Ödevimizi yaptık, IMF onayladı

Güncelleme Tarihi:

Ödevimizi yaptık, IMF onayladı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 1999 00:00

Haberin Devamı

Türkiye, bu kez Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) önüne, yapacakları ile değil, yaptıkları ile çıktı. Türkiye'ye IMF'den 4 milyar dolarlık kaynak sağlayacak stand-by için verdiği 64 maddelik Niyet Mektubu'nun önemli bölümünde, DSP-MHP-ANAP koalisyonunun yaptıkları yer aldı.

Türkiye ilk defa bir stand-by anlaşması öncesinde, ödevini önceden yaptı. Niyet Mektubu, Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörleri Kurulu'nun önüne geldiğinde Türkiye, vergiden, para ve sermaye piyasalarına, bankacılık sisteminden, sosyal güvenliğe kadar pek çok alanda gerekli yasal düzenlemeleri yapmıştı. Hükümetin kararlılığını göstermek amacıyla niyet mektubunda yer alan reform ve operasyonları önceden gerçekleştirmesi, koalisyon için ‘‘IMF'yi şaşırtan üçlü’’ yorumunu gündeme getirdi. DSP-MHP-ANAP üçlüsünden oluşan bir hükümetin toplumun bütün kesimlerine fatura yükleyecek adımlar atması da dikkati çekti.

Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz için, ‘‘şaşırtan üçlü’’ yorumu yapılırken, IMF'ye aylar süren maratonu Devlet Bakanı Recep Önal, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'in yürüttüğü hatırlatıldı.

Hükümetin ve bürokratların kararlı, dikkatli çalışmaları sonucunda, IMF İcra Direktörleri Kurulu tarafından dün sabaha karşı onaylanan Türkiye'nin Niyet Mektubu'nda yapılacaklardan çok, yapılanlar anlatıldı.

IMF'nin önüne bu kez ‘‘vaad’’ yerine ‘‘yaptıklarıyla’’ çıkan hükümet, stand-by için hazırlığa aylar önce başladı. İşte, Türkiye'nin stand-by öncesinde yaptığı ‘‘ev ödevleri’’:

Tahkim: Başta özelleştirme olmak üzere, yabancı sermayenin Türkiye'ye girişi konusunda anahtar olarak gösterilen uluslararası tahkim için gerekli Anayasa değişikliği ağustos ayında yapıldı. Uluslararası imtiyaz sözleşmelerinde Danıştay'ın rolüne açıklık getirildi. Tahkim konusundaki uyum çalışmaları ise sürüyor.

SSK Yasası: IMF'nin üzerinde dikkatle durduğu sosyal güvenlik sistemindeki iyileştirme çalışmalarında, hükümet siyasi risk almaktan kaçınmadı. İşçi ve işveren kesimlerinin muhalefetine rağmen, eylül ayında yürürlüğe giren ‘‘geç emeklilik’’ yasası ile emeklilik yaşı kadın için 58'e, erkek için de 60'a çıkarıldı.

SPK Kanunu: Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) yetkilerini yükselten ve piyasalarda SPK'nın denetim etkinliğini artıran yeni Sermaye Piyasası Kanunu yasalaştı. SPK'yı geniş yetkiler ve para cezası verebilme imkanları ile donatan yeni yasa, yerli yatırımcılar kadar, Türk sermaye piyasalarına gelen yabancı yatırımcılar için de güven artırıcı bir düzenleme oldu.

Bankalar Kanunu: Bankacılık sisteminin denetimi ve iyileştirilmesi için hazırlanan yeni Bankalar Kanunu da haziran ayında Meclis'te yasalaştı. Yasa ile bankaların iştirak kredileriyle ilgili radikal düzenlemeler yapıldı. Banka yöneticilerinin ve sahiplerinin, şahsi sorumlulukları artırıldı.

Üst Kurul: Bankalar Kanunu çerçevesinde oluşturulması öngörülen Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu ile bankacılık sektöründe Hazine ile Merkez Bankası arasında paylaşılan denetleme, düzenleme ve gözetim yetkisinin ‘‘Üst Kurul’’ olarak bilinen bu 7 kişilik kurula devredilmesi öngörüldü. Üst Kurul'un oluşturulması konusunda yaşanan gecikmeler son değişikliklerle aşıldı. Kurul, banka kurulması, tasfiyesi gibi pek çok konuda tek yetkili karar organı oldu. Ağustos 2000'de faaliyete geçecek olan kurulun yetkileri, bu tarihe kadar Bakanlar Kurulu'na verildi.

Banka operasyonu: Hükümet, bankacılık sektörünün işileştirilmesini yönelik operasyonda, en cesur hamleyi önceki gün yaptı. Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, aralarında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Murat Demirel'in sahip olduğu Egebank ile birlikte Esbank, Yaşarbank, Sümerbank ve Yurtbank'a el koydu. Kavala Grubu'nun tek şubeli yatırım bankası Birleşik Yatırım Bankası ise kapatıldı.

Para programı: Merkez Bankası, açıkladığı para ve kur politikası ile, piyasalara 3 yıllık bir görüş açısı verdi. Banka, 1 yıl boyunca uygulayacağı döviz sepeti kurunu gün gün, sonraki 2 yılda uygulanacak kuru ise ay ay açıkladı.

Ek vergi: IMF ile yapılacak stand-by anlaşmasının ön koşulları arasında bulunan, vergi düzenlemeleri konusunda da hükümet cesur kararlara imza attı. Deprem felaketi sonrasında çıkartılan Ek Vergi Yasası ile 2.3 katrilyon liralık gelir hedeflendi. Yasanın en önemli unsuru ise, rant gelirlerine getirilen ‘‘Faiz Vergisi’’ oldu. Geriye doğru da işleyecek olan Faiz Vergisi'nden 1.6 katrilyon lira gelir bekleniyor. Faiz gelirlerinde verginin geriye doğru işletilmesi, piyasalarda, ‘‘kısmi konsolidasyon’’ olarak değerlendirildi.

Telekom yasası: Türk Telekom'u Türk Ticaret Kanunu'na tabi bir kurum yaparak özel sektör kuruluşu gibi hareket etmesini sağlayacak ve 2002 yılı sonuna kadar istisna hakkını koruyacak olan Telekom Yasası'nın önemli bölümü, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti. Yasa ile, telekomünikasyon sektörü için düzenleyici nitelikte bir kurum oluşturulması da öngörülüyor.

Tarım reformu: Hükümet, Niyet Mektubu'nda geniş yer alan tarım sektörünün reformuna yönelik düzenlemeleri de önceki gün gerçekleştirdi. Bakanlar Kurulu, tarım sektöründe yeniden yapılandırma için Tarımda Yeniden Yapılandırma ve Destekleme Kurulu oluşturdu. Kurula yerli ve yabancı danışmanlar da hizmet verecek.

Ucuz kredi yok: Kamu bankalarının, tarım ve ticaret sektörlerine verdiği ucuz krediler sınır getirildi. Bakanlar Kurulu, önceki gün 2000 yılında Ziraat Bankası'nın açacağı tarım, Halk Bankası'nın açacağı esnaf-sanatkar, genç ve kadın girişimci kredileri 1999 yılı plasman tutarının yüzde 55'ini geçemeyecek.

Önal: Asıl iş şimdi başlıyor

DEVLET Bakanı Recep Önal, IMF'yle imzalanan stand-by anlaşması ve verilen Niyet Mektubu'yla ilgili düzenlediği basın toplantısında, ‘‘Uzun yıllardır cesaret edilemeyen reform başlattık. Ancak, yine de işimiz asıl şimdi başlıyor’’ dedi.

ULUSLARARASI Para Fonu'na (IMF) verilen Niyet Mektubu'yla ortaya koyulan ekonomik programın, Türk ekonomisinde yeni bir dönüşümün başlangıç noktasını oluşturduğunu belirten, Devlet Bakanı Recep Önal, ‘‘İşimiz şimdi başlıyor’’ dedi. Recep Önal, hükümet olarak, uzun yıllardır ertelenen ve bir türlü cesaret edilemeyen pek çok konuyu kapsayan, ekonomide bir yeniden yapılanma ve reform programı başlattıklarını vurguladı.

Recep Önal, Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp ve Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ile düzenlediği basın toplantısında, IMF'nin onayladığı stand by anlaşması ile ekonomideki son gelişmeler konusunda bilgi verdi.

Gelecek dönemde gündemde yer alacak reformların ana fikrini, kamunun ekonomideki rolünün tekrar tanımlanması ve piyasa ekonomisi için var olan altyapının daha da güçlendirilmesinin oluşturacağını ifade eden Önal, reformların uygulanmasına daha yeni başladıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

YENİ BAŞLIYORUZ

‘‘Yurtiçinde ve yurtdışında tarafsız gözlemcilerin takdirlerini kazanan bugüne kadarki uygulamaların, bizleri rehavete sürüklemesine izin vermeyeceğiz. Her şeye daha yeni başlıyoruz. Varlık nedeni enflasyon ve buna bağlı olarak daha önce izlenen politikaların yol açtığı arbitraj üzerinden çıkar sağlamak olan birtakım çevrelerin sözüm ona eleştirilerini ise doğru yolda olduğumuzun bir işareti olarak algılıyoruz. Hükümet, TBMM, Hazine, Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı olmak üzere hepimiz bu programın sahibiyiz. Her kesimden, Türkiye'yi çağdaş toplumlar içerisinde daha da saygın bir noktaya getirecek yeniden yapılanma ve reform programına sahip çıkılmasını istiyoruz.’’

ŞEFFAFLIK SÖZÜ

Önal, uygulanan programının önemli olduğunu, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti. Alınan önlemlerle yeni yüzyıla enflasyonsuz girilmesinin hedeflendiğini anlatan Önal, bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini anlattı.

Önal, ekonomik programın öncelikle dayandığı ilkenin, alınan kararlar ve uygulamalarda, tam bir şeffaflığın sağlanması olduğunu da bildirdi. Geride kalan 5 ay boyunca, bilginin ekonomide tüm taraftalara yerinde, zamanında ve ayırım gözetmeksizin, eşit olarak iletilmesine gösterilen duyarlılığı, kamuoyunun takdirine sunduklarını belirten Önal, ‘‘Önümüzdeki dönemde de aynı duyarlılığımızı sürdürecek ve kamuoyunun zamanında ve tam bilgiye sahip olmasına özen göstereceğiz’’dedi. Önal, şunları söyledi:

‘‘Hükümet, bugüne kadar izlenen politikaların, ekonominin uzun dönemli büyüme potansiyelinin daralmasına yol açtığının, üretken kesime kalıcı zararlar verdiğinin bilincindedir. Bu bilinçle uzun yıllardan beri ertelenen ve bir türlü cesaret edilemeyen, pek çok konuyu kapsayan, bir yeniden yapılanma ve reform programını başlatmış bulunuyoruz.’’

YÜZDE 2 KESİNTİ

Bundan sonra kamu sektöründe sadece konsolide bütçe değil konsolide kamu sektör bütçesi dengesine önem vereceklerine dikkati çeken Önal, kamuda bir bütün olarak genel dengeyi sağlayarak harcamalara disiplin getirmeyi hedeflediklerini, konsolide bütçenin debunun bir parçası olduğunu söyledi. Önal, bu kapsamda Maliye Bakanlığı'nın, personel ve sosyal güvenlik fonlarına yapılan transferler hariç, bütün temel harcamalarda, bütçe ödeneklerinde yüzde 2'lik kesinti yapılmasına yönelik bir genelgeyi gelecek ay çıkaracağını açıkladı.  ANKARA

2000 yılı çok zor geçecek

VERİLEN SÖZ

Personel gideri azalacak:

2000 yılında personel giderleri azaltılacak. Cari harcamalardan yapılacak kesintiler, yatırım dışı kamu harcamalarından yapılacak kesintiler ile GSMH'nin yüzde 0.3'ü oranında tasarruf sağlanacak.

NE ANLAMA GELİYOR

600 milyon dolar tasarruf:

Hükümet bu sözünü tutmak için geçici işçilerden başlamak üzere personel azaltacak. Sonuçta bu kalemde 2000 yılında 600 milyon dolarlık tasarruf sağlanacak.

VERİLEN SÖZ

Fonlar kapatılacak:

Toplam 61 bütçe fonundan 20'si 2000 yılı şubat ayına kadar, 25'i ise 2000 yılı Ağustos ayına kadar, kalanlar ise 2001 yılı Haziran ayına kadar kapatılacak.

NE ANLAMA GELİYOR

Harcama ve gelir disiplini:

Özal döneminde kurulan çok sayıdaki fon, Refahyol döneminde bütçe içine alınmıştı. Şimdi bu fonlar tasfiye edilecek. Bütçenin gelir ve harcama kalemleri rahat denetlenecek.

VERİLEN SÖZ

Ek tedbirler gelecek:

Bütçe hedefleri, gerektiğinde 2000 yılı içinde düzeltici mali tedbir uygulamaya konularak sıkı takip edilecek. Enflasyonla mücadele çabalarının güçlendirilmesi ve döviz kuru taahhüdünün desteklenmesi için IMF uzmanlarıyla görüşülerek ek tedbir de uygulanacak.

NE ANLAMA GELİYOR

Ek vergiler gelebilir

Hükümet ve bürokratlar üç ayda bir IMF uzmanlarıyla oturup bütçe ve program hedeflerini gözden geçirecek. Hedeflerden sapma olduğu gözlenirse, gelirleri artırmak amacıyla ek vergi düzenlemeleri gündeme getirilecek.

VERİLEN SÖZ

İç borçlanma:

İç borç yönetimi ile ilgili olarak 1999'da başlatılmış olan ve değişken faizli tahvil ihraçlarına dayanan çeşitlendirilmiş borçlanma politikasına ağırlık verilecek.

NE ANLAMA GELİYOR

Faizler düşürülecek:

Hükümet, enflasyonun düşeceği hedefine bağlı olarak kamu borçlanma faizlerini de indirmeyi planlıyor. Değişken faizli tahvil, faiz indirimi kolaylığı sağlayacak.

VERİLEN SÖZ

Maaş ve ücretler:

Memurların ücret artışları hedeflenen TÜFE enflasyon oranı ile aynı oranda belirlenecektir. TÜFE enflasyonu 2000 yılının ilk altı ayında yüzde 15'i geçerse, temmuz ayında memur maaşları ilk altı aylık TÜFE enflasyon oranı ve yüzde 15 arasındaki fark kadar artırılacak.

NE ANLAMA GELİYOR

Enflasyon kadar zam:

Hükümet, geçtiğimiz günlerde ‘‘memura enflasyon artı 2 puan fark’’ yolunda bir karar aldı. Bunu da kamuoyuna duyurdu. Niyet mektubunda yer alan ifadeler, enflasyonun hedefi aştığı miktar kadar bir zammı öngörüyor.

VERİLEN SÖZ

Asgari ücret:

Asgari ücret artışları hükümet temsilcileri, sendika ve işveren temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Komisyonu tarafından belirleniyor. Ancak, hükümet 2000 yılındaki asgari ücret artışlarının hedeflenen enflasyon oranı ile aynı doğrultuda olmasını sağlamak için çalışacak.

NE ANLAMA GELİYOR

Asgari ücret kısılacak:

Hükümet kamu işçilerinin ücretlerinde kemer sıkmayı asgari ücretten başlatacak. Önümüzdeki günlerde belirlenecek asgari ücretteki artış oranı büyük olasılıkla memur maaşlarındaki gibi düşük oranda tutulacak.

VERİLEN SÖZ

Piyasa yapıcılığı:

İç borç yönetimi devlet kağıtları piyasasına piyasa yapıcılığı (primary dealer) sisteminin getirilmesi ile iyileştirilecek. Piyasa yapıcılar, iki yönlü fiyat kote etmeyi ve Hazine ihalelerine katılmayı taahhüt edecek.

NE ANLAMA GELİYOR

Avrupa’ya uyum:

Hazine piyasa yapıcılığı ile Türk bono ve tahvil piyasasını birçok AB ülkesindeki uygulamayla uyumlu hale gelecek. İç borçlanma ihalelerine, belirlenen banka ve kurumlar girecek.

‘Benim köylüm’ dönemi artık bitiyor

IMF'ye sunulan 64 maddelik Niyet Mektubu'nda, ekonomi alanındaki yapısal reformlar arasında tarım sektörü ağırlıklı yer aldı. Hükümet, ‘Benim köylüm’ felsefesini bitirecek adımlar atmaya söz verdi. Mektupta, tarım reform programının orta vadeli amacının var olan destekleme politikalarını safhalar halinde ortadan kaldırmak ve fakir çiftçileri hedef alan doğrudan gelir desteği sistemi ile değiştirmek olduğu vurgulandı. Niyet Mektubu'nda, bunun, ilk öncelikle 2000 hasat yılı için bir pilot program uygulamaya konarak yapılacağı, sistemin 2001 yılında ülke çapında yaygınlaştırılacağı, 2002 yılı sonuna kadar tamamlanacağı kaydedildi. Mektupta, bu sistemin, 2001 yılı Mart ayına kadar tamamlanacak olan çiftçi kayıt sistemi üzerine kurulu olacağı da vurgulandı.

Mektupta, hububatta zaman içinde taban fiyatlarının dünya fiyatlarına getirileceği sözü verildi. 2000 yılında ise hububat fiyatlarının dünya fiyatlarının yüzde 35 üzerinde olabileceği, fakat tonda 150 dolardan aşağı olmayacağı vurgulandı. Buna göre hububatta taban fiyatları tespit edilirken artık geçmiş enflasyona bakılmayacak. Hububatın dünya fiyatı, taban fiyatı tespitinde önemli bir parametre olacak. Böylece, 2000 yılında hububatın taban fiyatı geçen yıla göre dolar bazında yüzde 25 kadar daha düşük olacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!