OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 25, 2002 00:00
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye ile ilgili inceleme raporunu dün açıkladı. Raporda, yüksek faiz ve ekonomik durgunluğun ‘‘pazar güvenini’’ olumsuz etkilemesine rağmen, ekonomik programın doğru yolda gittiğine dikkati çekildi. TÜRKİYE'de yaşanan siyasi ve ekonomik şoklara rağmen, uygulamaya konulan programın şu anda doğru yönde ilerlediği bildirildi. Merkezi Paris'te bulanan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) dün yayınladığı Türkiye ile ilgili inceleme raporu, yayımlandı.Raporda, yüksek faiz ve ekonomik durgunluğun ‘‘pazar güvenini’’ olumsuz etkilemesine rağmen, ekonomik programın doğru yolda gittiğine dikkati çekildi. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) destek sözünden sonra Türkiye'de finansal pazar koşulların düzeldiği kaydedilen raporda, kriz sonrası ön önemli mücadelenin ekonomik büyüme artırarak ekonomiyi istikrarlı hale getirmek olduğu vurgulandı. OECD, 2003 yılında Türkiye'de sıkı makro ekonomik politikalar temel alındığında büyüme hızının yüzde 3.5 olmasının beklendiğini bildirdi. EN BÜYÜK SORUNLAR OECD Türkiye ile ilgili inceleme raporunda, bu yıl sonuna kadar enflasyonun yüzde 35'e, gelecek yıl sonunda ise yüzde 20'ye düşürme hedefi ise ‘‘başarılabilir’’ bulundu. Raporda, enflasyon ve büyüme hızı için gelecek yıl en büyük sorunlar arasında bankacılığın yapılanması ve
kredi koşullarının sıkılığı ve yüksek faiz oranları gösterildi. Kamu sektörü borçlarının da bu hedeflere ulaşmasında tehdit oluşturabileceği vurgulanırken,
Merkez Bankası‘nın enflasyon hedefine ulaşılması konusunda gerekli ve uygun inisiyatifi kullanması gerektiÄŸiifade edildi. ÖZELLEÅžTÄ°RME YAVAÅžTürkiye’de bankacılık sektöründeki sorunlara dikkati çekilen raporda, bu alanda yapılan reformların gayretli bir biçimde uygulamayasokulduÄŸu bildirildi. OECD ayrıca Türkiye'de özelleÅŸtirme sürecinin yavaÅŸ ilerlediÄŸi bildirildi. OECD'nin Türkiye ile ilgili yayınladığı inceleme raporunda, özelleÅŸtirme idaresine kullanılmaya hazır daha fazla özerklik verilmesi gerektiÄŸi belirtilerek, hükümetin yabancıların özelleÅŸtirmeye daha geniÅŸ katılımını saÄŸlayacak engellerin ortadan kaldırması gerektiÄŸi bildirildi. Raporda, bankacılık sektöründeki reformların bağımsız bir kurum tarafından gerçekleÅŸtirilmesinin önemine deÄŸinildi ve bu sayede kamunun finansı veya siyasi öneme sahip programları destekleme yerine,bankaların üretici yatırımları finanse edebilme durumuna gelmesinin mümkün olabileceÄŸi vurgulandı. OECD raporunda, ÅŸu anda uygulanmakta olan ve bankacılık sektöründe güçlü bir reform ile sıkı mali disiplini öngören, IMF kaynaklarıyla desteklenen ekonomik programın dışında da, baÅŸka bir alternatifin de bulunmadığına dikkati çekildi. AB süreci ekonomiyi olumlu etkiliyor OECD raporunda Türkiye ve AB iliÅŸkilerine de deÄŸinilerek, ‘‘Türkiye'yi AB'ye katılmaya götüren süreç, ekonomi programını da olumlu etkiliyor’’ denildi. OECD raporunda, bu sürecin uzun dönemde yapısal reformların gerçekleÅŸtirilmesi içinde olumlu bir unsur teÅŸkil edeceÄŸi vurgulandı. Raporun sonunda, mali hedeflere ulaşılmasının, enflasyonun düşürülmesinin ve yapısal reformların tamamlanmasının önemli olduÄŸu vurgulanırken, bu sürecin baÅŸarıyla tamamlanmasının yatırımcıların güveninin tesisini ve uzun dönem makro ekonomik performansı da olumlu etkiyeceÄŸi ifade edildi. Â
button