Güncelleme Tarihi:
İstanbul'a bir türlü gelmeyen bahar havasının yüzünü kısa süreliğine gösterdiği Cumartesi günü, soluğu Koç Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Fordham Üniversitesi tarafından düzenlenen "Jeopolitiğin İş Dünyası Üzerindeki Etkileri" başlıklı uluslararası konferansta aldım.
Ünlü finansçılar, akademisyenler, diplomatlar ve işadamlarının katıldığı konferansta, Maliye Bakanı Şimsek, Türkiye ekonomisinin durumu ve mali portresini özetleyen bir tablo çizdi.
Bakan Şimşek'in çizdiği tablonun, salonda bulunan hepsi alanında uzman konukları tatmin etmiş görünmesi, küresel kriz dönemini diğer ülkelere kıyasla nispeten daha az hasarla atlatan Türkiye'nin, "Parlayan yıldız" algısının devam ettiğini gösterdi.
Elbette, katılımcıların kafasında Türkiye'ye yönelik soru işaretleri de vardı ancak konukların Şimşek'in konuşmasının ardından yaşanan süreci "etkileyici" olarak nitelendirmesi önemliydi.
ÖNE ÇIKAN SORULAR
Yabancı konukların kafasındaki sorular ise genellikle, Türkiye'nin Ortadoğu'da üstlendiği küresel arabuluculuk rolü, Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusundaki ısrarı, ekonomik krizden çıkış sürecini nasıl yönettiği, basın özgürlüğü üzerine son dönemde artan tartışmalar ve dışardan gelecek yatırımı artıracak tedbirler üzerine yoğunlaşıyordu.
Ortadoğu'da istikrarın Türkiye için her açıdan önemli olduğunu belirten Şimşek, işin insani, güvenlik ve ekonomik boyutu olduğuna dikkat çekerek, "bölgede oynamamız gereken bir rolün olduğuna inanıyoruz" dedi. Ancak Şimşek, bunun bölgede liderlik tesis etme amacı taşımadığını vurguladı.
“BİR HİKAYENİN PEŞİNDEYİZ”
Şimşek'in AB üyeliği konusunda söyledikleri de katılımcıların üzerinde durduğu konular arasında yer aldı. "AB'nin bize ihtiyacı, bizim onlara olan ihtiyacımızdan daha fazla" sözleri üzerine gelen "O zaman neden AB'ye üye olmayı bu kadar istiyorsunuz" sorusuna şu cevabı verdi:
"Biz bir hikayenin peşindeyiz. Bu yolda ilerlerken ülke olarak aşama kaydediyoruz. Oradan ilham almak önemli... Avrupa, Orta Avrupa için de bir anlamda itici bir güç olmuştur... Biz de bu itici güçten faydalanmak istiyoruz" dedi.
Şimşek'in, AB ile Türkiye arasındaki süreci uzun süreli bir 'aşk hikayesi'ne (love story) benzetmesi de salonda gülüşmelere neden oldu.
OYUN DEĞİŞTİ
Bakanın sözleri konusundaki düşüncelerini sorduğum konferansı düzenleyen Fordham Üniversitesi Dekanı David Gautschi ise Avrupa tarafında "oyunun değiştiğini" değerlendirmesini yaptı.
Gautschi, "Avrupa, bundan sonra ne olmak istediğiyle ilgili temel bir soruyla karşı karşıya bulunuyor... Bundan iki, üç yıl önce euro rezerv para olacak deniyordu şimdi batıp batmayacağı konuşuluyor... Avrupalılar kendilerine olan güveni yitirdiler. Türkiye'de ise bunun tam tersi bir durum yaşanıyor" dedi.
Gautschi, küresel finansal kriz döneminde, AB içinde ortak para birimine üye olunmamasının Türkiye için bir şans olduğuna da değindi.
"ÇİNLİLERİ BEKLİYORUZ"
Türkiye gibi yüksek büyüme performansı sergileyen bir ekonominin enerji ihtiyacı ve olası tedbirler cevap aranan diğer bir soru oldu.
Nükleer enerjinin, Japonya'daki deprem felaketi sonrasında sorgulanır hale gelmesi, alternatif enerji kaynakları önerilerini yoğunlaştırdı.
Çin'den gelecek olan girişimciler için Zhejiang Üniversitesi bünyesinde küresel yatırım fırsatlarını araştıran enstitünün Direktörü Zhong Ming Wang, yaptığımız sohbette, "Çinli yatırımcılar başta güneş enerjisi olmak üzere yeni enerji konusunda Türkiye'de yatırım fırsatları arıyor. Bunun dışında telekomünikasyon da büyük ilgi duyduğumuz diğer alan" dedi.
Şimşek de gelen bir soru üzerine Çin'e ayrı bir önem verdiklerinin altını çizdi. Şimşek, "Çinli yatırımcıları özellikle görmek isterim. Çinlileri açıkça davet ediyorum" dedi.