Güncelleme Tarihi:
Bu yıl otomotiv pazarındaki gelişmelere ve 2012 yılı beklentilerine ilişkin açıklamalarda bulunan Karaarslan, yılın ilk çeyreğinde otomotiv pazarınındaki hızlı artışın ikinci yarıdan itibaren yavaşlayacağını önceden öngördüklerini ve pazarın bu doğrultuda geliştiğini kaydetti.
Karaarslan, aralık ayında 100-110 bin adet civarında bir pazarın oluşması ile birlikte toplam pazarın yol sonunda 820 ile 845 bin adet arasında gerçekleşeceğini dile getirerek, bu rakamların da tüm zamanların satış rekoru olacağını belirtti.
2011 yılının ilk çeyreğinde otomotiv pazarında oluşan yüksek talebin, 2010 yılının son çeyreğinden kalan düşük faiz ve yüksek kredi plasmanından kaynaklandığını ifade eden Kararaslan, bu yıl oluşan bu yüksek talebin, gelecek yıl muhtemel oluşacak talebi bir miktar öne çekmesinin doğal olduğunu anlattı.
Karaarslan, “2012 yılında mevcut ekonomik veriler, Türkiye'nin büyüme hızı ve devletin cari açığa yönelik alacağı tedbirler nedeniyle otomotiv pazarında yüzde 10 civarında bir daralma yaşanabilir. Bu daralma eğer yüzde 10 civarında gerçekleşirse, ben onu da iyimser karşılıyorum” dedi.
Türkiye'de hükümetin 2012 yılında yüzde 4-5 civarında bir büyüme beklediğini, buna karşı IMF ile diğer dış değerlendirme kuruluşmalarının büyüme oranını yüzde 2-3 civarında tahmin ettiği anımsatan Karaarslan, bu yılki gibi yüksek büyümenin ardından, büyüme hızında bir dengelenmenin olmasının normal olduğunu, ancak Türkiye'nin mevcut ekonomik gelişmesini sürdürebilmesi için yıllık olarak ortalama yüzde 5'ler civarında büyümesi gerektiğini anlattı.
Karaarslan, Türkiye'de otomotiv satışlarının yüksek seyretmesinin, Türkiye'nin politik ve ekonomik istikrarından kaynaklandığını dile getirerek, Türkiye ekonomisinin son yıllarda yaşadığı olumlu gelişmelerinin siyasi istikrardan kaynaklandığını ifade etti.
Bunun yanında ekonomik istikrara bakıldığında ise otomotiv satışlarını belirleyen iki ana konunun, tüketici kredilerinin uygunluğu ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar olduğuna işaret eden Karaarslan, otomotiv satışlarının arttığı dönemlere bakıldığında, bu durumun tüketici faizlerinin uygunluğu ve toplam kredi plasmanındaki genişlemeden kaynaklandığını anlattı.
Kararslan, asıl önemli olanın satış rakamlarından çok Türkiye otomotiv pazarının derinleşmesi olduğuna işaret ederek, Türkiye'de milli gelirin biraz daha tabana yayılması durumunda, otomotiv pazarında derinleşmenin de sağlanacağını, bunun da 2012 yılı sonrasını bulabileceğini kaydetti.
Düşük motorlu otomobillerin vergilendirilmesi...
Kararslan, otomotiv sektöründe ortalama 4-5 aylık sipariş ve satış süreci olduğuna değinerek, şu anda “dur” denilse bile 6 ay önce verilen stokların kesilemeyeceğini, stok birikmesinin daha da büyük tehlike arz edeceğini, onun için otomotiv sektöründeki fiyat artışlarının yansıtılamadığını ve ÖTV artışlarının paylaşıldığını belirtti.
Ancak, kur artışlarının bu şekilde devam etmesi durumunda gelecek yıl muhakkak otomobil fiyatlarında belli artışların olacağını ifade eden Karaarslan, bu artış oranlarının firmalara göre değişebileceğini, firmaların kendi stoklarına ve stratejik planlarına göre bir fiyat artışını otomobillere yansıtacaklarını dile getirdi.
Ümit Karaarslan, Türkiye otomotiv pazarında 1 milyon adet seviyelerinin telaffuz edilmesinin ve planlanmasının erken olmadığını dile getirerek, 1 milyonluk otomotiv pazarına ulaşılamamasının birkaç nedeni olduğunu, bu nedenleri; Türkiye'de otomotivdeki vergi oranlarının çok yüksek olması ile Türkiye büyümesine rağmen gelir dağılımındaki farklı dağılımın otomobil taleplerini sınırlı tutması olarak sıraladı.
Türkiye'de cari açığın en önemli unsurunun enerji olduğunu anımsatan Karaarslan, “Cari açıkta petrol ithalatı çok önemliyse, 1100 motorlu araç ve altını bugünkü hafif ticari araçlar ÖTV'sinde vergilendirildiği takdirde hem orada yaşanan binekten hafif ticariye kaçan kitleyi geri kazanabiliriz. Hem de petrol ithalatına olumlu gelişmelere neden olabilir. Böylelikle düşük motorlu araçlar tercih edilmiş olabilir” diye konuştu.
“Yüzde 10'luk pazar payı hedefi...”
Karaarslan, Hyundai olarak aralık ayı satışları ile birlikte bu yıl planladıkları 45-50 bin adetlik satış hedefine ulaşmış olacaklarını dile getirerek, 2011 yılının Hyundai için bir değişim yılı olduğunu dile getirdi.
Yeni ürünlerin yarattığı bu yeni dönemde hem satış hem satış sonrası hizmetleri daha iyileştirerek, 2013 yılında müşteri memnuniyetinde bir numara olmayı hedefleyen çalışmalara ağırlık vererek geçirdiklerini belirten Karaarslan, Accent Era ve Getz modellerinin geçmiş dönemde satışları içindeki ağırlığının yüzde 80'lere vardığını, ancak bu oranın 2012 yılında neredeyse sıfıra ineceğini söyledi.
Karaarslan, bundan sonra satışlarında şu anda dünyada ödüller kazanmaya devam eden Accent Blue, Elantra, i30, i40 gibi modellerin ağırlık kazanacağını ifade ederek, gelecek yıldan itibaren bu yeni modellerin etkisi ile daha yüksek satış hedeflerine ulaşacaklarını kaydetti.
2012 yılında Hyundai olarak satış hedeflerinin, toplam pazardaki düşüşe rağmen bu yılki seviyelerde olacağını bildiren Karaarslan, “Biz 2012 yılında da bu yıldaki satış rakamlarımıza ulaşmayı hedefliyoruz, toplam pazardaki düşüşe rağmen...”dedi.
Ümit Karaarslan, orta vadede Hyundai olarak, yapacakları çalışmalar ve yeni otomobillerin getireceği ivme doğrultusunda Türkiye'de sürdürülebilir büyümeyi sağlayarak, yüzde 10 pazar payına sahip olmayı hedeflediklerini bildirdi.
“Yerli oto onur ve gurur meselesi”
Ümit Karaarslan, Türkiye'de yapılacak olan yerli otomobile ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, yerli otomobilin orta vadede cari açığa birtakım önlemler açısından bir ihtiyaç olduğunu, önemli olan konunun yerli otomobilin altyapısı ile yan sanayisinin birlikte Türkiye'de yapılması olduğunu anlattı.
Yerli otomobilin Türkiye'de yapılmasının ihtiyaçtan öte, bir “onur” ve “gurur” meselesi olduğunu vurgulayan Karaarslan, olaya bu açıdan da bakılması gerektiğini kaydetti.
Karaarslan, yerli otomobili yaparken, 5-10 yıl sonrasının da düşünülüp, o zamanda oluşabilecek tüketici taleplerinin de dikkate alınması gerektiğini belirterek, şimdi her üreticinin bu inovasyonu yaptığını, yerli otomobilin de tasarlanırken bu inovasyonun göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Ümit Karaarslan, Hyundai'nin Türkiye'ye yapmayı planladığı yatırımı da anımsatarak, bu yatırım konusunda hala karar aşamasında olunduğunu, yapılacak yatırımla Türkiye'ne üretim kapasitesinin iki katına çıkacağını, bu konudaki gelişmeleri heyecanla beklediklerini kaydetti.
Karaarslan, bu yatırımla birlikte minimum 800 ile bin kişi arasında yeni istihdam gerçekleşeceğini sözlerine ekledi.