Güncelleme Tarihi:
Özel sektör, enflasyonda kendini suçlayan hükümete cevabını İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) geniş katılımlı Meslek Komiteleri toplantısında verdi. İSO Meclis Başkanı Ömer Dinçkök, ‘‘Hem enflasyonu coşturacaksın, sonra da özel sektör zam yapıyor diye özür yaratacaksın’’ dedi.
Başbakan Mesut Yılmaz ve Devlet Bakanı Güneş Taner tarafından sık sık enflasyonla mücadeleye destek vermemekle suçlanan özel sektörün temsilcileri, hükümetin enflasyonda kendi kabahatini, özel sektöre yıkmaya çalıştığını savundular. İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) 8 bin üyesini temsil eden Meslek Komiteleri toplantısından ‘‘Enflasyonda bıçak kemiğe dayandı. Enflasyon baskısı altında üretim yapamıyoruz’’ mesajı çıktı. İSO Meclis üyelerinin oluşturduğu 53 meslek komitesinin temsilcileri ‘‘Enflasyon Baskısı Altında Üretim’’ başlığı ile düzenlenen toplantıda dün biraraya geldi. İSO tarihinde ilk kez gerçekleştirilen meslek komiteleri toplantısında sanayicilerin ortak şikayeti enflasyon oldu.
NESLİ TÜKENDİ
Toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Meclis Başkanı Ömer Dinçkök, enflasyonu dünyada nesli tükenmiş bir hastalık olarak tanımladı. Dünyada enflasyonla mücadele için milyarlarca dolarlık araştırma yapıldığını söyleyen Dinçkök şöyle devam etti: ‘‘Türkiye ise hem kendini birinci lig ülke sınıfında görmek istiyor, hem de nesli tükenmiş bir hastalığı canlı tutuyor. Bunun sorumlusu bizler değiliz. Hem parayı basıp enflasyonu coşturacaksın, sonra da özel sektör zam yapıyor diye özür yaratacaksın.’’
10 AY KAYBEDİLDİ
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi de konuşmasına IMF İcra Direktörü Kiekens ile yaptığı görüşmeyi anlatarak başladı. Bu görüşmeyi, ‘‘Türkiye 10 ayı iyi kullanamadı’’ sözleriyle yorumlayan Kavi şöyle devam etti: ‘‘Enflasyonun girdisi paranın maliyetidir. Hazine yarından itibaren borçlanma ihtiyacının kalmadığını açıklasa ortada enflasyon kalır mı? Yılın ilk 4 ayında 2.2 katrilyon vergi ödedik. Sadece iç borç faizi ve sosyal güvenlik açığı toplamı 2.5 katrilyon. Ödediğimiz vergi bu açıklara bile yetmiyor. Vergilerimizin nereye gittiği ortada. Merkez Bankası'nın döviz rezervleri 25 milyar doları aştı. Bunun kaynağı nedir? Nedeni açık. Bankaların açık pozisyonu 12 milyar dolar. Getir dövizi TL hazine bonosuna, maliyeti yüzde 85, getirisi yüzde 110. Bu ne kadar sürecek?’’
Eriş: Biz değil, hükümet çözer
Meslek komiteleri adına yapılan konuşmalarda ilk sözü alan Meclis Üyesi ve İKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, politikacıların artık enflasyonda bıçağın kemiğe dayandığını görmelerini istedi. Batının Türkiye'yi iyi yönetilmeyen bir ülke olarak gördüğünü söyleyen Eriş, ‘‘Bu nedenle Türkiye konusunda yabancı sermayenin gelişinde tereddüt var. Enflasyonu kaldırmak özel sektörün değil hükümetlerin görevidir. Türkiye'yi yönetenler enflasyon ortamından ülkeyi çıkarmalıdırlar’’ dedi. Şişecam Topluluğu Genel Müdürü Adnan Çağlayan da enflasyon yüzünden rekabet güçlerini yitirdiklerini söyledi.
Necati Arıkan: Sivil toplum göreve
İSO Meclis Üyesi ve Koç Holding Stratejik Planlama Grubu Başkanı Necati Arıkan da sivil toplum örgütlerine enflasyonla mücalede büyük görev düştüğünü söyledi. Enflasyona verimsiz çalışan kamu sektörü ve siyasetin seçime endekslenmesinin yol açtığını savunan Arıkan, ‘‘Türkiye'deki sivil toplum örgütleri bütün güçlerini siyasetin seçime endeklenmemesine yoğunlaştırmalı. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik kararların alınmasında sivil toplum örgütleri yönlendirici olmalı.’’ İSO Meclis Üyesi Metin Erözlü de enflasyon baskısı altında üretimin tartışılmasının şaka yapmak gibi birşey olduğunu söyledi. Enflasyon içinde üretimi kabul edemeyeceklerini söyleyen Erözlü şöyle devam etti: ‘‘Ben 62 yaşındayım. Bu yaşımdan sonra meslek değiştirip repo yapamam, Hazine bonosu alamam. Bizlerin vergiden hukuki olarak sakınması için tek yol var. Yatırım yapmak. Bunca yıldır yatırım yapmaktan anam ağladı.’’
Gelir dağılımı en bozuk 5'inci ülkeyiz
Meslek Komiteleri toplantısında ISO tarafından Türkiye'deki gelir dağılımı ilişkin veriler de açıklandı. 1994 gelir dağılımına göre Türkiye; Brezilya, Şili, Kolombiya ve Meksika'dan sonra gelir dağılımı en bozuk 5'inci ülke konumunda. Türkiye'de toplam gelirin yüzde 55'ini nüfusun yüzde 20'si elde ederken, en alt yüzde 20'lik grup da gelirin sadece yüzde 5'ini elde ediyor. Bu verilere göre, Türkiye'deki ailelerin yüzde 31'i temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta. Fertlerin yüzde 15'i ise (9 milyon 300 bin kişi) günlük gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Bu kişilerin günlük tüketim harcaması 1 dolara dahi ulaşamıyor.