Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2006 00:00
Petrol Ofisi, İş-Doğan ile birleşme sırasında kullanılan kredilerin kur farkından dolayı vergi kaçağına yol açtığı iddialarının doğru olmadığını açıkladı. Petrol Ofisi Genel Müdürü Jan Nahum, "Bir inceleme var ama bunu biz talep ettik" dedi. Nahum, Petrol Ofisi’nin veremeyeceği hiçbir hesap olmadığını vurguladı.
PETROL Ofisi (PO) Genel Müdürü Jan Nahum, İş-Doğan ve Petrol Ofisi şirketlerinin birleştirilmesi sürecinin tüm mevzuata uygun ve gereken onaylar alınarak yapıldığını hatırlatarak, birleşme sırasında kullanılan kredilerin kur farkından dolayı vergi kaçağına yol açtığı iddialarının doğru olmadığını vurguladı. Nahum, iddianın bizzat İş-Doğan Petrol Yatırımları A.Ş.’nin bir vergi alacağını talep etmesi nedeniyle başlatılan bir incelemeye dayandığını söyledi. Petrol Ofisi Genel Müdürü Jan Nahum, Petrol Ofisi Yönetim Kurulu Üyesi İmre Barmanbek ve Petrol Ofisi Finans Direktörü Hüseyin Keçeci, dün Sabah Gazetesi’nde şirket defterlerinin incelenmesiyle vergi kaçağının ortaya çıkarıldığına ilişkin
haber üzerine bir basın toplantısı düzenledi.
PETROL OFİSİ ŞEFFAFTIR: Toplantıda konuşan Genel Müdür Jan Nahum, Petrol Ofisi-İş-Doğan birleşmesinin Türk ticaret ve vergi kanunlarına uygun bir şekilde gerçekleştiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Kendimizden çok emin bir şekilde şu noktaların altını çiziyoruz. Petrol Ofisi, İş-Doğan birleşmesi Türk Ticaret ve Vergi Kanunları’na uygun şekilde gerçekleşmiştir. Birleşme Maliye Bakanlığı bilgisinde ve vergi kanunlarına uygun yapılmıştır. Son yıllarda birçok şirket buna benzer şekilde birleşti. Bu birleşmelerle ilgili bir vergi kayıp ve kaçağı söz konusu değildir. Petrol Ofisi şeffaftır, veremeyeceği hiçbir hesap yoktur. Türk kamuoyunun dikkatini şu noktaya çekmek isteriz. Bu inceleme süresi hálá sonuçlanmamıştır. Haberin amacını süreci aleyhimize işletmektir."
TÜM ONAYLAR ALINDI: Nahum, Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesi sırasında İş Bankası ve Doğan Holding’in İş-Doğan Petrol Yatırımları’nı kurduğunu ve bu şirketle ihaleye teklif verdiğini hatırlatarak, "Bildiğiniz gibi ihaleyi İş-Doğan kazanmıştır. İş Bankası ile Doğan Holding 2002 yılında şirketler arası rekabeti önlemek için İş-Doğan ile Petrol Ofisi’ni birleştirme kararı aldı. Birleşme mevzuata uygun ve gereken onaylar alındıktan sonra yapılmıştır" dedi. PO Yönetim Kurulu Üyesi İmre Barmanbek de satın almada kullanılan kredilerin kur farklarının gider yazılıp yazılamayacağına ilişkin Maliye Bakanlığı’ndan görüş (mükteza) alınmasını istemeleri üzerine söz konusu incelemenin
yapıldığını açıkladı. Barmanbek, "Bir inceleme var, çünkü bu incelemeyi biz talep ettik. Bu vergi iadesi talebimizle başlamış bir inceleme. Henüz kesinleşmemiş ve bize gelmemiş bir raporun basına geçmesi ve gerçeğe aykırı yansıtılması çok vahim bir olay" dedi.
KUR FARKI GİDER YAZILABİLİR: Birleşme sırasında kullanılan
kredi faizlerinin ve kredilere ilişkin kur farklarınının gider yazılamayacağı ve bunların gider yazıldığına dair iddia konusunda ise İmre Barmanbek, "
Hisse senedi alımlarında kullanılan kredilere ait kur farklarının ve faizlerin gider yazılıp yazılamayacağı konusunda Maliye Bakanlığı’na yaptığımız müracaat sonunda, bakanlık bunların gider yazılması gerektiği yolunda mukteza vermiştir. Kur farkları ve faiz giderleri gider yazılabiliyorsa, bunların bu yolla vergi kaybına yol açıldığından söz edilmesi mümkün değildir. Bakanlık bu muktezayı sadece bize değil, başka gruplara da vermiştir. Mahkemelerin çeşitli organlarının kararları da bu muktezaları desteklemiştir ve sadece bakanlığın görüşü olmaktan da çıkmış yasalaşmıştır" dedi.
Birleşmemiz kanunlara uygun
İMRE Barmanbek, vergisiz şirket birleşmelerinde Türk Ticaret Kanunu ile ilgili hükümlerde yetkili mercilerin mahkemeler olduğunu belirterek şöyle konuştu: "İş-Doğan ve Petrol Ofisi birleşmesinde gerekli mahkeme kararları alınmış ve yasal olarak bu şirketlerin birleşmeleri de tamamlanmış, ticaret sicili tescilleri yerine getirilmiştir. Vergi kanunları bakımından vergisiz şirket birleşmesinde üç şart aramaktadır. Birleşen şirketlerden birinde zarar varsa, bu zararın şirket aktifinden daha büyük olmaması gereklidir. Yine birleştirirsiniz ancak şirket aktifi kadar zararı mahsup edebilirsiniz. Bizim şirketimizde böyle bir durum yoktur. Zarar şirket aktifinden daha küçüktür. İkincisi zarar beş yıldan fazla nakledilemez. Dolayısıyla eğer bir zarar varsa 5’inci yıldan sonra nakli durdurulur ve öbür zararlar vergi indiriminde kullanılamaz. 3’üncü husus ise birleşen şirketler aynı sektörde faaliyet göstermelidir. Hem İş-Doğan hem PO, petrol sektöründe faaliyet gösteren şirketlerdir."
Ortağımızı da bilgilendirdik
BASINDA yer alan haber ve basın toplantısı hakkında yabancı ortağı da (OMV) bilgilendirdiklerini söyleyen İmre Barmanbek, "Bizim iade talebiyle ilgili müracaatımızı, bu yüzden inceleme yapıldığını biliyorlar. Rapor olmadığı için kendileriyle raporu paylaşmamız henüz mümkün olamadı" dedi.
Barmanbek, "Çok ciddi sayıda birleşmeler var. Büyük şirketlerin, bankaların birleşmeleri var. Bir sürü örneklerini sayabilirim. Tabidir ki eğer biz böyle bir vergiye muhatap olursak o şirketler için de gündeme gelmesi gerekir, eğer vergide bir eşitlik varsa" dedi.
İki muktezada ne deniyor
Kredilere ilişkin giderlerin, iştirak hisselerinin elde edilme maliyetlerine eklenmeyip (yani aktifleştirilmeyip) dönem giderlerine intikal ettirilmesi gerekir.
Kur farkları ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler niteliğindedir. Bu nedenle söz konusu kur farklarının gider yazılması gerekir.
Mukteza nedir
VERGİ hukukunun yardımcı kaynaklarından olan mukteza ya da özelge, vergi idaresi tarafından, kanunların daha iyi anlaşılması için mükelleflerin sorularına yazılı olarak verilen yanıtlara deniyor. Kanunlar değişmedikçe mukteza da değişmiyor.
Vergi mahremiyeti ihlal edildi, hukuka gideriz
BARMANBEK, PO’yu hedef alan bu haberle "vergi mahremiyeti" ilkesinin ihlal edildiğine dikkat çekerek, "Bugün bizim başımıza gelen, yarın bir başka mükellefin başına da gelebilir. Bunun sonuçları ekonomide kargaşalara yol açabilir. Hepimizin küçük yatırımcıları var. Küçük yatırımcılar bu tür yayınlardan zarar görebilir" dedi. Gerekli hukuksal girişimleri yapacaklarını bildiren Barmanbek şöyle devam etti: "Hukuki süreç işleyecektir, hem sızdıran hem yazan için işleyecek. Nereden sızdırıldığı ortaya çıktıktan sonra hukuki süreç hemen başlatılacaktır. Henüz yargıya bile intikal etmemiş, kesinleşmemiş bir raporun basının eline geçmesi ve gerçeğe aykırı olarak yansıtılması çok vahim bir olay."
Raporu henüz almadık ne yazdığını bilmiyoruz
"HABERE konu olan söz konusu raporu henüz almadık. Ne yazıldığını da bilmiyoruz" diyen İmre Barmanbek şöyle konuştu: "Ben de inceleme elemanlığından geldim. Şöyle bir uygulama vardır; Gelirler Kontrolörlüğü’nde raporlar yazılır, bu kurullardaki okuma heyetleri tarafından okunur, eğer raporlarda hatalar görünürse, düzeltilmesi raporu yazan kişiden talep edilebilir. Raporların okunmasının usulden olduğunu söyleyebilirim. Henüz bu raporun okuma sürecine gidip gitmediğini de bilmiyorum. Olabilir ki rapor taslak halindedir, okuma sürecini etkilemek için böyle bir yayın yapılıyordur veya ileride yargı organlarını etkilemek için böyle bir yayın yapılıyordur. Ama kesinleşmemiş raporun basın tarafından yayınlanmasını kasıttan başka bir şekilde açıklamak bizce mümkün değildir. Bu haber, adımızı vermek dışında bizi tarif ediyor. Basın toplantısı yapmasaydık, halk, kamuoyu bizim birşey sakladığımızı düşünebilirdi. Saklayacak bir şeyimiz yok" diye konuştu.
Böyle bir bilgiyi basına sızdırmak suçtur
GELİR İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, "İnceleme vardır, yoktur o ayrı konu. Ancak böyle bir bilginin basınla paylaşılması ya da basına sızdırılması suçtur. Yasalarımıza aykırıdır" dedi. Her mükellef hakkında, inceleme olabileceğini belirten Arıoğlu şöyle konuştu: "Biz bir kişi ya da şirketle ilgili inceleme varsa onunla ilgili de gereğini tabii ki yaparız. Ancak bu tür konularla ilgili bilgileri belgeleri basına sızdıranlarla ilgili de gereken işlemi yaparız. Bu konulardaki bilgileri bizim basınla paylaşmamız tartışmamız düşünülemez."