Güncelleme Tarihi:
Ortaklar kurdukları ‘Good Foot Society’ (İyi Yemek Cemaati) isimli yeni şirketle Londra’da bir ocakbaşı bir de Hint restoranı açacak.
DOĞUŞ Grubu’nun D.ream şirketine 2.5 yıl önce İstanbul Doors’un yüzde 74.25 hissesini devreden Doors Grubu’nun ortakları, Levent, Rıza, Bülent Büyükuğur kardeşler ve Berk Ekşioğlu kısa süre önce Londra’da Good Food Society’i (İyi Yemek Cemaati) kurdular. Da Mario, Kitchenette, Vogue, Anjeligue gibi markaların kurucusu, Zuma’yı Türkiye’yi getiren ortaklar yeni şirketleri Good Food Society ile ataktalar. Doğuş Grubu’yla yaptıkları anlaşma gereği 5 yıl Türkiye’de yeni bir restoran açamayan ortakların ilk girişimi Toscanalı ‘Frescobaldi’ markasıyla ortaklık oldu. 700 yıldır şarapçılık yapan Frescobaldi ailesiyle Londra’da bir İtalyan restoranı açan Good Food Society, yaz sonunda Londra’da iki yeni girişim için bu hafta imzayı atacak. Good Food Society Londra’da bir Türk yemekleri restoranı bir de Hint restoranı açacak. Ayrıca bir yıl içinde de İstanbul’un iki ünlü ‘Türk mutfağı’ restoranını Londra’ya taşıyacaklar. Good Foot Society’in ortaklarından Levent Büyükuğur, sektörle ilgili gelişmeleri ve yeni şirketini şöyle anlattı:
Londra’da kurduğunuz yeni şirketinizin yapısı Doors’la aynı mı?
- Londra’daki operasyonumuz İstanbul’dakine benziyor. Yalnızca bir arkadaşımızı daha Londra’da yaşadığı için ortaklığımıza dahil ettik. Sanjay Nandi Hint asıllı bir İngiliz. O da operasyonun başında. Ben ayın yarısını Londra’da geçiriyorum. Şimdilik bir restoranımız var.
Frescobaldi ailesiyle ortaklık kurdunuz. İlk restoranınız açıldı. Bundan sonra nasıl ilerleyeceksiniz?
- Frescobaldi ailesiyle onların şarap markasının bilinir olduğu yerlerde restoran açmak üzere ortaklık kurduk. Bu ortaklığın ilk restoranı Londra’da. Önümüzdeki 5 yıl içinde 3 büyük dünya şehrinde Frescobaldi restoranları açacağız. Yüzde 50, yüzde 50 ortaklığımız var. Tamamen aynı riskleri paylaşıyoruz. 700 yıllık müthiş bir aile. Bir Türk şirketine güvendiler, bize inandılar. İtalya aslında bu anlamda muhafazakar bir yapı. Bizim İtalyan mutfağındaki deneyimlerimizi biliyorlardı, buna güvendiler. Şu anda ikinci yerimizi ya NewYork ya da Miami’de açacağız. Hedeflerde Milano, Dubai ve Tokyo da var.
SOHO’DA AÇILACAK
İtalyan restoranları dışında da arayışlarınız vardı. Bir gelişme oldu mu?
- Bir süredir bu konuda çalışıyoruz. İki ayrı yerle imza atacağız bu hafta. Bu konspetlerden biri Türk mutfağı.
Londra’da Türk mutfağı mı açıyorsunuz?
- Evet. Bunu çok düşündük. Biz bu işe de inandık. Türkiye’deki birkaç Türk mutfağı konseptinin biraraya geldiği bir konsept çıktı ortaya. Ocakbaşı da var içinde. Kolay ulaşılabilir, ucuz, paylaşılabilir tabaklar. Bu konsepti de Londra’da doğup büyümüş bir Türk şefle yapıyoruz. O şef de bu işte ortağımız oluyor. Bundan sonra konsepti yaratan kişiyi ya da aşçıyı proje ortağı yapacağız. Ekim ya da Kasım’da restoranı açacağız. Soho’da olacak büyük olasılıkla. Biz Londra’da iyi tutmuş bir Türk mutfağı konsepti yaratmak istiyoruz.
MICHELIN YILDIZLI ŞEF
İki yer dediniz. Diğeri ne olacak?
- Michelin yıldızlı bir şefle Londra’da Hint restoranı açacağız. Tamarind adlı bir restorandan ayrıldı kendisi. Alfred Prasad çok ünlü Hintli bir şef. O da aramıza bu projede katıldı. Londra’da herkesin alıştığı Nobu, Zuma, Hakkasan tarzı bir Hint mutfağı yok. Biz onu açacağız. Hem Hint muftağında hem de Türk mutfağında iddialıyız. Londra dünya vitrini.
İstanbul yasağımıza 2.5 yıl kaldı
Siz ileride Türkiye’de de yeni girişimlerde bulunmayı planlıyor musunuz? Belki de bu konseptleri Türkiye’ye taşırsınız...
- Olabilir. 2012’de anlaşma yaptık Doğuş Grubu’yla. Daha 2.5 yıl rekabet yasağımız var. Ama sadece bu yasaktan değil bizce şu anda İstanbul’da da bir doyum var. Özellikle bizim yaptığımız konseptlerde doyum var, çok fazla yer açıldı birbirine benzer. Biz bunu görmüştük. Önümüzdeki 5-6 ay içinde 20-30 yeni mekan açılacağını biliyorum. Birbirine benzer mekanların sayısı arttı, farklı iş yapanların şansı olur diye düşünüyorum.
Londra’da tutan dünyaya açılıyor
Londra’da da lokasyon seçmek, bulmak çok zor değil mi?
- Londra ve New York rekabetin en yüksek ve keskin olduğu yerler. Oralarda tutulursanız dünya markası oluyorsunuz. Belki ileride Londra’da tutmuş olan restoranımızı İstanbul’da açarız... 3 yıl sonraki koşullara bakarız. Londra çok zor. Bazen bulduğunuz yeri istenilen miktarı verseniz de ev sahibi size vermek istemeyebiliyor. Londra’da siz daha önce ne yaptınız, finansal büyüklüğünüz ne, bunlara bakıyorlar.
12 milletten insan var
Siz Türkiye’de tam Doors Akademi’yi kurup sonra Doğuş’a sattınız... Sektörde eğitimli personel açığı için de çalışacaktınız...
- Öyle oldu. Türkiye’de çok ihtiyaç var. İngiltere’de Portekizliler, İtalyanlar, Polonyalılar çalışıyor. Bizim İtalyan restoranımızda 40 kişi çalışıyor. Bir İngiliz var. 12 değişik ülkeden insan çalışıyor. Türk, Fransız, Portekizli, Litvanyalı, Brezilyalı her milletten insan var gibi. Mutfak tamamen İtalyanlara emanet.