Güncelleme Tarihi:
2011, 2010’a göre daha zor dalgalı geçecek. Düşük faiz ortamında yatırımcılar alternatif getiri arayışını artıracak.Global likiditenin devamı ve Türkiye’nin güçlü dinamikleri ile birlikte hisse senedi kazandırmaya devam edecek. Altın, yükseliş eğilimini koruyacak. Döviz ise MB politikalarına ve yabancı girişine bağlı.
Tasarruf sahipleri için artık mutlak kazanç getiren yatırım enstrümanı olduğunu söylemek zor. Oysa dört beş yıl önce faize yatıran da, altına yatıran da, dövize yatıran da, fon alan da elde ettiği kazançtan genellikle memnun olurdu. Fakat bugün bu enstrümanların bazıları için getiriden çok kayıptan bile söz edilebiliyor. Örneğin döviz yatırımcısının son yıllarda reel olrak ciddi kayıplar içinde olduğu söylenebilir. İyi bir fon seçmeyenler de çoğu yıl reel olarak parasını koruyamadı.
Bu nedenle para sahiplerinin, eğer sükutu hayale uğramak istemiyorlarsa artık daha profesyonel yardım olması gerekiyor. Bu hizmeti yıllardır kurumsal olarak verenler var ve kendilerini izleyenlerin servetlerine servet katıyorlar.
Fon yöneticilerinden söz ediyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da onların izini sürdük ve yılın bitmesi ile birlikte, yönettikleri fonlarla zirveye çıkanları bir araya getirdik. Onlarla 2010 yılı taktiklerini konuştuk. ‘Şampiyon fonlar’ adını verdiğimiz bu fonların yöneticileri bizimle bu yıla ilişkin beklenti ve yatırım stratejilerini paylaştı.
GEÇEN YILDA ZİRVEDEYDİ
2009’un da en çok kazandıran fonu olan Bülent Topbaş’ın yönettiği Strateji Menkul A Tipi Değişken Fon, yüzde 52.5’lik getiriyle 2010 yılının da şampiyonu oldu. Topbaş, piyasa dalgalanmaları yerine hisse seçimine odaklı bir yatırım stratejisi ile fonu yönetiyor. Sektörünü, büyümesini, yönetimini, kârlılığını ve fiyatını beğendiği şirket hisselerinde uzun vadeli perspektifle pozisyon alıyor. Maksimum yüzde 25 oranında da endeks dalgalanmalarına göre bu pozisyonuyla oynuyor.
2011’de yatırımcı açısından parasal gevşeme, negatif reel faiz ve ülke borçluluklarının öne çıkacağını söyleyen Bülent Topbaş, “Endeksin genel seviyelerini, iç ve dış gelişmeleri takip edeceğiz. 2011’de volatilitenin artmasını bekliyoruz. Portföyümüzün bir kısmıyla piyasa zamanlaması yapmaya çalışırız ama hisse odaklı ana yatırım stratejimiz aynı kalacak” diyor.
ÖZELLİKLİ FONLAR
A tipi fonlardaki şampiyonların ikincisi Dr. Gökhan Bilen’in yönettiği Yapı Kredi Yatırım A Tipi Koç Şirketleri İştirak Fon'u yüzde 43.5’lik getiriyle aldı. Bu fon, yüzde 51 oranında Koç şirketlerine yatırım yapıyor. Diğer kısımda ise iyi seçilmiş hisseleri portföye koyuyor.
Global A tipi kâr payı odaklı hisse fonu 2010 yılını yüzde 36.6 getiri ile üçüncü sırada kapattı. Fonu yöneten Emre İçören, düşen enflasyon ve faiz ortamında ülkemizin yakaladığı ekonomik istikrarın kalıcı olacağı düşüncesinden hareketle, İMKB’de nakit temettü ödeyen şirketlerin hisse performanslarının güçlü olacağına inandık ve minimum yüzde 25 oranında temettü verimi yüksek hisseleri fona koyduk” diyor.
2010 sonu itibariyle 149.5 milyon lira büyüklükle A tipi fonlar arasında en büyük ikinci fon olan Türkiye İş Bankası A Tipi İştirak Fonu yüzde 36.4 getiri ile dördüncü sırada yer aldı. Fonu yöneten Doruk Sazer, İş Bankası iştirakleri ağırlıklı yatırım yapan bu fonun Türk ekonomisinin büyümesinden ve kalkınmasından 2010 yılında maksimum derecede fayda sağladığını kaydediyor.
“Portföy çeşitlemesi yapın”
Bülent Topbaş / Strateji Menkul Fon Yöneticisi
2011’DE NE BEKLİYOR?
Bankaların marjları MB’nin önlemlerinin de etkisiyle 2010’a göre daralacak. Gelişmiş ülkelerin düşen talepleri de sanayi şirketlerini olumsuz etkileyebilir. Ancak Türkiye ilk defa sıfır reel faizi yaşayacak. Bu da borsaya girişleri artıracak. 2010’a göre biraz daha mütevazı olmakla birlikte volatil ama her şeye rağmen alternatif getirinin üzerinde bir borsa olacak.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
2011’de reel faizin düşük olduğu dikkate alındığında yatırımcı ürün çeşidini genişletmeli. Hisse senedi, emtia, opsiyonlar ya da özel sektör tahvilleri yatırım sepetlerine girmeli. Ama bu tarz yatırımların da kurumsal yatırımcılar vasıtasıyla yapılması da bir o kadar kritik. Hisse seçiminde endeks dalgalanmaları değil hisse bazında seçimler önem kazanmalı.
“Hisse oranını azaltmak için erken”
Dr. Gökhan Bilen / Yapı Kredi Portföy A Tipi ve Karma Fonlar Bölüm Başkanı
2011’DE NE BEKLİYOR?
Türkiye’de yüzde 5 büyüme ve düşük enflasyon/faiz ortamı sürer. İMKB’de 70.000-71.000 seviyeleri önemli direnç, bunlar aşılırsa 79.000-80.000’e doğru hareket olabilir. İMKB-100 için önemli destek seviyesi 65.000. F/K olarak İMKB, gelişmekte olan ülkelere göre pahalı değil.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Koç Grubu'ndan ve temel olarak beğendiğimiz diğer şirketlerden oluşturduğumuz portföy, 2011 yılında da yatırımcılara iyi bir getiri sağlar. Zaman zaman yıl içinde borsalarda geri çekilmeler yaşanacaktır, ancak bunlar alım yönünde değerlendirilmeli. Yabancılar, not artırımı, güçlü bankacılık sektörü, ekonomik büyümenin sürdürüleceği beklentileriyle para girişine devam eder. Portföy ağırlıklı olarak hisse senedinde veya A tipi fonlarda değerlendirilmeli. Hisse oranlarını azaltmak için henüz erken.
“Temettü getirisi önemli”
Emre İçören / Global Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi
2011’DE NE BEKLİYOR?
Volatilitenin yüksek olmasını bekliyorum. İMKB–100 Endeksi zirvesi 71.700’ü geçmeyi başarabilirse ilk etapta 77.000-78.000’lere kadar bir yükseliş görülebilir. Aşağıda destek seviyesi olan 60.000-61.000’lerin altına gelinmesi halinde uzun vadeli yükseliş trendi yara alır. Bu durumda hisse pozisyonları azaltılmalı.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Faizlerin daha da gerilediği ortamda temettü verimini de dikkat alan fonumuz, yatırımcılar açısından cazip bir yatırım aracı. Merkez Bankası’nın ve hükümetin kararlı duruşu ile düşük faiz ortamı devam edecek. Dolayısıyla yatırımcılar da muhakkak risk profiline uygun olarak hisse senedi piyasasından istifade etmeli. Yine A tipi fonlar, değişik benchmarklara göre oluşturulabilecek portföy yönetimi alternatifleri, yatırımcıların önündeki cazip seçenekler.
“Mutlaka hisse olmalı”
Doruk Sazer / İş Portföy Yönetimi Portföy Yöneticisi
2011’DE NE BEKLİYOR?
Borsa, özellikle veri akışının ve beklentilerin yoğun olduğu dönemlerde yüksek değişkenlik ve sert hareketlilik gösteriyor. Piyasa momentumuna göre destek ve dirençler değişebiliyor. Bu nedenle yılın başında hedef vermek zor.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Sadece teknik ve temel veriler değil, ekonomik konjonktür de göz önünde bulundurarak, borsada yatırım yapılmalı. Faizlerin geldiği bu seviyede bireysel ve kurumsal yatırımcılar alternatif getiri araçlarına yönelecek ve emtia piyasaları ile beraber borsanın da gözde olacağı bir yıl olacak. Doğru zamanlama ile isabetli seçimler yapıldığı takdirde, yatırımcının yüzü gülmeye devam edecek. Bu nedenle az yada çok portföylerde mutlaka hisse olmalı.
“Rusya ve ABD borsaları öne çıkar”
Emrah Ayrancı / Ak Portföy Fon Yönetimi, Müdür
2011’DE NE BEKLİYOR?
Avrupa’nın yüksek borç stoğu ve bütçe açığı olan ülkeleri volatilite kaynağı olmaya devam edecek. Risklerden kaçışın yaşandığı dönemlerde global hisse senedi piyasalarında uygun alım fırsatları ortaya çıkabilir. Parasal gevşemede borsaları yukarı taşamaya devam eder. Büyüme verilerinin toparlanması da olumlu.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Yurt dışında yatırım yapmak isteyenler, öncelikle bu piyasalarda tecrübeli profesyonellerden yardım almalı. İyi tanımadıkları coğrafyalara ve ürünlere yatırımdan uzak durmalılar ve finansal kaldıraç kullanmamalarını da önemle tavsiye ediyoruz. Ülke bazında ABD, Almanya ve BRIC ülkelerinden Rusya öne çıkar. Özellikle ABD borsası, temel veriler paralelinde bu yılın öne çıkan yatırım temalarından biri olur.
“Riskli enstrümanlara ilgi artacak”
Barış Hocaoğlu / Global Portföy Genel Müdürü
2011’DE NE BEKLİYOR?
Faiz piyasasında kısa vadede yön kısıtlı da olsa aşağı olabilecek. Ancak MB’nin uygulamaya koyduğu yeni politikalar ve özellikle global ölçekte enflasyon tarafındaki gelişmeler, faizler üzerinde belirleyici olacak. Kısa vadede düşüş beklentimize rağmen yıl sonunda faiz hadleri mevcut seviyenin daha altında olmaz.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Sıfır oranına düşen reel ve yüzde 7-9 aralığındaki nominal faizlerin etkisiyle, 2011 yılı yatırımcıların yavaş yavaş riskli enstrümanlara doğru geçiş yapacağı bir yıl olacak. Riskin artmasıyla profesyonellere danışmak, onların yönettiği fonları incelemek yerinde olur.
“Uzun vadeli tahvil alın”
Suna Uzun Ahmed / Deniz Portföy Sabit Getirili Fon Müdürü
2011’DE NE BEKLİYOR?
Faiz piyasası,global piyaslardaki gelişmeleri yansıtırken, 2008 global finansal krizinden bugüne değin TCMB’nin uyguladığı başarılı para politikalarına paralel bir hareket gösteriyor. Piyasalarda güven oluşturan MB, 2010’un sonuna doğru dezenflasyonist gelişmelere göre beklenenden önce faiz indirimine gitti ve bunun devam edeceğinin işaretini de verdi. 2011’de para politikasında gevşeme, faizlerdeki düşüşü destekleyecek. Ancakcari açıktaki artış, MB’nin faiz dışındaki politika araçlarını etkin kullanımını gerekli kılıyor. Bu anlamda 2011 yılında TCMB önemli bir sınav verecek.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
2010’da likidite bolluğu ve kur savaşlarına rağmen göreceli yüksek faiz, dalgalı kur rejiminde dövizde sert hareketleri engelledi. 2011’de bu eğilim sürer. Faizlerde MB politikaları,genel seçim ve not artırımı beklentisiyle düşüşün kademeli olarak süreceğini düşünüyorum. Bu beklentiyle uzun vadeye yayılmış bir tahvil portföyü öneriyorum.
“Döviz yerine TL öneriyoruz”
Doruk Ergun / Finans Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi
2011’DE NE BEKLİYOR?
2011’in özellikle ilk çeyreğinde enflasyondaki düşüş eğilimiyle MB’nin düşük faiz politikası devam edecek. Faiz indirimlerinin iç talebi daha da hızlandırmaması için zorunlu karşılık oranlarında artış sürebilir. Yılın ikinci yarısında ise enflasyondaki gelişmeler MB politikasına yön verecek. Faizler, 2011’de daha dar bir bantta hareket eder.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
2011’de TL diğer gelişmiş ülke para birimlerine göre daha iyi performans gösterir. Bu sebeple döviz yerine TL öneriyoruz. Faiz tarafında 2011 yılında düşen kısa vadeli mevduat faizleri ile birlikte sabit getirili yatırım fonları, önceki yıllara göre daha iyi bir alternatif.
“Yukarı hareket sürer”
Erkan Bilgün / Garanti Portföy Likit, Emeklilik ve Yatırım Fonları, Koordinatör
2011’DE NE BEKLİYOR?
Avrupa’daki sorunlar nedeni ile güvenli liman altına 2011’de de ilgi sürecek. Çin, Hindistan ve toparlanmaya devam edecek ABD ekonomisinin faiz duruşu, altında belirleyici olacak. Bu ülkelerden beklenenden daha erken ve daha sert faiz artırımları, altın iştahını bir miktar törpüleyebilir. Kısa vadede 1.420 ons/dolar seviyesi aşılırsa bir süre daha yukarı hareket devam eder. Kısa vadeli geri çekilme noktalarını ise 1.400-1.370 dolar/ons.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Altın, son birkaç yıldır, iyi getiriler sundu. Türk yatırımcısı olarak şunu unutmamak gerekir; altına yatırım yapmak aynı zamanda dolara yatırım yapmak anlamına gelir. Altın dünya piyasalarında birçok değişkene bağlı hareket ediyor. Bu piyasaları kendisi takip edemeyecek yatırımcılar profesyonel yardım almalı.
“Geçici dalgalanmalar olabilir”
Çağrı Özer / HSBC Portföy Sabit Getirili Fonlar Müdürü
2011’DE NE BEKLİYOR?
2011’de de dünyada genişleyici para politikalarını sürdürme ihtimalli yüksek. Bu durum, özellikle enflasyon rakamlarında yukarı yönde bir hareketlenme olursa, altın fiyatlarındaki yükselişin devamı anlamanı gelir. Eğer gelişmekte olan ülkelerde, ekonomilerin hızlı bir toparlanma sürecine gireceğine dair beklentiler artar ve bunun sonucunda merkez bankalarının faiz artışına gideceğine dair bir beklenti oluşmazsa, 2011’de de altın iyi getiriler sunar.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
Altın fiyatlarında kısa vadede ciddi dalgalanmalar yaşanabiliyor. Temel olarak altın, olabilecek negatif gelişmelere karşı güvenli liman olarak düşünüldüğü için, diğer piyasalar için olumsuz olan haberler, altın fiyatlarını pozitif yönde etkileyebiliyor. Bu açıdan yatırımcılar özellikle yurtdışında meydana gelebilecek olumlu gelişmelerin altın fiyatlarını negatif etkileyebileceğini göz önünde bulundurmalı.
“Dolar/TL de izlenmeli”
Emrah Tercan / TEB Portföy Yatırım Fonları Direktörü
2011’DE NE BEKLİYOR?
Altın fiyatlarını yurtiçinde etkileyen unsur Dolar/TL’nin fiyatı. Bu nedenle yurtiçinde güçlü kalabilecek bir kur, altın fiyatlarının TL bazında yüksek kalmasına neden olacak. Gelebilecek not artırımı sonrasında yabancı fonlarının ilgisinin artması ile birlikte dövizin aşağı yönlü hareketi, altın fiyatlarının TL bazında düşmesine neden olabilir. Yurt dışında Çin Merkez Bankası’nın altın rezervlerini güçlendirmek istemesi altın fiyatlarını yukarı çekebilir. Altına talep artarsa yen irekorlar söz konusu olur. Avrupa Bölgesi’ndeki gelişmeler de yakından izlenmeli. Önemli destekler 1.392- 1.380- 1.360 dolar düzeyinde iken, dirençler ise 1.420- 1.435 dolar seviyelerinde.
2011’DE NE ÖNERİYOR?
2011 yılında da portföyümüz yüzde 100 altın taşımaya devam edecek. Emtia piyasalarında yine yükselişle geçecek bir yıl bekleniyor. Bunun en büyük sebebi de tüm dünyanın yaşadığı ekonomik krizden çıkarak büyümeye odaklanması. Yine de yatırımcılar, tasarruflarını güvenli bir enstrümana yatırmak isteyecek. Bunun içinde beklentileri yüksek olan altın iyi bir tercih olacak.