Güncelleme Tarihi:
Torun, Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı olarak yayınlanan Finans Masası'nın konuğu oldu. Türk ekonomisinin geçen yılki performansını değerlendiren Torun, artık her yılın zor olduğunu, global bir dünyada yaşandığını belirterek, "Bizim dışımızda o kadar çok faktör var ki bunlar bilinmeyen olarak sürpriz bir şekilde karşımıza çıkabiliyor. Dolayısıyla 2014 yılında da 2 seçim geçirdik, çevredeki ülkelerin bir takım siyasi istikrarsızlıklarının bize yansıması Türk ekonomisine etki eden faktörlerdi. Yine benzer konular global dünyada cereyan edecek, biz de bunlardan etkileneceğiz. Aslında iş adamı olarak işimiz zoru başarmaktır. 2015 yılında da seçim var, çevre ülkelerde kriz anlamına gelecek turizm ve gayrimenkulu etkileyecek faktörler var. Bunları aşıp başarılı olmak da Türk müteşebbisinin görevi" diye konuştu.
Torun, geçen yıl büyüme hedeflerine ve gayrimenkul sektöründe belli satış rakamlarına ulaşıldığını ifade ederek, bunlara bakıldığında geçen yılı başarılı bir yıl olarak değerlendirdi. Bu yılki seçimin atlatılması ve çözüm sürecinde olumlu sonuçların alınmasının ardından ekonominin ivme kazanıp kazanmayacağına yönelik soruya Torun, "Siyasi, ekonomik istikrar ve güven çok önemli. Bu faktörler Türkiye'ye dışarıdan gelecek finansal imkanları, turizmi teşvik ediyor. Türkiye'nin hedeflediği büyüme rakamlarına ulaşmak mümkün. Bunun için de ekonomik ve siyasi istikrarı yakalamamız gerekiyor. Seçimler de bunlardan biri. Yabancı yatırımcı için bu konular çok önemli. Bizim de yabancı paraya, kaynaklara ihtiyacımız var. Tasarrufumuz yetmiyor. Türkiye'deki tek başına milli gelire baktığımızda bu milli gelire göre tasarruf imkanlarımız sınırlı. Yatırım yapmak ve büyümek zorundayız. Bunlar için de başkanlarının tasarrufuna ihtiyacımız var. Başkalarının tasarrufu için de ülkenin istikrarlı olması lazım" yanıtını verdi.
KREDİ İMKANLARI ÖNEMLİ
Gayrimenkul sektörünün bu yılki beklentilerine yönelik soru üzerine Torun, gayrimenkul sektöründe beklentilere bakıldığında daima talep ve ihtiyacın bulunduğunu anlatarak, bunu karşılayacak satın alma gücü ve kredi imkanlarının önemli olduğunu vurguladı. Torun, geçen yıl 1 milyonun üzerinde konut satışının gerçekleştiğini, bu yıl da aynı hedeflere ulaşılabileceğini aktararak, sözlerine şöyle devam etti: "Faiz önemli bir faktör. İnsanlar ancak uzun vadeli tasarruflarıyla bir gayrimenkul alabiliyor. Bunun için de uzun vadeli kredi imkanlarına ihtiyaç var. Bu kredi imkanları da faiz oranlarının belli bir rakama düşmesiyle gerçekleşiyor. Benim tavsiye ettiğim; yıllık faiz oranları daima tek haneli olması halinde bir gayrimenkulü kredi ile almak caziptir, yıllık faiz oranları çift haneli olduğu zaman getirisine göre bakıldığında ömür boyu kredi faiziyle geçecek demektir. Faiz oranlarının yüzde 0,8 ya da 0,85'e gelmesi bekleniyor bu da tam limitte. Yıllık faiz şu anda yüzde 10,5-yüzde 11'lerde bunun biraz daha aşağıya yani yüzde 9 gibi rakamlara düşmesi gerekir ki insanların gayrimenkul alması için daha uygun kredi imkanlarına sahip olsun."
BEKLENTİ FAİZİN DÜŞMESİ
Merkez Bankası'nın daha fazla faiz indirmesi yönündeki beklentilere ilişkin soru üzerine Torun, "Gönül ister ki faiz yüzde 4'lere yüzde 5'lere insin. Hani bir tabir var ya 'olsa dükkan senin' diye ama kaynaklar sınırlı. Tasarruf, bize kredi verilecek olan para başkasının elinde. Bu, dışarıdan gelen parayla finanse ediliyor. Onun da bir maliyeti var. Bunun için enflasyonun düşmesi gerekiyor. İşte burada da ciddi kısır döngü var" dedi. Torun, bunlar için güçlü bir ekonomi ve iddialı enflasyon hedefleri olmasının önemine işaret ederek bunun gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Torun, "Enflasyonun belli bir rakamda olacağına dair ciddi güvencenin olması gerekiyor. O istikrar ve beklentinin yaratılması gerekiyor. Ekonominin önemli kısmı beklenti ve güvencedir. Ekonomik istikrar da bunun bir parçasıdır. İş dünyası, gayrimenkul sektörü, yatırım için faiz oranları belirleyici bir faktör. Bunu belirlemek sadece Merkez Bankası'nın elinde değil. Onun da belli kabullere göre hareket ettiğini duyuyoruz ama bizim beklentimiz elbette faizlerin düşmesidir" diye konuştu.
Merkez Bankası'nın son yaptığı faiz indiriminin tatmin edici olup olmadığına yönelik soruya Torun, "Bu psikolojik ve sembolik bir faiz indirimiydi. Teşvik edici, 'faiz oranları düşecek' algısı için bir yönlendirme olarak kabul etmek gerekiyor. Beklentilerin düşüş yönünde olacağı imajını veriyor, yönlendirmesini yapıyor. Bunun piyasaya yansıması faizleri ciddi oranda düşürecek oranda değil" şeklinde konuştu.