Güncelleme Tarihi:
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan yapılan açıklamaya göre kredi kartlarında taksitlendirme sürelerinin, basılı ve külçe halinde olmayan kuyumla ilgili harcamalarda 6 aydan 3 aya, mobilya ve elektrikli eşya alımlarında 12 aydan 9 aya indirilmesine karar verildi. Kararda en çok dikkat çeken ise tüketicilere binek araç edinimi amacıyla kullandırılacak taşıt kredilerinin vade sayılarındaki azalma oldu.
Buna göre, nihai fatura değeri 120 bin lira ve altında olan taşıt alımı amacıyla kullandırılan kredilerde vade 60 aydan 48 aya düşürüldü. Nihai fatura değeri 120 bin liranın üzerinde olup 300 bin liranın üzerinde olmayan taşıt alımı amacıyla kullandırılan kredilerde ise vade sınırı 48 aydan 36 aya indirildi.
Nihai fatura değeri 300 bin liranın üzerinde olup 750 bin liranın üzerinde olmayan taşıt alımı amacıyla kullandırılan kredilerde de vade 36 aydan 24 aya çekildi.
KREDİ TUTARININ TAŞIT DEĞERİNE OLAN ORANI DA DÜZENLENDİ
Kredi tutarının taşıtın değerine oranında da üst sınırlar belirlendi. Buna göre; fatura değeri 120 bin lira üzerinde olup 300 bin liraya kadar olan araçların satış bedellerinin yüzde 50’si, 300 bin lira ile 750 bin liraya kadar olan araçların satış bedellerinin yüzde 30’u, 750 bin lira ile 1.5 milyon lira arasında olan araçların satış bedellerinin yüzde 20’ye kadar olan kısmı kredilendirilebilecek. 1,5 milyon lirayı aşan araçların satışında ise kredi kullanılamayacak.
• Peki alınan bu kararın otomobil piyasasına yansımaları nasıl olur?
• Bu karar sektörde en çok talep gören 50-150 bin lira arasındaki araçlara ilgiyi azaltır mı?
• İkinci el ve sıfır araçlarda fiyatlar artar mı?
arabam.com Pazarlama Direktörü Dr. Naim Çetintürk ve EBS Danışmanlık Genel Müdürü Erol Şahin ile taşıt kredilerindeki vade indirimine dair her şeyi konuştuk.
Böyle bir kararın alınmasını neye bağlıyorsunuz?
Naim Çetintürk: Kredi vadelerinde gerçekleştirilen bu indirim çok büyük ihtimalle daha doğru ve dengeli bir tüketimin gerçekleştirilmesi amacıyla alınan bir tedbir olarak karşımıza çıkıyor. Makroekonomik rakamlara baktığımız zaman burada otomotiv piyasasının özellikle ithal araçlarda cari açığa sebebiyet verebilecek bir seviyede olmasının önüne geçilmesi planlanmakta.
Erol Şahin: Bu kararı büyüyen ve cari açık kaynağı olarak da görülen otomotiv pazarını ve artan kredi hacmini soğutma çabası olarak görebiliriz. Her ne kadar otomotiv pazarı Türkiye’nin ihracatının yüzde 16-20 bandını uzun yıllardır karşılıyor olsa da özellikle otomobil pazarımızın yüzde 60'ı, toplam pazarımızın ise yüzde 57'si ithal araçlardan oluşmakta. Bu bağlamda gerek kredi vadeleri gerekse kredi bedelleri sürekli bir güncelleme altında kalıyor.
'SIFIR ARAÇLARIN SATIŞINDA DÜŞÜŞ OLACAKTIR'
Peki 12'şer aylık vade indiriminin araç piyasasına yansıması nasıl olur?
Naim Çetintürk: Vadelerin düşmesinin özellikle sıfır araçların satışında otomobil piyasasına gelir düşüşü olarak yansıması beklenebilir. Ancak bununla birlikte özellikle döviz kurunun otomobil fiyatlarını, faiz oranlarıyla koşullarının da satın alma kararını etkilediği bir ortamda bu tip bir vade değişikliği, özellikle daha uzun vadeli kredi kullanmayı düşünen görece makul bütçeli tüketiciler için sıfır kilometre araç satın almayı biraz daha zorlu hale getirecektir.
Erol Şahin: Pazarda kullanılan kredilerin büyük kısmının 24-36 ay arasında olduğu düşünüldüğünde ilk etapta ciddi bir etkisi olmayacaktır, ancak ilerleyen dönemde etkisinin artacağı kesin.
Kurulun açıklamasına göre, nihai fatura değeri 120 bin lira ve altında olan taşıt alımı amacıyla kullandırılan kredilerde vade 60 aydan 48 aya düşürüldü… Sektörde en çok talep edilen araçlar bu sınıf aralığı mı?
Naim Çetintürk: Sıfır kilometre tarafında tüketiciler mümkün olabildiğince ÖTV’den en az etkilenen araçları tercih etme eğiliminde. Keza biz de rakamlara baktığımızda, ilana koyulan araçların ortalama yüzde 29’unu 50 bin ile 100 bin lira aralığındaki araçlar, ortalama yüzde 26’sını 100 bin ile 150 bin lira aralığındaki araçlar oluşturuyor.
Bu fiyat aralığındaki araçlarda vadenin 48 aya inmiş olması satışları olumsuz yönde etkileyebilir. Taksit imkânlarının azalmasıyla acil ihtiyaçlar dışında talepler ötelenebilir. Tüketici biraz daha birikim yapıp, elde ettiği birikim sayesinde araç alımına yönelebilir.
Hem sıfır hem de ikinci el piyasası zaten pandemiyle birlikte büyük bir darbe almıştı. Yeni yeni hareketlilik yaşanırken, böyle bir karar sonrası araçlardaki fiyatlarda artış gözlenir mi? Örneğin 120-300 bin lira arası araçlarda 48 ay vade yapılıyorken şimdi 36 ay vade yapılıyor olacak… Bu fiyat aralığındaki araçları önümüzdeki aylarda neler bekliyor?
Naim Çetintürk: Bu tip bir değişiklik, araç fiyatlarını çok fazla etkilemeyecektir. Zira sıfır otomobil fiyatlarını belirleyen faktörler arasında gerek Türkiye’de üretilen, gerekse yurt dışından ithal edilen araçlardaki üretimin seyri ve stok arzının durumu, döviz fiyatlarındaki değişimle kredi ve faiz oranları ana etkenler olarak öne çıkıyor. Ödeme koşullarında gerçekleştirilecek değişimlerin otomobil fiyatlarına yansımasını çok beklemiyoruz.
Naim Çetintürk: Sadece son bir-iki aydır değil aslında ne yazık ki düzenli olarak artış gösteren otomobil fiyatları nedeniyle daha çok fiyat aralığı sıfır araçlarda 200 bin liraya kadar olan, ikinci elde ise 100 ile 150 bin lira bandındaki araçların çok hızlı satışının gerçekleştiğini görmekteyiz.
Bununla birlikte özellikle B ve C segmentindeki araçlarda sıfır kilometre tarafında daha fazla yoğunlukta talep olduğunu söylemek mümkün. Buradaki en önemli gerekçe ise yükselen otomobil fiyatları nedeniyle tüketicinin var olan aracını satıp maddi olarak daha az etkilenecekleri fiyat seviyelerindeki araçları satın alma isteği.
Erol Şahin: Ne yazık ki ülkemizde tercihleri belirleyen ana unsur alım gücü ve dolayısı ile ÖTV matrahı oluyor. En çok tercih edilen araçların yüzde 80 ÖTV diliminin altındakiler olduğu söylenebilir. Tercih edilen marka ve modellere bakıldığında ise ilk 5 sırada yerli üretim modellerin yer aldığını görüyoruz.
'SONBAHARA KADAR OTOMOBİL FİYATLARI DÜŞMEZ, DAHA DA ARTABİLİR'
Peki tüm bu gelişmeler doğrultusunda ikinci el ve sıfır otomobil piyasasını sonbahar aylarında neler bekliyor? Fiyatlar düşer mi yoksa daha da artar mı?
Naim Çetintürk: Fiyatları belirleyecek olan parametreler ağırlıklı olarak üretim seviyeleri, üretim seviyelerinin ne şekilde olacağı, vergilendirmede gerçekleşebilecek değişiklikler, faiz oranları ve döviz tarafındaki hareketler. Genel olarak bu dört faktör otomobil piyasasındaki fiyatların belirleyicisi olacak. Sonbaharda, yaz aylarında gerçekleşecek hareketliliğin az da olsa devam edebileceğini düşünüyoruz. Ancak burada özellikle döviz fiyatları oldukça önemli, herhangi bir anormallik olmadıkça fiyatlarda çok büyük bir artış beklemek mümkün değil.
Erol Şahin: Yılın ilk 5 ayında daralan ikinci el araç piyasası, bayram öncesi bir nebze hareketlenme göstermekte. Ancak yine de geçen yıl yakalanan 700 bin adet üstü rakamlara ulaşılması kolay olmayacak. Fiyatlarda oluşan artış öncelikle 2018 yılının ikinci yarısından 2019 yılının sonuna kadar yatay geçen dönemin birikmiş boşalımı ve artan yüksek talep eşliğinde 2020 yılının ilk yarısında başladı.
Elbette yüksek enflasyon olan bir ekonomide fiyatların sabit kalmasını beklemek de hata olur. Fiyatlar, piyasa istenen seviyeye gelmese dahi bu ölçekte artmaya devam edecektir. Sıfır araç pazarı yılın başında konulan 750 bin üstü hedefi görecek şekilde gitmekte, ancak olası bir ÖTV artışı ya da bir kur atağı tüm hesapların yeniden yapılmasına sebep olabilir.