Güncelleme Tarihi:
Çağlayan, Design Turkey 2012 Tasarım Ödüllerine başvuruların başlaması dolayısıyla, Dış Ticaret Kompleksi'nde düzenlenen tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son bir kaç yılda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında Avrupa'nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasında girdiğini söyledi.
Çağlayan, “Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün 2011 raporlarına göre dünyada 2011'de yaklaşık 724 bin tasarım başvurusu yapıldı. 2010 itibariyle ülkemiz yaklaşık 34 bin başvuruyla dünyada 15. sırada. 2011 yılında ise tasarım başvurusu sayımız bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 36 bin 578'e ulaştı” diye konuştu.
Bu tasarımların ticarileşmesinin önemine değinen Çağlayan, Japonya'da 4,1 dolar, Güney Kore'de 3 dolar, Almanya'da 4 doların üzerinde olan kilogram başına ihracat değerinin Türkiye'de 1,41 dolar olduğuna dikkati çekti.
Çağlayan, “Yıllar boyunca Ar-Ge'yi bir maliyet kalemi, markayı ise gereksiz bir detay olarak gören zihniyetin hızla yıkıldığını görmekten son derece memnunum. Ar-Ge harcamaları bir maliyet değil, aslında o şirketin ve çalışanlarıyla o ülkenin geleceğine dönük yatırımlardır. Marka ise sizlere rekabet avantajı katan en önemli maddi olmayan varlıktır. Türk girişimcilerinin bunu böyle hatmetmesi ve uzun vadeli düşünerek, sabırla, yatırımlarının değer yaratmasını beklemeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.
Microsoft'un marka değerinin 59 milyar dolar, Samsung'un 23 milyar dolar “H&M”in 17 milyar dolar olduğunu anımsatan Çağlayan, “Ama 135 milyar dolar toplam mal ihracatımızın içinde ne kadarı markalı ürün diye araştırma yaparsanız, çok uzun süre araştırma yapmamız gerekiyor ve sonucun da sizi ve bizleri mutlu etmeyeceğini ifade etmek isterim. İş bizde değil, üreticilerde bitiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çağlayan, Turqualitiy programının bugün itibariyle 78 firmanın 88 markasıyla kapsama dahil olduğu, birçok markanın ise programa girmek için yoğun çaba gösterdiği, adeta bir prestij ligine döndüğünü söyledi.
Turquality'ye hazırlık süreci olarak düşünülebilecek programı kapsamında ise 30 firmanın 34 markasının destekten faydalandığını anlatan Çağlayan, “Biz Turquality'yi klasik bir devlet yardımı programı değil, bir iş yapma kültürü olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Çağlayan, Dizayn Turkey ödülü alanların bunu ürünlerinin üzerinde, ambalajında ve tanıtımında kullanma izni olacağına işaret etti.
“Yerli otomobil ve uçak ısrarımız milliyetçilik ve ulusalcılıktan değil”
Yeni teşvik sisteminin yüksek katma değer ve yüksek teknolojiyi olmazsa olmaz bir hedef haline getirdiğini anlatan Çağlayan, Türkiye'nin artık yükte hafif pahada ağır ürünlere yöneleceğini vurguladı.
Teşvik sistemi yatırım, üretim ve istihdamda yeni bir teknolojik devrimi gerçekleştirirken, sanayicilerin de yeni bir zihniyet devrimi yaşaması gerektiğini ifade eden Çağlayan, şunları söyledi:
“Hiç şüphem yok ki 2023'e kadar Türkiye kendi otomobilini, uçağını hem tasarlayan hem de üreten bir ülke olacak. Yerli otomobil, yerli uçak, yerli helikopter... Sanmayın ki bir ulusalcılık ve milliyetçilik duygularıyla bunları ifade ediyorum. Bunları ifade etmemizin sebebi, yerli tasarım ve yerli üretimin Türkiye'nin teknolojik olarak dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak olmasıdır.
Otomotiv sektörü başımızın tacı, ihracatımızın lokomotifi, 21 milyar dolarlık otomotiv ihracatı gerçekleştiriyoruz. Fakat otomotiv sektörü dış ticaret açığı vermeye başladı. Yan sanayimiz bugün bir otomobilin yüzde 85'ini yapacak bir yetkinliğe sahip. Yaklaşık 8,5 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştiriyor.
Ama Türkiye maalesef sadece otomobil motoru için, sadece aktarma organları için 6 milyar dolardan fazla ithalat yapan bir ülke oldu. Bunun sebebi, Türkiye'ye lisans veren ana firmaların Türkiye'ye sadece hamallık görevi verip, teknolojik kısmını kendilerine ayırıp, motor teknolojilerini Türkiye'ye getirmemeleridir.”
İhracatta kilogram başına 2,5 dolar hedefi
Artık tüm Türkiye'nin kendine özgüveninin 10 yıl öncesine göre çok ileri seviyede olduğunu vurgulayan Çağlayan, “Eğer 10 yıl önce Türkiye Başbakanı çıkıp 'yeli otomobil istiyorum' deseydi, zannediyorum karikatür dergilerine ciddi manada konu olurdu. Ama bugün Türkiye yerli otomobilini, uçağını, helikopterini yapacak donanıma, kabiliyete sahip” dedi.
Türkiye'nin dünyada sayabilecek en az 10 marka değeri olmasını çok istediğini anlatan Çağlayan, başvuruları 10 Eylül tarihine kadar devam edecek yarışmanın da Türkiye'nin bu hedefi doğrultusunda yapıldığını dile getirdi.
Çağlayan, markalaşma gerçekleştiğinde, 2023 yılında Türkiye'nin de ihracatının kilogram değerini en az 2,5 dolara çıkarabileceğini vurguladı. Bu arada, Bakan Çağlayan bir soru üzerine, çalışmak için yurt dışına giden çalışanları “beyin göçü” olarak değil de “beyin gücü” olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.
TİM Başkanı Büyükekşi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi de, bu yıl üçüncüsü düzenlenen Design Turkey'nin iki yılda bir gerçekleştirildiğini ifade etti.
Büyükekşi, Design Turkey kapsamında geçen yıl 311 ürün değerlendirildiğini, 230 ürünün başarılı bulanarak sergilendiğini, 47 iyi tasarım, 19 üstün tasarım, 3 de kavramsal tasarım ödülünün verildiğini belirtti.
Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşları (ETMK) Yönetim Kurulu Başkanı Ayberk Yağız, devlet destekli yapısı ve geniş sektör kapsamıyla Türkiye'nin en büyük tasarım projesi olduğunu söyledi.
Ekonomi Bakanlığı, Turquality, TİM ve ETMK tarafından gerçekleştirildiğini belirten Yağız, yarışmada İyi Tasarım, Üstün Tasarım ve Kavramsal Tasarım olmak üzere 3 kategoride ödül verildiğini anlattı.
Yağız, Kavramsal Tasarım ödüllerinde 2012 temasının, biyomimikri “doğadan öğrenen tasarım” olarak belirlendiğini dile getirdi.
Törende konuşmaların ardından Bakan Çağlayan ve davetliler Design Turkey 2010'da ödül alan tasarımların yer aldığı sergiyi gezdi.