Ödenmeyen vergiler ve af

Güncelleme Tarihi:

Ödenmeyen vergiler ve af
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2002 00:00

BUGÜNLERDE, ‘vergi affı’ konusu tartışılıyor. Pazar günü Hürriyet'te, İTO Başkanı Mehmet Yıldırım ‘‘sabıkalı vergi yüzsüzü affa girmesin’’ başlıklı açıklamasında özetle; gerçekten mağdur durumda olan, küçük ve orta ölçekli firmalara bir kolaylık yapılmasını destekliyor ancak 100 milyar liradan fazla borcu olanın affedilmesine karşı olduğunu belirtiyordu.Pazartesi günü de Fatih Altaylı ‘‘Garibanın borcunu affedin, yüzsüz devlerin değil’’ başlıklı yazısında, özetle; ekonomik kriz nedeniyle özellikle ‘‘küçük ve orta ölçekli’’ mükelleflerin ciddi sorunlar yaşadığını ve bunlara belli ölçüler çerçevesinde kısmi bir af getirilmesinin doğru olabileceğini belirtiyor, özellikle Devletin toplam vergi alacağının neredeyse yarısına yakınını ‘‘borç diye takan’’ beş on holdingin affına da, haklı olarak karşı çıkıyordu...Bu tartışmalar olurken, vergisini ödeyen vatandaşlara bakıyoruz, onların tepkisi de ‘‘Peki, biz vergimizi zamanında ödemekle yanlış mı yaptık?’’ diye sormak oluyor.İŞİN DOĞRUSU VE EĞRİSİBu olayda, işin doğrusunu ve eğrisini ortaya koyabilmek için, ‘‘vergi barışı’’ kapsamında, ‘‘kısmi aftan’’ yararlanacak olanları ?ikili bir ayrıma göre? değerlendirmek gerekiyor.1- İhtilaflı Vergi Dosyaları : Bunların tutarı yaklaşık 4 katrilyon lira. Kendisine vergi ve ceza kesilenlerin, yaklaşık yüzde 80?i, ihtilaf yaratmayıp vergi ve cezayı ‘‘uzlaşma’’ yani ‘‘karşılıklı pazarlık’’ yolu ile anlaşmaya varmak suretiyle ödüyorlar. Kalan yüzde 20'si de, ihtilaflı davalarında haklı olduklarına ya da daha avantajlı çıkacaklarına inanıyor ve yargı yoluna başvuruyorlar. Danıştay'da, binlerce dosya taranarak yapılan araştırmanın sonuçlarını Hürriyet'te 14 Kasım 2002 günü yayınladık. Her 100 ihtilaflı dosyanın 90'ı, maliyenin aleyhine sonuçlanıyor. Bu oran bazılarında yüzde 99'u da buluyor. Yani Maliye buradan yüzde 90 zararlı çıkıyor. Sayısı 130 bin civarında olan, ihtilaflı dosyalarda, cezayı ve faizi silip, vergiyi tahsil etme olayında, devletin parasal kaybı değil, aksine kazancı olacak.2- Normal Vergi Borcunu Ödemeyenler : Bu gruba girenlerin borcu 10 katrilyon liranın üzerinde. Bunlar, ödemeleri gereken vergiyi, vergi dairesine bildiriyor ancak kısmen ya da tamamen ödemiyorlar. Her ay da üzerine faiz biniyor. Bunların bir kısmı gerçekten zor durumda, bir kısmı da ödememeyi alışkanlık haline getirmiş, halk arasındaki deyimle ?vergi yüzsüzü? olanlar.Maliye Bakanlığı verilerine göre; 2002 yılının ilk 10 ayında tahakkuk eden 53 katrilyon 605 trilyon liralık verginin, 47 katrilyon 208 trilyon lirası tahsil edilmiş. 2002 yılının Kasım ayı başı itibariyle, birikmiş vergi alacağı gecikme zammı dahil 10 katrilyon lirayı aşmış durumda. Bu tutar, şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir vergi alacağı. Devlet'in tahsil edemediği SSK primi ve Bağ-Kur primi alacağı ile birlikte, birikmiş alacağının tutarı 20 katrilyon TL.'yi aşıyor. İşte Mehmet Yıldırım'ın da, Fatih Altaylı'nın da tepki gösterdiği kişiler ve şirketler, özellikle ikinci grupta yeralanlar. Birinci gruptakilerin çoğunun henüz kesinleşen vergi borcu yok, olayları mahkemelik ve Maliye'de 100 ihtilafın 90'ını hatta daha fazlasını zaten kaybediyor. İkinci gruptakiler ise gelirini beyan ediyor ancak vergisini ödemiyorlar...DEVLETİN GÜCÜ VE TRİLYONLARDevletin elinde, 6183 sayılı 'Amme Alacaklarının Tahsil Usulü' ile ilgili bir yasa ve bu yasadan gelen; vergi borcu olanların işyerindeki mallara, makine ve demirbaşlara, evdeki eşyalara, banka hesaplarına, gayrimenkulleri ve taşıtlarına haciz koyup, icra yoluyla satma gibi, karşı konulamaz bir yetki var. O halde, bu alacaklar niçin 20 katrilyon TL.'yi aşmıştır? Devletin onbinlerce memuru, alacağın tahsili için ne yapmıştır? Yoksa, birilerine çıkar ya da hatır karşılığı, kıyak mı yapılmıştır?Özellikle, trilyonlarca borcu olan ve ödeme gücü bulunduğu halde, bunu bilinçli olarak ödememeyi, alışkanlık haline getiren ve yakında çıkacak afla karışık ödeme kolaylığından yararlanacak olan büyük şirketler ve holdingler hangileridir, borçları kaç trilyon liradır? Bunları, kısmi dahi olsa aftan yararlandırmak, ‘‘ödüllendirme’’ anlamına gelir.Yetkililer, olayın bu yönünü de şirket ve şahıs isimleriyle, kamuoyuna açıklamalı ve birikmiş alacaklar eğer her türlü zorlamalara rağmen tahsil edilememişse, vergisini düzenli ödeyen vatandaş bunu bilmeli? Bu arada kuşkusuz, krizden olumsuz yönde etkilenip perişan olan, yıllarca vergisini düzenli olarak ödeyen geçmişi temiz şirketler ve kişiler de var. Onları da gözetmek gerekiyor. Bu olayda, kurunun yanında yaş da yanmamalı...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!