hazırladık. Ancak, piyasalar makul olmayan fiyatlar seviyesinde olduğu için hiçbirine girmedik.’’
Grup şirketlerinin tedbirleri sadece kriz dönemlerinde değil, iyi dönemlerde de uyguladığını söyleyen Özilhan, şöyle konuştu:
‘‘Şirketlerimizde sürekli olarak iyileştirme çalışmaları yapılıyor. Verimlilik artışını her alanda sağlamaya çalışıyoruz. Globalleşme sürecinde rekabetçi olabilmek ve ayakta kalabilmek için mutlaka üretim, dağıtım, tedarik ve operasyon zincirlerinde verim artışı sağlamayı kendimize hedef edindik.’’
Grubun yurtdışı faaliyetlerinin gerek büyümede gerekse kárlılıkta tatmin edici seviyede geliştiğini belirten Özilhan, şunları söyledi: ‘‘Moskova'da kapasiteyi arttırma kararı aldık. Kazakistan'ın Almaty kentinde bu ülkedeki ikinci bira fabrikamızı kurarak pazar payımızı büyütmeyi hedefliyoruz. Ukrayna'da satın aldığımız bira fabrikasını büyütmeye çalışıyoruz. Bunun yanında Güney Rusya'da Rostov'da yeni bir bira üretim tesisi kurma projemiz var. Bu projelerimiz genel olarak uluslararası finans çevreleri tarafından da destekleniyor.’’
Ekonomik krizin etkilerinin şirketler üzerindeki etkilerinin sektörden sektöre farklılık gösterdiğini hatırlatan Özilhan, ‘‘İçinde bulunduğumuz sektörlerden içecek sektörü, krizden enaz etkilenenler arasında. Ekonominin yüzde 10 civarında küçüleceği dikkate alınırsa İçecek Grubu Şirketlerimiz göreceli olarak kriz döneminde büyüme gösterdi’’ dedi.
FİNANSTA İDDİALI
Grubun içinde bulunduğu finans ve otomotivin krizden en çok etkilenen sektörler arasında olduğunu hatırlatan Özilhan, otomotivde ihracat potansiyelini artırmaya çalıştıklarını belirtti. Özilhan, şöyle devam etti: ‘‘Finans şirketleri ağırlıklı olarak devleti fonlar durumda olduklarından devletin kamu finansmanında tıkanmasının faturası bankalara çıkarıldı. Grup genelinde bakıldığında finans sektöründe küçük ölçülerde yer aldığımız için krizin etkilerini telafi edebilecek ve yeni dönemde bu sektörde daha hızlı büyüyerek pazar payımızı artıracak konumdayız.’’
Anadolu Grubu'nun kriz reçetesi Tedbirler kriz dönemlerinde değil, iyi dönemlerde alınıyor.
Grup şirketlerinde sürekli olarak iyileştirme çalışmaları yapılıyor.
Globalleşme sürecinde rekabetçi olabilmek ve ayakta kalabilmek için mutlaka üretim, dağıtım, tedarik ve operasyon zincirlerinde verim artışı sağlamayı öncelikli hedef edindik.
Her alanda verimlilik artışı sağlanmaya çalışılıyor.
Ülke ve ürün risklerini dengelemek amacıyla yurtdışı faaliyetlere ağırlık verdik.
Enflasyonda kaygılar sürüyorAnadolu Grubu, 2002 yılında enflasyonun öngörüldüğü ölçüde kontrol altına alınacağı konusunda kaygılı. Bu nedenle 2002 bütçelerinde Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) yüzde 55, Tüketici Fiyat Endeksi'nde (TÜFE) ise yüzde 60 olarak tahmin ediliyor. 2001 yılında yaşanan devalüasyonun TL'nin aşırı değer düşüklüğüne sebebiyet verdiğine inanıyor. Bu nedenle gelecek yıl için kur tahminlerinde, 2002 yılında TL'de yüzde 5'lik bir değer kazancı olacağı öngörülüyor.
2002'de Türk ekonomisinde ciddi gelişme beklemiyoruzAnadolu Grubu İcra Başkanı Tnucay Özilhan, 2002 yılında Türk ekonomisinde ciddi bir gelişme beklemiyor. Milli gelirdeki büyümenin yüzde 1'ler seviyesinde kalacağını tahmin eden Özilhan, kamu alanında yapısal ve köklü tedbirler alınmadan, kamu finansmanı ile ilgili olarak geçici borçlanmaların ülkeye bir yarar sağlamayacağını, buna karşılık ancak sorunları gelecek yıllara aktarma anlamına geleceği görüşünde.
Uzun yıllardır sürdürülen bu politikalar yüzünden kamu finansmanının bugün döndürülemez duruma geldiğini belirten Özilhan, bu konuda da şunları söylüyor: ‘‘Türk Hazinesi 1988'de 4 milyar
dolar olan iç borç stoku bugün 74 milyar dolar seviyesine geldi. Sadece son 10 yılda Hazine'nin fazladan ödediği reel faiz 60 milyar dolar civarında. Devlet ekonomisini bir aile ekonomisi veya şirket ekonomisinden farklı düşünmek mümkün değil. Neticede devlet ülke kaynaklarını kullanmakta ve bunu hizmet olarak halka götürmek durumunda. Bu işler yapılırken sosyal politikaların da gözetilmesi gerekir. Tahsis edilen kaynaklar devlette verimli kullanılmıyorsa bunun faturası enflasyon olarak, işsizlik olarak, kalitesiz hizmet olarak, sağlıksız ve eğitimsiz toplum olarak üke bütününde ödenir. Devlet bu yapı içerisinde her geçen gün daha güçsüz hale gelir. O nedenle kaynak verimliliklerini sadece özel sektörde değil devlet kademelerinde de sağlamak gerekir.’’