OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 22, 2003 00:00
Türkiye dünya içki devlerinin gözlerini diktiği en önemli yeni pazarlardan biri haline geldi. Tekel'in özelleştirilmesi projesi kapsamında yapılacak yeni düzenlemeler, dünyanın içki devlerinin gözlerini Türkiye'ye çevirmesine yol açtı. İçki devlerinin Türkiye'ye yatırımlarını arttırması ve Türk pazarında doğrudan yer almaları giderek artan biçimde sürüyor. Bunlara bağlı olarak içki sektörü yeniden yapılanıyor. Fiyatlarda büyük düşüşler ve dağıtımda önemli gelişmeler ise kapının hemen dibinde beklemekte. Geçtiğimiz günlerde dünyanın önde gelen içki üretici ve dağıtıcısı Allied Domecq şirketinin murahhas azası Philip Bowman, Türkiye'yi ziyaret etti. Kendisiyle İstanbul Çırağan Palace Kampinsky Oteli'nde özel bir görüşme yaptık. Bowman, Türkiye'nin kendileri açısından giderek önem kazanan bir pazar haline geldiğini ve Türkiye'ye, yakın dönemdeki bütün olumsuz siyasal ortama rağmen yatırım yapmaya devam edeceklerini belirtti. Aşağıda Bay Browman ile yapılmış röportajı okuyacaksınız. Sorular özellikle atlandı. Çünkü önemli olan cevaplardı ve zaten soru cevabın içinde bulunmakta. UMUDUMUZ TÜRKİYE PAZARIZiyaretimin nedeni, on ay önce Türkiye'de kurduğumuz satış teşkilatımız ile yüzyüze görüşmeler yapmak. Bu önemli, zira Türkiye bizim açımızdan hızla gelişen ve büyük umutlarımız olan yeni pazarlardan biri. Türkiye'nin önemini vurgulamak için şunu söyleyeyim: Kuzey Amerika ve Avrupa gibi klasik pazarlarda yüksek alkollü içkiler piyasası yıllardır çok durgun. Satışlarda fazla oynama yok. Üstelik küçük bir artış bile çok büyük promosyonlar, yenilikler ve ürün geliştirmeye ve çeşitlendirmeye bağlı. Bunların hiç de kolay işler olmadığı ortada. Bir başka deyişle, Batı dünyası bu açıdan bakıldığında doygun bir pazar. Oysa aynı kategori için bir de gelişen pazarlar var. Kore, Çin bunların başında geliyor. Buralarda yüksek alkollü içkilere ve özellikle viskiye pazarda kolayca yer açılmakta. Türkiye işte bu kategori içinde ele alınması gereken ülkelerden bir diğeri. Bu durum da bizi Türkiye'ye yatırım yapmakta cesaretlendiriyor.5 MİLYON
EURO YATIRDIKTürkiye'ye geçen yıl 5 milyon Euro yatırım yaptık. Bunun büyük bir bölümü satış, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerimiz için kullanıldı. Bu yatırımlara devam edeceğiz. Bu konuda çok kararlıyız. Konjonktürel gelişmelerde gözlenen olumsuzluklar bu kararlılığımızı etkilemez. Biz Türkiye'ye inanıyoruz. Yatırımımız dışında bir de ilke kararımız var. Biz Türk pazarında yeniyiz ve birden büyük bir kazanç beklemiyoruz. Büyük bir şirket, bir dünya devi olarak bekleyecek sabrımız var. İşe uzun vadede bakıyoruz. 5-10 yıl bizim için öngörülmüş asgari sürelerdir. Şimdi böyle olunca aldığımız ilke kararı daha iyi anlaşılır. Biz bu dönem içinde Türkiye'de kazandığımızı tekrar Türkiye'ye yatırma kararı ve kararlılığı içindeyiz.VOTKA, CİN ÜÇE KATLANACAKBizi cesaretlendiren öğelerden biri de Türkiye'nin giderek daha iyi bir ekonomik düzeyi tutturacağına dair inancımız. Önümüzdeki beş yıllık dönemde Türk insanının gelir düzeyinin artacağını düşünüyoruz. Kişi başına düşen gelir artışı, içki sektörü açısından son derece önemli. Bunun ne kadar önemli olduğunu şöyle söyleyeyim: Eğer öngörülen yasal düzenlemeler gerçekleşirse Türkiye'deki satış hacmimizi birkaç kat artıracağımızı sanıyoruz. Eğer iyimser senaryolara bakacak olursak (Burada Tekel'in özelleştirilmesi ve içki ithalatı ve dağıtımında bazı anlamsız kısıtlamaların yakın gelecekte ortadan kalkacağına dair görüşlerini dile getiriyor) votka, cin ve likörlerde önümüzdeki iki yıl içinde satışların üçe katlanacağını tahmin ediyoruz.FİYATIMIZ 7.5 İLE ÇARPILIYORŞu anda Türk içki piyasasının önündeki en büyük engel, fiyatlandırma ve dağıtımla ilgili. Tekel'in mevcut uygulaması, özellikle ‘‘beyaz alkoller’’de fiyatı olması gerekenin üç katına taşıyor. Oysa votka, cin ve likörler, eğer dağıtım Tekel üzerinden değil de doğrudan yapılabilirse şu andaki fiyatların üçte birine iner. Üstelik bir de dağıtımın yasal anlamda kolaylaştırılması sağlandığında bu içkiler Türkiye'nin her yerinde bulunabilir hale gelir. Şu anda maalesef durum tüketicinin aleyhine. Çünkü Tekel satış için bizim fiyatımızı 7.5 ile çarpıyor. Bu da fahiş bir fiyat demek. Oysa makul kár marjlarıyla bu içkilerin tümü tüketiciye çok daha ucuza ulaştırılabilir. Gümrüksüz mağazalardaki fiyatlar bunun iyi bir göstergesi. Oralarda aynı içkileri üçte bir ucuza satın almak mümkün. Bu da tüketici açısından çok büyük bir avantaj. Ticaretin önündeki engeller kaldırıldığında fiyatların nasıl ucuzladığı viskilerde iyi görüldü. Şu andaki fiyatlar sadece bu 7.5'lik çarpanla açıklanamaz. Türkiye'de içkiye uygulanan vergiler de çok yüksek. İskandinavya yüksek vergiler konusunda çok uç bir örnek ve oradaki rakamları hatırlamıyorum. Yine içkide çok yüksek vergilerin olduğu Birleşik Krallık'ta bu oran ortalama olarak yüzde 100 civarında. Ancak Türkiye'ye benzer Fransa, İtalya ve İspanya gibi Akdeniz ülkelerinde yine ortalamalardan söz edecek olursak, vergi oranı yüzde 50'lere düşüyor. Türkiye'deki mevcut vergiler ise yüzde 275, bu vergilerle içki pazarında fazla ileri gidilemez.BURADAKİ EKİBİMİZ TAMAMEN TÜRKSadece fiyatlardaki ucuzlama daha yüksek miktarda satış için yeterli sayılamaz. İçkilerimizi daha iyi tanıtmak ve Türkiye'de içki kültürünün gelişmesine de katkıda bulunmak zorundayız. Allied Domecq'in Türkiye'de kendi örgütlenmesini gerçekleştirmesinin bir nedeni de bu ihtiyaca cevap verebilmek. Arkadaşlarım bunun için büyük bir gayretle çalışmaktalar. Önümüzdeki günlerde bu çalışmalarımız daha da artacak. Daha önce de markalarımız başka firmalarca Türkiye'de temsil edilmekteydi. Ancak geçen yılın nisan ayında Türkiye'de doğrudan pazarlama ve dağıtıma geçme kararı aldık. Çünkü daha aktif bir pazarlama ve dağıtımın önemine inandık. Bunun için de kendi personelimizi istihdam etmeye karar verdik. Kendi personelimiz diyorum, ancak bunun tamamen bir Türk ekibi olduğunun altını önemle çizmek isterim. Selçuk Tümay ve ekibine inanıyor ve güveniyoruz. Türkiye'de ciddi gelişmeler kaydedeceğiz.BEYAZ ALKOLDE LİBERALLEŞMETürk pazarının gelişmesinde son alınan kararlar ve yapılması düşünülen -ki şu anda taslak halinde- yasal düzenlemeler çok önemli. Tekel'in viski ve şampanyalarda daha önce aldığı bir liberalleşme politikası vardı. Şimdi aynı gelişmeyi ‘‘beyaz alkoller’’ olarak adlandırılan votka, cin ve benzeri içkilerde de bekliyoruz. Yeni yasal düzenlemenin önemi büyük. Şu andaki uygulama bu içkilerin Tekel üzerinden satışını emrediyor. Bu durumun değişmesi Türkiye'nin önünde yepyeni ufuklar açacaktır. Elbette Tekel'in özelleştirilmesi ile yakından ilgiliyiz. Bu konuda Türkiye'deki arkadaşlarımızın önerilerini değerlendirmeye hazırız. Allied Domecq Tekel'in özelleştirilmesinde atılacak her adımda yakından ilgilenmekte. Mesela bazı üretim tesislerini satın alabiliriz. Ancak bundan söz edebilmek için zaman daha erken. Yasal düzenlemeler daha net hale geldiğinde ben de soruya daha açık bir cevap verebilirim.GELECEK ŞARAPTAAslında yüksek alkollü içkiler, yani viski, votka, cin, likörler ve benzerleri dünyada pek iç açıcı bir durum sergilemiyor. Mesela ABD'de geçtiğimiz yıllarda yüksek alkollü içki tüketimi yılda ancak yüzde 1 oranında artış gösterdi. Bu çok düşük bir değer. Birleşik Krallık'ta ise, az da olsa, bir düşüş görülmekte. Buna karşılık şarap satışları ABD'de aynı dönemde her yıl yüzde 10 arttı. Birleşik Krallık'ta bu artış yüzde 15 düzeyinde. Bizim, Allied Domecq olarak şarap içine girmeye karar vermemizde zaten bu veriler yol gösterici oldu. Aslında şarap işine 25 yıl önce girmiştik. 1990'ların başında ABD'deki ve hemen onun ardından İspanya'da görülen patlama bizi uyardı. O zaman bir stratejik kavşağa geldiğimizi gördük. Ya yüksek alkollü içkiler sektöründe kalıp kendi işimize bakacaktık, ya da şarap işini ciddiye alıp bu alanda da yatırıma gidecektik. Biz ikincisinin doğru olduğunu düşündük ve bugün geriye dönüp baktığımızda doğru bir karar aldığımızı ve doğru iş yaptığımızı görüyoruz.Uluslararası pazarda tüketicinin talebi daha çok kaliteli şaraba yönelik. Biz bunun için Yeni Dünya olarak nitelenen Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Amerika ülkelerinin şaraplarını tercih ettik. Bunlar makul fiyatlara kaliteli şaraplar sunuyor. İstenen de zaten bu.Şarap yapımını bir kütlesel üretim olarak ele almadığımızın altını çizeyim. Şarap çok özel bir alan ve üretiminde kişisel kararlar çok önemli. Biz şaraplarımızın bu özelliğinin olmasına çok dikkat ediyoruz. Şarabı yüksek alkollü içkilerden ayıran ve üretimini daha zor kılan bir özellikten bahsettiğimin çok iyi farkındayım. Ama içki dünyasında geleceğin şarapta olduğunu söyleyebilirim. En azından kaliteli şaraplar dünyadaki içki tüketiminde giderek daha fazla paya sahip olacak.Allied Domecq nedir?Allied Domecq dünyanın önde gelen içki devlerinden biri. Üretim tesisleri ve dağıtım ağıyla sektörde başa oynayan aktörler arasında. Şirket yüzü aşkın ülkede faaliyet gösteriyor. Yıllık satışları ise 60 milyon kasa civarında. Tanıtım broşüründe dünyanın en popüler yüz içkisinin onüçünün şirketin portföyünde olduğu belirtiliyor. Allied Domecq, içki sektörü dışında gıda sektöründe de bazı önemli firmaların sahibi. Bunlar içinde dondurmalarıyla ünlü Baskin Robbins ve bizdeki esnaf lokantası karşılığı çabuk servis veren Amerikan lokanta zinciri Dunkin'Donuts mevcut. Şirketin karı Ağustos 2001 rakamlarıyla yıllık 543 milyon
sterlin. Aynı yılki cirosu ise 2.8 milyar sterlin.Allied Domecq'in içkileri Allied Domecq içki sektöründe bazı ünlü isimlerin sahibi ve dağıtıcısı. Viskiler arasında Laphroig ve Scapa özel maltlar olarak hemen dikkat çekmekte.Harmanlanmış viskiler kategorisinde ise Ä°skoç kökenli Ballantin's, Tecaher's, Long John, Kanada viskisi Canadian Club dikkat çekiyor.Åžirket aynı zamanda Jack Daniel's'ın ve Maker's Mark'ın da dağıtımını yapmakta.Cinler arasında önde gelen markalardan Beefeater, konyaklarda Courvoisier, likörlerde ise Kahlua, Tia Maria ve Malibu hemen görülmekte. Mumm ve Perrier-Jouet ÅŸampanyaları da portföyün iki diÄŸer önemli markası.Åžarapçılık alanındaki markaları Montana, Balbi, Clos du Bois ve marques de Arienzo.Philip BowmanAllied Domecq'in murahhas azası Philip Bowman tipik bir Britanyalı. Nitekim British Sky Broadcasting yayın ÅŸirketinde, ünlü Burberry Group'ta ve Alcherry ve Ortakları BirleÅŸik Krallık Endüstri Danışmanlık ÅŸirketinde görev yapmakta. Kendisi daha önce Bass ÅŸirketinde çalışmış bir profesyonel yönetici. Bass'daki çalışmaları sırasında Ä°ran, Avustralya ve ABD'de önemli geliÅŸmelere imza atmış. Bowman Allied Domecq'te finans direktörü olarak iÅŸe baÅŸlamış. 1999 AÄŸustos'unda ise murahhas azalığa getirilmiÅŸ.Â
button