Güncelleme Tarihi:
AİLE şirketlerinde ikinci kuşak, girişimciliğe ne kadar bilinçli ve donanımla hazırlanırsa o kadar başarı ortaya çıkıyor. Türkiye’de yemek sanayisinin duayen isimlerinden Necat Aydın’ın 1983’te başlayan hazır yemek üretimi onun girişimcilik öyküsünde 1998’de zirve yaptı ve şirketin yüzde 50’si yabancıya satıldı. Necat Aydın 2002’de de kalan yüzde 50’yi satarak bu işten emekli oldu. Ancak, oğlu Bahadır Aydın Koç Üniversitesi’nde İşletme okuyup mezun olduktan sonra babasının eski sektöründe girişimci olma kararı aldı. 2010’da Parıltım Yemek’i kurarak yola çıkan Bahadır Aydın, kız kardeşi Büşra Aydın ile birlikte şu anda 2.500 çalışanı, 230 milyon lira cirosu (2016) olan ve 25 vilayette 170 kurumdaki 150 bin kişiye yemek üreten bir organizasyonu yönetiyor. Önce Necat Aydın başlıyor söze:
İLK SERMAYE FUTBOLDAN
“Beden eğitimi öğretmeniyim. Bolu’da öğrenciyken Boluspor ve Mengen Spor’da fukbol oynadım. Futbolcu olarak maaşımız çok azdı. Part time olarak kulüp müdürünün restoranında bulaşık yıkıyordum. Öğlen ve akşamları bedava yemek için bulaşıkları yıkardık. Kepçe yağcılığı da yapardım. Sonra İstanbul’a geldik. Merhum Galatasaraylı Metin Kurt ile birlikte çok koşturduk. Tophane’de bir amatör kulüpte de futbol oynadım. Metin Kurt’un yemek fabrikası vardı. O, fabrikayı satınca Kayseri’ye hoca olarak gitti yolumuz ayrıldı. 1983’ten itibaren yemek fabrikasında çalışmaya devam ettim. Bu arada Gölcük Spor şampiyonluk istiyordu ve beni istediler. Ben de parayı peşin istedim aldım ve gittim. O yıl Gölcük Spor şampiyon oldu. İstanbul’a döndüm ve o parayla bir yemek fabrikasına ortak oldum. Sonra kalan hisseleri de bana sattılar. Bir süre sonra Kağıthane’de kendim bir yemek fabrikası inşa ettim ve adını da Parıltı koydum. Şirketler arası futbol turnuvalarında futbol oynamaya da devam ettim. Hatta bazı şirketler onların takımında oynamam şartı ile yemeği benden almaya başladılar. Kağıthane’deki fabrikamız çok iyi müşteri çekti. 2 bin kişilik yemek verirken bir anda 8 bin kişiye yemek verir hale geldik. 1990’larda kurumsal şirketler yemekhanelerini özelleştirmeye başladılar ki bizim iş daha da hızlı büyümeye başladı. Bu anlamda ilk büyük müşterimiz Maret oldu. Ardından Arçelik, Beldesan, Vitra, Artema derken İstanbul Sanayi Odası’nın ilk 500 listesindeki ilk 15 sanayicinin yemekçisi olduk. 1998’de 25 bin kişiye yemek verir olduk. Yabancılar kapımızı çaldı ve Compass’a yüsde 50 hisse sattık. 2002 yılında da hisselerimizin tamamını devrettik.”
İŞLETME OKUDUM
Parıltım A.Ş. Genel Müdürü Bahadır Aydın ise neden babasının yolundan gittiğini şöyle açıklıyor: “Okul bitince baktım bir sektörde önemli bir know how’umuz var. Zaten önceden de yaz aylarında şirkette çalışarak bu alanda ön hazırlık yapmıştım. Kadıköy’de Hasanpaşa’da küçük bir tabldot restoran açmıştık. Bu küçük mutfaktan iki küçük firmaya yemek vermeye başladım ki 80 kişilik ve 30 kişilikti. Sonra müşteri sayısı dört oldu derken mutfak da yetmez oldu. Ben de işi büyütmeye karar verdim. 2010’da Ayazağa’da bir yemek fabrikasını aldık. Sonra iş yeniden büyümeye başladı. Bursa’da Mako geldi. O gelince sanayi yeniden bize gelmeye başladı. Beldesan tekrar bize geldi. Sonra Koç Grubu şirketleri bize döndü. Şu anda 170 şirketteki 150 bin kişiye yemek üretiyoruz. İzmir’de bir yemek firmasını aldık. 25 vilayette yemek veriyoruz. Arçelik, Tofaş, Koçtaş, Otokoç, Divan bizde.”
2 AYDA 24 TON DÖNER 20 TON KURU FASULYE
PARILTIM A.Ş. Müşteri İlişkileri Direktörü Büşra Aydın, firma olarak tedarik tarafında Türkiye’de üretilen ürünleri tercih ettiklerini belirtiyor ve “Sosyal sorumluluk projeleri yapıyoruz. Gençlere geleneksel lezzetlerimizi tanıtıyoruz. Yılın ilk 2 ayında 24 ton döner, 20 ton kuru fasulye, 4 ton sarma, 3 ton mantı, 1 ton çiğ köfte servis ettik” diyor.