Güncelleme Tarihi:
Hayri Erce, ülke olarak içinde bulunulan durumda büyük resmin ve dünyada ne olup bittiğinin iyi yorumlanması gerektiğini dile getirerek, doğru kararları doğru zamanda almayı gerektiren bir ortamda bulunulduğunu söyledi.
Fed'in geçen yıl 22 Mayıs'ta aldığı tahvil alım programını azaltma kararından dolayı yurt dışı piyasalarda yüksek likiditenin sona erdiği bir dönemin başladığına değinen Erce, özellikle gelişmekte olan piyasaların bundan olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Fed'in tahvil alım programını azaltmasının Türkiye'ye etkisinin kurlarda yükselme olarak ortaya çıktığına işaret eden Erce, 22 Mayıs'tan beri kurlarda yaklaşık yüzde 30 civarında yukarı yönlü bir hareket olduğuna dikkati çekti.
Yurt içinde ise Orta Vadeli Program (OVP) ile beraber makro ihtiyati tedbirlerin gündeme geldiğini aktaran Erce, "Burada en fazla fatura otomotiv sektörüne çıktı. BDDK'nin devreye aldığı yönetmelikle hem kredi sürelerine sınırlama getirildi hem de peşin ödeme oranları artırıldı. Ocak ayına gelindiğinde ise bununla beraber kurlarda bir miktar daha ileri yönlü hareket gördük. Bütün bunları yanyana koyduğumuz zaman 2014 yılına iyi bir başlangıç yapamadık" ifadelerini kullandı.
Yurt dışı ve yurt içi kaynaklı problemlerin aynı dönemde yaşandığına işaret eden Erce, "Yurt içi piyasalardaki genel konsensus faizin doğru noktalarda olmadığı şeklindeydi. Yani Merkez Bankası'nın para politikalarının anlaşılabilir, yalın olmadığı ve faiz seviyesinin de doğru yerde olmadığı şeklinde inanış vardı. Bu ve politik risklerin artması, ister istemez yakın zamandaki gelişmelere neden oldu" diye konuştu.
Hayri Erce, Türkiye'de politik risklerin seçime kadar devam edeceğini, bunun da gelecek dönem açısından öngörülebilirliği azalttığını dile getirdi.
"Otomotiv sektöründe yüzde 30'a varacak bir daralma konuşuluyor"
Sektörün üst üste dört olumsuzluk yaşadığını anlatan Erce, "Sektör, kurların yükselmesi, BDDK'nın devreye aldığı yönetmelik, ÖTV oranının 1 Ocak'tan itibaren artması ve en son faizlerin yukarı yönlü hareketinden kaynaklanan dört olumsuzluğu kısa sürede arka arkaya yaşamak zorunda kaldı. Sektörün başına olumsuzluk adına daha başka ne gelebilirdi? Bunun iç pazardaki olumsuz etkilerini ister istemez yaşayacağız. Şu an tahmin yapacak bir ortam yok ama otomotiv sektöründe minimum yüzde 20, hatta yüzde 30'a varacak bir daralma konuşuluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bu gelişmelerin 2014 yılında Türkiye'deki bütün iç tüketimi yavaşlatacağını, otomotiv sektörünün de bu yavaşlamadan olumsuz etkileneceğini vurgulayan Erce, "2012 yılı benzeri bir yıl yaşanma olasılığı oldukça yüksek. Yılın ilk yarısı çok zor geçse de ikinci yarısında gerilim biraz daha düşer diye temenni ediyoruz. Türkiye'nin büyümesinin artık OVP'de belirlendiği gibi yüzde 4'ler düzeyinde olması biraz zor görünüyor. Şu anda yüzde 2 ile 3 gibi rakamlar konuşuluyor" yorumunda bulundu.
Hayri Erce, 2014 yılını zaten zor bir yıl olarak beklediklerini aktararak, "Ancak hem BDDK düzenlemeleri hem ÖTV artışı hem kur artışı hem de faizdeki yükselişleri yanyana koyduğumuzda 2014, sektör için çok zor bir yıl haline geldi" dedi.