‘OK’ demeden iyi düşünün
Güncelleme Tarihi:
Her gün çok sık kullanılan uygulamalar, isminiz, doğum tarihiniz hatta neler yapmaktan hoşlandığınıza dair bilgileri toplayabiliyor ve bu verileri zaman zaman paylaşabiliyor. Hesabınıza girişi hızlandırmak için verdiğiniz izinlerle okay (tamam) tuşuna basmanız, hackerların da bilgilerinizi görmesini sağlayabilir. Bu bilgilerle para çekmek, ödeme yapmak ve yeni bir kredi kartı çıkarmak söz konusu olabilir.
Çevrimiçi bir ürün satın almak ya da bir bültenin e-mail adresinize gönderilmesi için izin vermek, kendinizle ilgili birçok bilgiyi de paylaştığınız anlamına geliyor. Geçtiğimiz haftalarda Twitter, bir bilgisayar korsanının sistemindeki bir açıktan yararlanarak, elde ettiği kişisel verileri satmayı teklif ettiğini duyurdu. Twitter’ın eski Siber Güvenlik Şefi Peiter Zatko ise Twitter’ın kişisel verileri yasalara uygun bir şekilde korumadığını öne sürdü. Kişisel verileri toplama ve paylaşma konusunda ilk sıralarda yer alan uygulamalardan biri olan Facebook da geçtiğimiz yıllarda açılan ve son olarak tarafların prensipte anlaştığı davada, kişisel verileri üçüncü taraflarla paylaşarak tüketici gizliliğini ihlal etmekle suçlanmıştı.
Dünyanın en çok kullanılan uygulamaları kişisel verilere erişerek, hakkınızda pek çok bilgiye erişebiliyor. Şirketler, adınız, doğum tarihiniz, adresiniz gibi bilgilerin yanında neler yapmaktan hoşlandığınız bilgisini dahi toplayabiliyor. Bunun yanında banka hesaplarınıza dair bilgiler ve sosyal medyada yaptığınız paylaşımlar da şirketler tarafından saklanabiliyor. Bu verilerin nasıl kullanıldığı, işletmenin türüne göre farklılık gösterirken; hedef genellikle reklam olarak karşımıza çıkıyor.
FİLTRELER GÖRSELLERİ TOPLUYOR
Güvenlik uygulaması Clario tarafından yapılan araştırmaya göre, aralarında Instagram, Facebook, TikTok ve Airbnb gibi uygulamalarda, yüzünüzün fotoğrafını saklama seçeneği bulunuyor. Örneğin, TikTok veya Instagram filtreleri yüz hareketlerinizi izleyerek fotoğraflarınıza sahip olmanın da önünü açıyor. Bazı uygulamalarsa sadece anlık fotoğrafınıza sahip olmakla kalmayıp, tüm görsellerinize erişmeyi talep ediyor. Sadece görseller değil; ses tanıma da markaların merceği altında. Bazı hesaplarda daha hızlı oturum açabilmek adına verdiğiniz izinler, uygulamaların sesinizi daha sonra kullanmak için saklamasına da izin veriyor.
Hali hazırda Twitter, Spotify ve Clubhouse gibi uygulamalar bunu yaparken; kaydınız yanlış ellere geçtiğinde kişisel bilgilere erişimin de önünü açıyor. Hesabınıza girişi kolaylaştıran bu uygulamalar, siz farkına varmadan hackerların hesabınıza erişmek için yeterli bilgiye sahip olmasını da sağlayabiliyor. Bu bilgilerle para çekmek, ödeme yapmak ve yeni bir kredi kartı çıkarmak söz konusu olabilir.
VERİLER REKLAM GETİRİYOR
Uygulamalar, sizin hakkınızda ne kadar çok bilgi toplarsa, o kadar reklam alabiliyor ve aldığı bu reklamlarla daha çok para kazanıyor. En çok veri toplayan uygulamaların başında Facebook geliyor. Reklamı önceliklendirerek bu adımı atan Facebook, 2018 verilerine göre sadece reklamlardan 16.6 milyar dolar kazandı. En çok veri toplayan uygulamalar sıralamasında ikinci sırada Instagram yer alıyor. Meta’ya ait olan uygulama, hobi, boy, kilo gibi mevcut tüm verileri topluyor. Tıpkı Facebook gibi Instagram da bu bilgileri reklam önermek için kullanabiliyor.
HARİTALAR DA BİLGİ TOPLUYOR
Daha çok iş ortamında kullanılan Zoom ve Google gibi uygulamalar, sadece isim, konuştuğunuz diller, e-mail adresi ve bulunduğunuz konuma erişebiliyor. Google uygulamaları arasında en çok veriyi, Google Maps’in topladığı belirtiliyor. Görüntü tanıma ve mevcut konumunuz Google Maps tarafından izlenirken; diğer Google uygulamaları, Docs, Sheets ve Gmail, çoğunlukla isim, e-posta adresi ve konuştuğunuz ya da yazdığınız dillerden oluşan verilerin küçük bir kısmını topluyor.