Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs salgınıyla Türkiye’nin tarım ve gıdada yeni projeler hayata geçirdiğini dile getiren İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Üyesi Semir Özgentürk, Türkiye’nin potansiyeline dikkat çekerek, ihracatta çizilmesi gereken yol haritasına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin geleceğinin tarımsal üretimde gizli olduğunu söyleyen Özgentürk, Türkiye’nin Ayçiçek tohumu üretiminin Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yaptığı ihracatına da bakılarak 2 kat artırıp, 3 milyon tonun üzerine çıkarması gerektiğini anlattı.
300 BİN TON HAM AYÇİÇEK YAĞI TİCARETİ YAPILDI
Ayçiçek yağı maliyetinin aşırı yükselmesine tedbir olarak; 18 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanan yeni mevzuata göre ayçiçeği tohumu ve yağının vergisinin mayıs, haziran ve temmuz sonrası olmak üzere belirli bir kademede düşürüldüğünü kaydeden Özgentürk, “Bununla birlikte nisan ve mayıs aylarında toplamda 300 bin ton ham Ayçiçek yağı ticareti gerçekleştirildi. Bu miktar ülkemizi ağustos ayında beklenen yeni hasada taşımaya yeterlidir” dedi.
Salgın sürecinde yerli üretimin önemini bir kez daha anlamış olduklarını belirten Özgentürk, “Yağlı tohumlar ‘stratejik ürün’ olmalıdır. Ülkemizde istenilen miktarın üretilmemesi için herhangi bir kaynak sıkıntımız bulunmamaktadır. Doğru bir üretim planlaması ve münavebe ile üretimi fazlalaştırmak için hem çiftçilerimizin sayısını hem de ekilebilir tarım arazisini artırmalıyız. Böylelikle kazanan çiftçilerimiz tekrar ekim yaparak sürekliliği sağlayacaktır. Artık bu süreç ve sonrasında ülkemizin ana gündemi yerli üretimi artırmak olmalıdır” diye konuştu.
GIDA SEKTÖRÜ KALICI DEĞİŞİKLİKLERE UĞRAYACAK
Gıda sektörünün pek çok açıdan kalıcı değişikliklere uğrayacağını düşündüğünü ifade eden Özgentürk şunları söyledi:
“Sağlıklı beslenme ve bağışıklık sistemini güçlü tutmaya odaklanmak sektörün tüm iç dinamikleri etkileyecek. Mesela, ambalajlı ürünlerin tüketim oranları artarken, paketli görmeye alışık olmadığımız gıdalar da paketli olarak satılmaya başlayacak. Bunun ise en önemli sebebi hijyen olacak. Sadece raf ürünlerinin değil, çabuk hazırlanan (fast food) gıda ve eve sipariş sunumlarının da bu eğilime paralel değişeceğini düşünüyorum.”
TÜKETİCİLER SAĞLIKLI ÜRÜN ARZI YAPAN ÜRETİCİLERE YÖNELMELİDİR
Gıda güvenliğini yakından ilgilendiren tağşiş konusunun zaman zaman gündeme geldiğine dikkat çeken Özgentürk, “İç piyasada bazı firmalar özellikle Ayçiçek yağı ile soya yağı, kanola yağı ve aspir fiyatları arasındaki fiyat farklarının yüksek olduğu ülkemizde en çok tüketilen Ayçiçek yağına daha ucuz olan yağları karıştırarak haksız rekabete sebep oluyor. Bu durum zeytinyağında da geçerli. Tarım ve Orman Bakanlığı taklit ve tağşiş yapan firmaları yayınlıyor. Tüketiciler tarımı destekleyen ve piyasaya sağlıklı ürün arzı yapan üreticilerden alışveriş yapmalılar. Tağşiş, düzgün üretim yapan sanayicinin rekabet gücünü kırarken, tüketicinin de yanılmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
YAĞLI TOHUM ÜRETİMİ İÇİN YOL HARİTAMIZ BELLİ
İHBİR olarak ülkemizin yağlı tohum üretimi ve ihracatı hedeflerine kısa sürede ulaşması için belirli bir yol haritalarının olduğuna dikkat çeken Özgentürk, “Geleceğe umutla bakmak için tarımsal üretimi artırmaktan başka bir seçenek görünmüyor. Özellikle tarıma yatırım yapmak isteyen dünya trendlerini takip eden genç bir kesim var. Onların da motivasyon ve çalışma arzusu ile orta vadede arzuladığımız hedeflere ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Bu süreçte İHBİR olarak ihracatçı üyelerimize her daim kolaylıklar sunmaya devam ediyoruz. Veri tabanı iş birliği anlaşmamız sayesinde her hafta talepler doğrultusunda belirlenen en iyi firmaların iletişim bilgileri üyelerimizle paylaşılıyor. Ülkemizin ihracat hedeflerine ulaşmak için hep birlikte çalışmaya devam ediyoruz” dedi.