Alioğlu, Çin piyasasının, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada oyuncak sektörünün yüzde 85-90'ına hakim olduğuna dikkati çekerek, 1984'ten önce, oyuncak sektörünün çok zayıf ve sesini duyuramayan bir sektör olduğunu ancak, Çin'den oyuncak ithalatının başlaması ve rekabetin artmasıyla Türkiye'deki sektörün geliştiğini, üreticilerin daha iyi oyuncaklar üretmeye başladıklarını anlattı.
Çin'den ithal edilen oyuncakların çoğunlukla teknolojik ürünler olduğunu dile getiren Alioğlu, navlun maliyetleri yüksek tutan mekanik oyuncakların Türkiye'de üretildiğini ifade etti.
Türkiye'de oyuncak üretimi yapmanın, yüksek maliyetlere yol açtığını belirten Alioğlu, şunları kaydetti:
“Örneğin, Türkiye'de uzaktan kumandalı araba yapamıyoruz. Teknoloji eksikliğinden değil, üreticilerimiz, teknolojiyi getirirler. Ancak, oyuncak üretiminde maliyet açısından çok önemli olan enerji ve işçilik girdileri Türkiye'de çok yüksek... Çin'de işçilik giderleri aylık ortalama 250
dolar iken, Türkiye'de 900 dolar civarında. Enerji maliyetleri de Çin'in 3 katı seviyelerinde. Bu da ürünün yüksek fiyatlara maledilmesine neden olduğundan Türkiye'de üretim yerine ithalat daha cazip.
“ŞİMDİYE KADAR VATANDAŞI BEDAVA ÇALIŞTIRDINIZ...”
Ancak, Çin devleti de üreticisine 'Şimdiye kadar vatandaşı bedava çalıştırdınız, para da kazandınız. Artık işçilere de para verin ve gelecekle ilgili bir sigorta sistemiyle garantileri olsun' diyor. Dolayısıyla Çin'de de artık işçilik giderleri yükselmeye başlıyor. Sanırım, 6-7 yıl sonra biz de artık burada üretip, Çin'le rekabet edecek duruma gelebiliriz.”
Alioğlu, oyuncak sektörünün, Türkiye'de 1 milyar TL'lik pazara ulaştığını bildirerek, Türkiye'de 0-14 yaş aralığındaki nüfusun 18 milyon civarında olduğunu, ancak ekonomik koşullar nedeniyle oyuncak tüketiminin yeterli seviyede gerçekleşmediğini anlattı.
“Ekonomik şartların yetersizliği oyuncak tüketimini önemli ölçüde düşürüyor” diyen Alioğlu, “ABD'de bir çocuğun yıllık oyuncak tüketimi 250 dolar civarlarındayken Türkiye'de bu rakam 12 dolar seviyelerinde...” dedi.
Alioğlu, bunun yanında, bilgisayar oyunlarının da çocukları oyuncaktan uzaklaştırdığına işaret ederek, “Çocuklar 6-7 yaşlarına geldiğinde bilgisayarla ilgilenmeye başlıyor. Çocuklarımız artık hiç oynamaz oldu oyuncaklarla... Bilgisayar oyunları, oyuncak satışlarını azalttı” diye konuştu.
Çin'de üretilen oyuncakların, yüzde 35'ini Amerika, yüzde 35'ini de Avrupa'daki ülkelerin aldığını belirten Alioğlu, krizden çok etkilenen bu ülkelerin Çin'e verdikleri oyuncak siparişlerini iptal ettiklerini, bu nedenle de Çin'deki 5 bine yakın oyuncak fabrikasının kapandığını ifade etti.
Çin'deki oyuncak fabrikalarının kapanmasının Türkiye'ye de etkileri olduğuna dikkati çeken Alioğlu, “Referans kıymet uygulaması” ile ithalatçıların zaten zor durumda olduklarını, fabrikaların kapanmasıyla ithalatın daha da azaldığını kaydetti. Alioğlu, şöyle devam etti:
“Referans kıymet uygulaması ile ithal ettiğimiz ürünlerin değeri ne olursa olsun, devletin koymuş olduğu değerler üzerinden KDV ve gümrük vergisi ödüyoruz. Örneğin, oyuncak silahlara bakacak olursak, 1 ton oyuncak silahın değerini devletimiz 15 bin dolar olarak belirlemiş. 5 bin dolara da getirmiş olsanız siz bu oyuncak silahı, 15 bin dolar üzerinden KDV ve gümrük vergisi ödüyorsunuz. Bu da maliyetleri önemli derecede artırıyor. Ekonomik krizle gelen doların yükselişi de oyuncak ithalatını ve imalatını önemli ölçüde etkilemiştir. Artan fiyatları, mecburen yansıtmak zorunda kalıyoruz.”
“KRİZ OYUNCAK TÜKETİMİNİ YÜZDE 30 AZALTTI”Ahmet Alioğlu, oyuncak sektörünün ekonomik krizin etkilerini yılbaşına kadar çok hissetmediğini vurgulayarak, “Krizin başladığı aylar, oyuncak sektörünün sezonu dediğimiz aylardı. Kış aylarında çocuklar, evde durdukları için oyuncağa daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Bu aylarda satışlarda bir azalma görülmedi” dedi.
Ancak, özellikle yılbaşından sonra krizin etkilerini sektörün iyice hissetmeye başladığını anlatan Alioğlu, şunları söyledi:
“Kriz, oyuncak tüketimini yüzde 30 azalttı. Bu maliyet artışları, bizim ihracatımızı da azalttı. Civarımızdaki Balkan ülkelerinden oyuncak almaya gelen çok sayıda firma oluyordu Türkiye'ye. Şimdi gelmiyorlar. Yani, bu referans kıymet uygulaması, her açıdan zarar veriyor sektöre. İnsanlar yüksek vergiden kaçmak için oyuncağı, Türkiye'ye yasal olmayan yollardan getirmek istiyorlar. Türkiye'ye giren yasal olmayan oyuncak sayısında son zamanlarda yüzde 20 artış var. Devletimizden, bu uygulamada farklı fiyatların değil de tüm oyuncak kategorilerinde 5 bin doların esas alınmasını istiyoruz.”
“CE' DAMGALI OYUNCAKLAR GÜVENLİ”“Çin'den ithal edilen oyuncakların sağlığa zararlı olduğu” yönündeki haberlerin de çok abartılı olduğunu ifade eden Alioğlu, yasal yollardan Türkiye'ye gelen oyuncakların tamamının gerekli testlerden geçirilerek Avrupa Birliği (AB) standartlarını karşılayıp karşılamadığına bakıldığını anlattı.
Bu uygulamanın 2005 yılının Aralık ayında AB'ye uyum yasaları çerçevesinde başladığını belirten Alioğlu, ithal edilen veya üretilen her oyuncağın “CE” standartlarını karşılaması gerektiğine dikkati çekti.
Ahmet Alioğlu, “Bir oyuncak ürününe 'CE' damgasını koyabilmeniz için bu oyuncağın laboratuvarlarda fiziksel, kimyasal ve mekanik yönden test edilip, bu testlerden geçmesi lazım. Vatandaşlarımız, üzerinde 'CE' damgasını ve firmanın bilgilerini taşıyan oyuncaklara güvenebilirler. Bunları taşımayan oyuncakları kullanmasınlar” diye konuştu.