Güncelleme Tarihi:
KISA ve orta dönem kiralama sektörü hem Türkiye’de hem de dünyada hızla büyüyor. Değişen tatil alışkanlıları, dijital göçebeler, sağlık turizmi gibi birçok faktör de talebi destekliyor. İşte bu talebi gören yerli bir girişim emin adımlarla global bir marka olma yolunda ilerliyor. Missafir’in kurucusu Mehmet Yüksel, yola çıkışlarını, nasıl büyüdüklerini ve hedeflerini anlattı.
Üniversite yıllarında Erasmus öğrenci değişim programındayken ev konaklaması sektörünü yakından tanıma fırsatı bulduğunu belirten Yüksel, İstanbul’daki kendi evini 2012 yılında yabancı değişim öğrencileri ile paylaşmaya başladığını ve sonrasında dünyada gezdiği ülkelerde de ev kiralayarak deneyim kazandığını söyledi. Hem bir ev sahibi hem de konaklayan misafir olarak birçok problemle karşılaştığını, bu problemlerin çözümünün profesyonel olması gerektiği kanısına vardığını belirten Yüksel, “Ev sahipleri için teknoloji destekli bir operasyon ve profesyonel süreç yönetimi ana ihtiyaçlardı. Missafir fikri buradan doğdu” dedi.
100 BİN ‘MİSAFİR’
Uzun süre boyunca iş modelini tasarlayan Yüksel, bu fikrin büyümesi için en iyi pazarın İstanbul olduğunu belirledi. Daha sonrasında Aleksandra Glinka ve Ali Cem Oktay ile Missafir hikâyesini başlattı. Missafir’in, 2018 yılından bu yana PropTech dikeyinde gelişen bir marka olduğunu dile getiren Yüksel, “Missafir, günümüzde Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Karadağ, Hırvatistan ve Yunanistan olmak üzere 5 ülkede, 100’den fazla gözde lokasyonda, 2 bin 300’den fazla evle hizmet veriyor. Şimdiye kadar 100 binin üzerinde misafire hizmet verdik. Çoğunluğu Türkiye’de olmak üzere 160’tan fazla alanında uzman kişiyle devam ediyoruz. 2023 için planlanan çalışan sayısı ise 260’ın üzerinde” diye konuştu.
TEKNOLOJİSİNİ GELİŞTİRDİ
Platformun bir ucunda ev sahipleri diğerinde kiracılar var. Ev sahipleri sisteme katılan evleri ile daha fazla gelir elde etmeyi planlarken, kiracılar da güvenilir ve sorunsuz bir konaklama hedefliyor. Tarafların bu istekleri için teknolojik ürünler de geliştirdiklerini anlatan Yüksel şunları söyledi: “Ev sahiplerine markanın kendi teknolojik ürünü olan Property Management System (gayrimenkul yönetim sistemi) arayüzüyle dinamik fiyatlama, iç dekorasyon desteği, konsiyerj ve 50 dijital platformda içerik yayını desteği sunarken; Missafir Owner App (Ev sahibi panel mobil uygulaması) ile akıllı gayrimenkul yönetimi sağlıyoruz. Ev sahipleri, evleriyle alakalı gelir, gider ve rezervasyon bilgilerine anlık erişebiliyorlar. Misafirlere de kendi teknolojik ürünümüz Guest Experience (GE App) mobil uygulaması ile 7/24 iletişim desteği, karşılama, güvenli alışveriş ve üst segment konaklama deneyimi sunuyoruz.”
HEDEFİ BÜYÜK
30 yatırımcıya ulaştıklarını belirten Yüksel, “Bu yıl Ege Yapı’dan yatırım alarak şirket değerlemesini 26 milyon dolara çıkardık. 2022’de ciroda yaklaşık yüzde 1100, ev portföyünde yüzde 150 büyüdük. 2023 ve 2024’te Avrupa pazarı odaklı bir yaklaşımla stratejik ortaklık ve satın alımlara devam edip; hizmet ağını Polonya, Macaristan, Slovenya ve çevresindeki ülkelerle birlikte CEE bölgesine yaymayı hedefliyor. 2025’te marka bilinirliğini tüm kıtaya yaymak ve 2027’de alanında en büyük global marka olmayı hedefliyoruz” dedi.
DEPREMZEDELERE ÖZEL PROJE
- DEPREM felaketinden sonra bir proje gerçekleştirdiğini belirten Yüksel şunları söyledi: “Öncelikle ev sahiplerine ulaşarak gönüllüler belirlendi. Şirket bünyesinde evler de depremzedelerin kullanımına açıldı. Projeyi Missafirimizsiniz ismiyle oluşturduğumuz bir platform üzerinden dijital olarak ulaşılabilir kıldık. Böylece Türkiye’nin her yerinden ev sahipleri projeye kolayca dahil olabildi. 11 lokasyonda 100’den fazla ev ile başlayan proje, kısa sürede 1000’den fazla gönüllü ev sahibinin katılımıyla binlerce depremzedeye barınma imkânı sağladı. Daha sonrasında proje AFAD yönetiminde Evim Yuvan Olsun bünyesine alındı ve diğer büyük markalarla birlikte kapsam genişletildi.”
DEPREM BÖLGESİNDEN MESAJLAR:
YUNUS KARACA
HATAY KARACA YÖRESEL
‘DESTEKLERLE YENİDEN AYAĞA KALKACAĞIZ’
DEPREM bölgesindeki binlerce işletme tüm zorluklara rağmen çalışmaya devam ediyor. Hayriye Karaca’nın kurduğu, tüm ailenin birlikte çalıştığı ‘Hatay Karaca Yöresel’ de bunlardan biri. 23 yıldır gıda sektöründe olduklarını ve kahvaltı restoranı işlettiklerini söyleyen Hayriye Karaca’nın oğlu, işletme sahibi Yunus Karaca deprem sonrası yaşananları bizlerle paylaştı: “Restoran ayakta ama hizmet vereceğimiz kimse kalmadı. Biz de ne yapmalıyız diye düşününce e-ticarete yönelmek aklımıza geldi. Pandemi döneminde e-ticarete giriş yapmıştık, şimdi deprem şartları bizi yine aynı yola yönlendirdi. Yapılan paylaşımlarla destek ve siparişler arttı. Biz de buradan aldığımız güçle çalışmaya devam ediyoruz.”
SİPARİŞ BEKLİYORLAR
Bugün müşteri olmadığı için restoranlarını depo gibi kullanmaya başladıklarını dile getiren Yunus Karaca, “Köylerden salça, tereyağ, peynir geliyor. Onları paketleyerek Türkiye’nin birçok noktasına gönderiyoruz. Gelen destekler küçük üretici için de önemli. Süt aldığımız 11 kişi var, bu 11 aile demek, salçalarımızı yapan 9 aile var. Yine yanımızda 28 kişi çalışıyor ve biz onları hiçbir zor şartta yalnız bırakmıyoruz” dedi. İşletme bahçelerinde kamelyalar olduğunu, hem kendilerinin hem de bölge halkının bu alanlarda yaşadığını belirten Yunus Karaca şu çağrıda bulundu; “Bölgede çok sayıda kişi evini işini kaybetti. Ama hayat devam ediyor. Kimsenin bize acımasını istemiyoruz. 6 Şubat öncesine kadar bizlerin de her şeyi vardı ama bir günde hayatımız değişti. Beklentimiz bu birlik beraberlik ruhunun devamı. Ülkenin birçok şehrinde insanlar bizlere sipariş vererek destek olabilir. İnanıyorum ki biz de bu desteklerle yeniden ayağa kalkacağız.”