Güncelleme Tarihi:
Türk Telekom CEO’su Ümit Ünal’la Koronavirüs etkisiyle yaşanan en kritik günlerde buluştuk. Görüşmemizden hemen sonra şirketlerin neredeyse tamamına yakını evden çalışma sistemine geçti. Ümit Önal, Türk Telekom’da hummalı bir çalışma ortamında sorularımızı yanıtladı.
Koronavirüs etkisi üzerine sektör olarak ortak açıklamalar yapıldı. Ne kadarlık bir kapasite artışı bekleniyor? Çocuklar da evde, büyükler de...
Her türlü olağandışı senaryoya karşı gerekli hazırlıkları öteden beri yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Fiber internet abonelerimizin yaklaşık yüzde 90’ı limitsiz tarifelerimizi kullanıyor. İçinde bulunduğumuz sürecin doğal bir sonucu olarak evden çalışma modeline geçişlerin artması, uzaktan eğitimin yaygınlaşması gibi süreçler için Türk Telekom olarak hazırız. Ne kadar artış olacak sorusuna net cevap vermek bugünden zor. Avrupa’daki birçok operatörde olduğu gibi şebekemizdeki trafik artışı devam ediyor. Bu artışta neden olan başlıca faktörler, insanların evden çalışması, online toplantı ve eğitim uygulamalarına yönelik talebin artmasının yanı sıra sosyal medya ve video içerikli uygulamaların daha yoğun kullanılması olarak karşımıza çıkıyor.
YOĞUNLUK TÜM GÜNE YAYILDI
İnsanların gün içindeki alışkanlıkları da değişti mi?
Normal günlerde gözlemlediğimiz en yoğun kullanım saatindeki oranı artık günün her saatinde görmeye başladık. Gündüz saatleri kullanım oranlarını geçtiğimiz haftalarla karşılaştırdığımızda yüzde 50 oranında bir arttı. Peak saatlerin artışını kıyasladığımızda ise burada da yüzde 20’lik bir artış var. Uluslararası internet trafiğimizde ise yaklaşık yüzde 15’lik bir artış söz konusu.
Diğer ülkelerde nasıl olmuş?
Virüsten en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen İtalya’da sabit genişbant internet kullanımında yüzde 70, mobil internet kullanımında ise yüzde 10-20 arasında bir artış oldu.
Telekomünikasyon sektörü bu tip büyük etkisi olan durumlarda çok stratejik. Aynı şekilde de doğal afetlerde de öyle...
Kesinlikle. Bu anlamda ülkemizin bu süreci en hasarsız şekilde atlatması için biz telekom operatörlerinin üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi kadar, her kaynağın olduğu gibi internet kaynaklarının da bireyler tarafından bilinçli olarak kullanılması büyük önem taşıyor. Doğal afetlere yönelik de hazırlıklarımız var.
EVDE EĞİTİM İÇİN ÇALIŞTIK
Bu röportajın çıktığı gün milyonlarca öğrenci uzaktan eğitime geçecek. Hazır mısınız?
Okulların tatil edilebilme ihtimali belirdiğinde uzaktan eğitim senaryolarına çalışmıştık. Türkiye uzaktan eğitimde sorun yaşamaz. Tüm operatörler EBA’ya erişim için ücretsiz kullanım hakkını öğrencilere verdi. Türk Telekom yaklaşık 305 bin kilometrelik mevcut fiber ağ uzunluğu ile Türkiye’nin fiber altyapısının yüzde 80’lik kısmını tek başına gerçekleştirdi. Bugün itibariyle 21.9 milyon fiber hane kapsamasına ulaşmış yatırım bütçelerinde en büyük payı fiber altyapıya ayırdı. Dolayısıyla Türk Telekom olarak internet kullanımlarındaki trendi yakından izliyor ve gerekli hazırlıkları yapıyor. Türk Telekom ile MEB’in uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ve bugün başlayacak olan evde eğitim sürecinde aktif olarak kullanılacak EBA platformu sağlanan imkanlara somut ve çok yakın bir örnek. Tüm öğrencilere ben de iyi dersler dilerim.
Siber Güvenlik hem şirketler hem de Türkiye’nin tüm kurumları için çok önemli. Bu konuda ne yapıyorsunuz?
Siber güvenlik atakları inanılmaz artıyor. Biz de bu yüzden Türkiye’nin en büyük ve en gelişmiş siber güvenlik merkezini kurduk. Bu merkeze bu konuda çalışmak isteyen Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden gençleri katıyoruz.
YÜZDE 100 YERLİ MODEMİMİZ OLMALI
Bugüne kadar dijitalleşme için neler yaptınız?
Bugüne kadar yaptığımız her şey Türkiye’yi şu anda içinde bulunduğumuz dijital çağa ve hatta ötesine taşımak için. Yine bu amaçla Türk Telekom olarak sadece son 14 yılda Türkiye’nin dijital varlıklarına yaptığımız yatırım ise 16.6 milyar dolar. Elbette burada kalmayacağız; yalnızca 2020 yılı için 5.8 milyar lira yatırım yapmayı hedefliyoruz.
Hangi alanlarda olacak bu yatırımlar?
Teknolojiyi takip etmek yetmiyor görüyoruz. Yerli ve milli çözümler üretmeliyiz. 5G ile birlikte arttırılmış gerçeklik, öğrenen makinelerin, yapay zekanın hayatımızın içine girmesine çok az kaldı. Bunların bir kısmı bireysel tüketicileri ilgilendiriyor, eğlence bazlı tüketicileri daha doyuracak, kurumsal bazda ise verimli, hızlı üretim süreci geliyor. Yakın zamanda ülkemizin savunma sanayinde İHA (insansız hava aracı) ve SİHA (silahlı insansız hava aracı) ile eşik atladığımızı gördük. Gelinen noktada bizim savunma sanayinde bu kadar önemli adımlar atmışken, yeni ürün ve servislerde de yerli ve milli çözümlere dönük odağımız olmalı. Bizim odağımızda bu var. Bizim SİHA’mız var ama yüzde 100 yerli bir modemimiz yok. Bu olabilir mi? Bence olmalı. Yazılım tarafıyla birlikte bunu sağlamalıyız.
Virüs etkisiyle yaşam çok hızlı değişti. Hepimiz dijital dönüşümün ne kadar önemli olduğunu gördük. Türkiye bu dijital dünyaya yakalandı diyebiliyor muyuz?
Bu çağ, tüm düşünme ve iş yapış biçimlerini kökten değiştiren, küresel ölçekte bir entegrasyonu kaçınılmaz kılan bir dijital dönüşümü de beraberinde getirdi. Dijital dönüşüm küresel bir yarışa dönmüş durumda. Ekonomik, sosyal ve politik anlamda gücünüz bu dönüşümü ne kadar sağladığınız, dijital çağın gereklerini değerleriniz ne seviyede sentezlediğiniz ve bundan nasıl bir yeni değer ortaya koyduğunuzla yakından ilgili. Türkiye her anlamda barındırdığı potansiyel ve entegrasyon kabiliyetiyle, politik ve ekonomik yapıdaki istikrarıyla, kamu otoritesinin dijital ekosisteme yönelik yatırımlarıyla dijital çağın önemli bir aktörü ve bu yolda emin adımlarla ilerliyor. Türkiye’de dijital dönüşümün omurgası olan fiber altyapının yüzde 80’inde ise Türk Telekom’un imzası var. Türk Telekom Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine liderlik ediyor. Dijital dönüşüm bağlı olmak ve bağlı kalmaktan geçiyor. Bunun taşıyıcısı da fiber! Fiber kullanımını toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için çalışıyoruz.
HANGİ YENİLİKLER HAYATA GEÇTİ?
* İstanbul Esenyurt’ta 10 bin metrekarelik yeni bir veri merkezini, müşterilerimizin kesintisiz hizmet alması için Tier-3 sertifikası ile faaliyete geçirdik. İnternet trafiğinin yurt içinde kalmasına olanak sağlayacak global firmaları Türkiye’ye getirerek artan veri trafiğinin etkin yönetilmesini sağlıyoruz.
* Tivibu ve Muud ürünlerimizle müşterilerimize yıllardan beri ayrıcalıklı televizyon izleme ve müzik dinleme hizmeti sunarken geliştirdiğimiz sosyal medya mesajlaşma uygulaması Laff’a afet durumlarında iletişimin devamlılığı için yeni yetenekler kazandırmak üzere çalışıyoruz.
* Dijital ekosistemin en önemli bileşeni startuplara yönelik olarak kurumsal girişim sermayesi şirketimiz TT Ventures üzerinden destek vermeye devam ediyoruz. Oyun tabanlı öğrenme platformu Mentalup, uzaktan muayene odaklı Doctor Turkey bu girişimlerden ilk akla gelenlerden.
KARİYER ÖYKÜSÜ
İŞÇİ ÇOCUĞUYUM
Sizin hikâyeniz nasıl başlıyor?
İstanbul’da fabrika işçisi olan anne ve babanın oğlu olarak büyüdüm. Balat’ta geçti çocukluğum. 3 kardeşiz. İnsanın kaderi doğuşuyla yazılıyor sanırım. Erken doğmuşum, hayatım da hep hareketli geçti. İlk çocuğum ben. 7 aylık doğmuşum.
O yıllarda 7 aylık bebeklerin yaşama şansı yüksek değil herhalde değil mi?
Aynen. 1 kilo 750 gram doğmuşum. İsmimin Ümit olmasının nedeni de bu. Çünkü o dönemde yaşamam mucize. Annem beni ‘Çatal kadardın’ diye anlatıyor. Yaşama tutunmuşuz.
Anadolu’dan göçle gelen kalabalık bir ailenin çocuğu babam, Sivaslı. Annem Trabzonlu. Geniş bir aile ortamında büyüdüm.
LİSEDE TİYATRO VE SİNEMAYLA İLGİLİYDİM
Eğitim hayatınız?
Liseyi İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okudum. Hareketli bir öğrenciydim. Tiyatro, sinema ve futbolla çok ilgiliydim. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Erken iş hayatına başladım. 2’nci sınıfta çalışıyordum. Sonradan bu avantaj oldu. Aslında okurken her yaz çalıştım. Tatillerde babam beni tanıdıklarının yanına işe verirdi. Mahmutpaşa’da konfeksiyoncuda çalıştım bir dönem. Üniversitede de hep çalıştım.
Profesyonel iş hayatına nasıl başladınız?
Reklam pazarlama işi yaptım uzun süre. İlk başta işin yaratıcı kısmında başlayıp sonra pazarlamaya geçtim. 2007 yılına kadar böyle devam etti. 13 yıl aralıksız çalıştım. Sonrasında TMSF bünyesindeki medya şirketlerinde yöneticilik yaptım. Bu şirketlerin satışı olunca özel sektörde çalışmaya başladım. Turkuaz Medya Grubu’nda 8 yıl yöneticilik yaptım.
Daha sonrasında kariyeriniz için farklı bir dönem var değil mi?
Evet. Digitürk yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevini üstlendim. O dönem BeIN Gruba geçiş dönemiydi. Satış olduktan sonra ben kendi isteğimle ayrıldım. 2016 yılında da Türk Telekom ailesine katıldım. Önce satış ve müşteri hizmetler’nden sorumluydum, 2018’de pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı oldum. 2019’da ise genel müdürlük görevine geldim